01.06.2017 Views

George Orwell - 1984

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Oturdukları odayı, nerdeyse yarısını beyaz örtülü<br />

bir yatağın kapladığı o karanlık odayı anımsıyordu. Odada<br />

ayaklı bir gazocağı, yiyeceklerin konduğu bir raf, dışarıdaki<br />

sahanlıkta da, başka odalarla ortaklaşa kullanılan,<br />

kahverengi fayanstan bir lavabo vardı. Annesinin, heykelsi<br />

gövdesiyle gazocağının üzerine eğilmiş, tencereyi<br />

karıştırdığını anımsıyordu. Ama sürekli açlık çekmeleri,<br />

yemek vakti geldiğinde birbirlerine girmeleri hiç aklından<br />

çıkmıyordu. Annesine ikide bir mızırdanarak neden<br />

daha fazla yemek olmadığını sorar, kadıncağıza öfkeyle<br />

bağırıp çağırır (erken yaşta çatlamaya başlayan, dahası<br />

bazen boğuklaşan sesinin tonunu bile anımsıyordu) ya<br />

da payına düşenden fazlasını kapabilmek için burnunu<br />

çeke çeke ağlayarak kendini acındırmaya çalışırdı. Annesi<br />

ona payından fazlasını vermeye çoktan hazırdı. Aslan<br />

payını "oğlan"ın almasından daha doğal ne olabilirdi ki?<br />

Ama o ne kadar verilse doymaz, hep daha da fazlasını<br />

isterdi. Annesi her yemekte, bencillik etmemesi, kız kardeşinin<br />

hasta olduğunu, onun da beslenmesi gerektiğini<br />

unutmaması için yalvarırdı, ama ne fayda. Annesi tabağına<br />

yemek koymayı kesince, gözleri yuvalarından fırlayarak<br />

bağırır, tencereyle kepçeyi elinden kapmaya kalkışır,<br />

kız kardeşinin tabağındakileri aşırırdı. Annesiyle kardeşini<br />

aç bıraktığının farkındaydı, ama kendine engel<br />

olamadığı gibi, bunu bir hak olarak görüyordu. Sanki<br />

karnının sürekli zil çalması ona böyle bir hak veriyordu.<br />

İki yemek arasında, annesi uyanık davranmazsa, gidip gidip<br />

raftan yiyecek yürütürdü.<br />

Bir keresinde, çikolata tayını dağıtılmıştı. Haftalardır,<br />

belki aylardır ilk kez dağıtılıyordu. O ufacık ama çok<br />

değerli çikolata parçasını çok iyi anımsıyordu. İki onsluk<br />

parçanın (o günlerde hâlâ ons diyorlardı) üçü arasında<br />

paylaşılması gerekiyordu. Belli ki, üç eşit dilime bölünecekti.<br />

Winston birden çikolatanın tümünün kendisine

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!