01.06.2017 Views

George Orwell - 1984

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

önceydi, anımsamıyordu. O günlerin patırtılı, gergin ortamını<br />

daha iyi anımsıyordu: ikide bir hava akınları karşısında<br />

panikleyip metro istasyonlarına sığınmalar, dört<br />

bir yandaki moloz yığınları, sokak köşelerine asılan anlaşılmaz<br />

bildiriler, aynı renk gömlekler giymiş gençlik çeteleri,<br />

fırınların önünde uzayıp giden kuyruklar, arada<br />

sırada uzaklardan duyulan makineli tüfek tarrakaları,<br />

hepsinden önemlisi de yeterince yiyecek bulunamaması.<br />

Öğleden sonraları öteki oğlanlarla birlikte saatlerce çöp<br />

tenekeleri ve süprüntü yığınları arasında nasıl dolandıklarını,<br />

lahana artıklarını, patates kabuklarını, hatta bazen<br />

üstlerindeki pislikleri bir güzel kazıdıkları bayat ekmek<br />

kabuklarını nasıl topladıklarını; sonra, hep aynı yerden<br />

geçen ve sığır yemi taşıdığını bildikleri kamyonların yolunu<br />

bekleyip kamyonlar yoldaki çukurlarda sarsıldıkça<br />

dökülen küspeleri nasıl kapıştıklarını anımsıyordu.<br />

Babası ortadan kaybolduğunda, annesi ne şaşkına<br />

dönmüş ne de ağıtlar yakmış, ama birden bambaşka biri<br />

olup çıkmıştı. Sanki ruhunu yitirmişti. Gerçekleşmesinin<br />

kaçınılmaz olduğunu bildiği bir olayı beklediğini Winston<br />

bile anlamıştı. Yapılması gereken bütün işleri yapıyordu:<br />

Yemek pişiriyor, çamaşır yıkıyor, giysileri onarıp<br />

sökükleri dikiyor, yatağı yapıyor, yerleri süpürüyor, şöminenin<br />

önünü temizliyor, ama bütün bunları hep ağırdan<br />

alarak ve gereksiz davranışlardan kaçınarak, sanki kendi<br />

başına hareket eden bir vitrin mankeni gibi yapıyordu. İri,<br />

endamlı bedeni kendiliğinden durağanlaşmıştı sanki. Bazen<br />

Winston'ın iki üç yaşlarındaki minik, hastalıklı, sesi<br />

soluğu çıkmayan, yüzü kaşık kadar kalmış kız kardeşini<br />

kucağına alıp yatakta hiç kımıldamadan saatlerce oturuyordu.<br />

Arada sırada da hiçbir şey söylemeden Winston'ı<br />

kollarına alıp göğsüne bastırıyordu. Winston, çocuk bencilliğiyle<br />

bile, bunun, olması beklenen ama hiç sözü edilmeyen<br />

o olayla bağıntılı olduğunu sezebiliyordu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!