01.06.2017 Views

George Orwell - 1984

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kiz sterlin de ne ederdi şimdi çıkaramıyorum ama, çok<br />

paraydı. Bugün pek nadir bulundukları halde gerçek antika<br />

parçalar kimin umurunda ki?"<br />

Winston hemen dört doları verdi, gözünü alamadığı<br />

parçayı cebine attı. Ona çekici gelen, güzelliğinden çok,<br />

şimdikinden çok farklı bir çağa ait olduğu izlenimini<br />

uyandırmasıydı. Bu yumuşak, dalgalı cam nesne, daha<br />

önce gördüklerinin hiçbirine benzemiyordu. Gerçi<br />

Winston bir zamanlar kâğıt ağırlığı olarak kullanılmış<br />

olabileceğini kestirebiliyordu, ama artık hiçbir işe yaramaması<br />

onu bir kat daha çekici kılıyordu. Çok ağırdı,<br />

ama bereket cebinde şişkinlik yapmıyordu. Bir Parti üyesinin<br />

böyle bir nesneyi bulundurması biraz tuhaftı, dahası<br />

başına iş açabilirdi. Eski, o yüzden de güzel olan her<br />

şey, belli belirsiz de olsa kuşku çekiyordu. Dört doları<br />

cebine attıktan sonra yaşlı adamın neşesi bayağı yerine<br />

gelmişti. Belli ki, aslında üç, hatta iki dolara bile razıydı.<br />

"Yukarıda bir oda daha var, belki bir göz atmak istersiniz,"<br />

dedi. "Gerçi pek fazla bir şey yok. Birkaç parça bir<br />

şey işte. Yukarı çıkacaksak lambayı yakayım."<br />

Başka bir lambayı yakıp iki büklüm öne düştü, dik<br />

ve aşınmış merdivenleri ağır ağır çıkıp dar bir koridordan<br />

geçti; sokağa değil de bir taş avluya ve bacalar ormanına<br />

bakan bir odaya girdiler. Winston, içerisinin bir<br />

oturma odası gibi döşenmiş olduğunu fark etti. Yere ince<br />

uzun bir halı serilmişti, duvarda birkaç resim vardı, şöminenin<br />

önüne kirli bir kanape yerleştirilmişti. Şömine rafının<br />

üstünde cam kapaklı, kadranı on iki rakamlı eski<br />

model bir saatin tıkırtıları duyuluyordu. Pencerenin altında,<br />

odanın nerdeyse dörtte birini kaplayan kocaman<br />

bir karyola vardı; şiltesi hâlâ üstündeydi.<br />

Yaşlı adam, handiyse özür dilercesine, "Karım ölünceye<br />

kadar burada yaşadık," dedi. "Eşyaları yavaş yavaş<br />

satıyorum. Mesela, şu maun karyola harikulade bir par-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!