01.06.2017 Views

George Orwell - 1984

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

na varmama konusunda çok yetenekli olmayı gerektiriyordu.<br />

Zekilik kadar aptallık da gerekliydi, ama aptalca<br />

davranmak da zekice davranmak kadar zordu.<br />

Bu arada, bir yandan da, kendisini ne zaman kurşuna<br />

dizeceklerini merak ediyordu. O'Brien, "Her şey sana bağlı,"<br />

demişti; ama kendisini kurşuna dizmelerini bilinçli olarak<br />

hızlandıramayacağını biliyordu. On dakika sonra da<br />

olabilirdi, on yıl sonra da. Onu yıllarca hücre hapsinde tutabilirler,<br />

bir çalışma kampına gönderebilirler ya da bazen<br />

yaptıkları gibi bir süreliğine salıverebilirlerdi. Kurşuna<br />

dizmeden önce, tutuklanışı ve sorgulanışı sırasında yapılanların<br />

baştan sona yeniden uygulanması da pekâlâ mümkündü.<br />

Kesin olan bir tek şey vardı, o da ölümün beklediği<br />

bir anda gelmeyeceğiydi. Şimdiye kadarki yapılagelişe bakılırsa,<br />

arkadan vurdukları anlaşılıyordu; gerçi bundan hiç<br />

söz edilmiyordu, açıkça söylendiği hiç duyulmamıştı, ama<br />

her nasılsa biliniyordu: Koridorda bir hücreden öbürüne<br />

giderken, hiç uyarmadan enseden vuruyorlardı.<br />

Bir gün −"gün" demek doğru değildi belki de, gece<br />

yarısı da olabilirdi− tuhaf ama mutluluk veren bir rüya<br />

görmüştü. Kurşunun her an sıkılabileceğini bilerek koridorda<br />

yürüyordu. Kurşunu birazdan sıkacaklarını biliyordu.<br />

Her şey çözülmüş, hale yola girmiş, uzlaşılmıştı.<br />

Artık hiçbir kuşku, hiçbir tartışma, hiçbir acı, hiçbir korku<br />

kalmamıştı. Bedeni sağlıklı ve güçlüydü. Güneşli bir<br />

havada yürüyüşe çıkmışçasına, keyifle yürüyordu. Artık<br />

Sevgi Bakanlığı'nın dar beyaz koridorlarında değildi, verilen<br />

ilaçların etkisiyle kendinden geçtiğinde olduğu gibi,<br />

gün ışığıyla aydınlanan, bir kilometre genişliğinde bir geçitte<br />

yürüyordu. Altın Ülkedeydi, tavşanlar tarafından<br />

kemirilmiş eski bir çayırın ortasından geçen bir patikada<br />

yürüyordu. Bodur, süngersi turbalığı ayaklarının altında,<br />

ılık gün ışığını yüzünde duyumsuyordu. Çayırın kıyısındaki<br />

karaağaçlar hafif rüzgârda salınıyor, biraz daha öte-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!