01.06.2017 Views

George Orwell - 1984

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

makla, yemek pişirmekle, ortalığı temizlemekle, eşyaları<br />

cilalayıp parlatmakla, sökükleri dikmekle geçiyordu. Buna<br />

karşın, hâlâ şarkı söylüyordu. Winston'ın kadına duyduğu<br />

gizemli saygı, nedendir bilinmez, bacaların ardında<br />

sonsuzca uzanıp giden soluk, bulutsuz göğün suretine<br />

karışıyordu. Burada olduğu gibi Avrasya'da da, Doğuasya'da<br />

da gökyüzünün herkes için bir olması ne kadar<br />

tuhaftı. O göğün altındaki insanlar da birbirlerine çok<br />

benziyorlardı; her yerde, yeryüzünün dört bir yöresinde,<br />

birbirlerinin varlığından habersiz, aralarına nefret ve yalan<br />

duvarları girmiş, ama yine de birbirinin aynı olan;<br />

düşünmeyi hiçbir zaman öğrenmedikleri halde, bir gün<br />

dünyayı altüst edebilecek gücü yüreklerinde, içlerinde,<br />

kaslarında biriktirmekte olan yüz milyonlarca insan yaşıyordu.<br />

Umut, varsa eğer, proleterlerdeydi! Winston, daha<br />

kitabı sonuna kadar okumamış olmasına karşın, Goldstein'ın<br />

son mesajının bu olduğunu anlamıştı. Gelecek<br />

proleterlerindi. Peki, vakti geldiğinde proleterlerin kuracağı<br />

dünyanın, kendisine, Winston Smith'e Parti'nin<br />

dünyası kadar yabancı gelmeyeceğinden emin olabilir<br />

miydi? Evet, olabilirdi, çünkü o dünya hiç değilse aklın<br />

ağır bastığı bir dünya olacaktı. Eşitliğin olduğu yerde akıl<br />

ağır basabilirdi. Bu, önünde sonunda gerçek olacaktı, güç<br />

bilince dönüşecekti. Proleterler ölümsüzdü, avludaki şu<br />

yiğit insana baktığında bundan kuşku duymuyordun. Er<br />

geç uyanacaklardı. Bunun gerçekleşmesi için bin yıl geçmesi<br />

de gerekse, her şeye karşın hayatta kalacaklar,<br />

Parti'nin paylaşmadığı ve öldüremediği o canlılığı kuşlar<br />

gibi bedenden bedene aktaracaklardı.<br />

Winston, "O ilk gün, ormanın kıyısında bizim için<br />

şakıyan o ardıçkuşunu anımsıyor musun?'' diye sordu.<br />

"Bizim için şakımıyordu ki," diye yanıtladı Julia.<br />

"Kendi keyfine şakıyordu. Kendi keyfine bile değil. Öylesine<br />

şakıyordu işte."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!