01.06.2017 Views

George Orwell - 1984

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

et ediyordu, hem de yalnızca içtenlikle değil, sıradan bir<br />

Parti üyesinde rastlanmayan bir şehvetle, her şeyi günü<br />

gününe bilerek. Yine de, her an gözden düşebilirmiş gibi<br />

bir hali vardı Syme'ın. Söylenmese daha iyi olacak şeyler<br />

söylüyor, çok fazla kitap okuyor, ressamlar ve müzisyenlerin<br />

gediklisi oldukları Kestane Ağacı Kahvesi'ne takılıyordu.<br />

Kestane Ağacı Kahvesi'ne gitmeyi yasaklayan bir yasa<br />

olmadığı gibi, yazılı olmayan bir yasa da yoktu, gel gör ki<br />

kahvenin adı kötüye çıkmıştı. Parti'nin eski, gözden düşmüş<br />

önderleri ortadan kaldırılmadan önce burada toplanırlardı.<br />

Goldstein'ın bile yıllarca önce zaman zaman burada<br />

görüldüğü söyleniyordu. Syme'ın başına gelecekleri<br />

şimdiden kestirmek hiç de zor değildi. Ne var ki, Syme'ın,<br />

Winston'ın kafasından geçenleri azıcık okuyabilse onu<br />

anında Düşünce Polisi'ne ihbar edeceği de bir gerçekti.<br />

Kim etmezdi ki, ama Syme herkesten erken davranırdı.<br />

Coşku yeterli değildi. Bağnazlık bilinçsizlikti.<br />

Syme başını kaldırıp baktı. "İşte Parsons geliyor," dedi.<br />

Sesinin tonunda, "Şu geri zekâlı" demişçesine bir<br />

hava vardı. Winston'ın Zafer Konutlarındaki komşusu<br />

Parsons, kalabalığın içinde kendine yol açarak ilerlemeye<br />

çalışıyordu; tombul, orta boylu, sarı saçlı, kurbağa suratlı<br />

bir adamdı. Otuz beş yaşında olmasına karşın boynu ve<br />

beli yağ bağlamaya başlamıştı, ama canlı ve çocuksu bir<br />

yürüyüşü vardı. Baştan ayağa erken büyümüş bir oğlan<br />

çocuğunu andırıyordu; o kadar ki, Parti tulumu giymiş<br />

olmasına karşın, onu Casuslar'ın mavi şortu, gri gömleği<br />

ve kırmızı boyunbağıyla düşünmemek nerdeyse olanaksızdı.<br />

Parsons denince, insanın gözünün önüne hep yumuk<br />

yumuk dizler, bıngıl bıngıl kollar gelirdi. Parsons,<br />

gerçekten de, ne zaman bir toplu doğa yürüyüşüne çıkacak<br />

ya da başka bir bedensel etkinliğe katılacak olsa şort<br />

giyme fırsatını asla kaçırmazdı. Winston ile Syme'ı, "Meraba,<br />

meraba!" diye neşeyle selamladıktan sonra, berbat

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!