23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

126 KONTAKT DERMATİTLER VE İLAÇ ERÜPSİYONLARI<br />

tutabilir. Sıklıkla çocukluk ya da fetal dönemde görülen ve özellikle<br />

diş etlerinin üçte birini kahverengi olarak boyayarak değiştiren<br />

tetrasiklinden farklı olarak, minosikline bağlı hiperpigmentasyon<br />

erişkinlerde, gri ya da gri yeşil renk değişikliği yapar<br />

ve sıklıla dişlerin orta bölgesini tutar. Dişleri etkilenen çoğu<br />

hastanın başka bir bölgesinde hiperpigmentasyon bulunmaz.<br />

Minosiklinle oluşan deri hiperpigmentasyonu yavaş yavaş solar<br />

ve dişler yıllarca pigmente olarak kalabilir. <strong>Deri</strong>nin gri-mavi<br />

renk değişikliği Q-swicted ruby lazer ile tedavi edilebilir.<br />

Klorokin, hidroksiklorokin ve kinakrinin üçü de yüz, ekstremiteler,<br />

kulak kıkırdağı, oral mukoza ve tırnaklarda mavi-siyah<br />

pigmentasyona yol açar. Pretibyal hiperpigmentasyon en sık<br />

rastlanan tiptir ve minosiklinle oluşana çok benzemektedir. Diş<br />

etleri ve sert damak da etkilenebilir. Ayrıca nadir olarak kinidin<br />

de bu tip hiperpigmentasyona neden olabilir. Kinakrin epidermiste<br />

depolanır ve sarı renge sebep olur. <strong>Deri</strong>nin ve skleranın<br />

yaygın sarı renk değişikliği (sarılık benzeri) hastalarda artarak<br />

meydana gelir fakat ilacı kestikten 4 ay sonra solmaya başlar.<br />

Koyu tenli kişilerde bu renk maskelenir ve kozmetik olarak çok<br />

önem taşımaz. Histolojik olarak, her iki tip pigmentasyonda da<br />

dermisteki makrofajlar içinde granüller saptanır.<br />

Amiodaron, kullanıldığı hastaların %30 ila %57’sinde, tedaviden<br />

sonraki 3 ila 6 ay sonrasında fotosensitiviteye neden olur.<br />

Hastaların %1 ila %10’unun, fotoduyarlılık olan bölgelerinde gri<br />

hiperpigmentasyon oluşur. Pigmentasyon ilaç tedavisi bırakıldıktan<br />

sonra gitgide solmaya başlar. Histolojik olarak, dermiste<br />

periyodik asid-schiff boyası ile makrofajların sitoplazmasında<br />

pozitif olarak boyanan sarı-kahverengi granüller görülür. Elektron<br />

mikroskobunda, lipid içeren lizozomları taklit eden membrana<br />

bağlı yapılar gözlenir. Q-swicted ruby lazer tedavisine<br />

duyarlıdır.<br />

Klofazimin tedavisi, Hansen hastalığı olan hastaların lezyonları<br />

içerisinde birikerek, gitgide kırmızı-kahverengimsi veya kahverengiye<br />

dönüşen pembe renk değişikliği şeklinde komplikasyona<br />

neden olur. Bu pigmentasyon çok şekilsiz olabilir ve Hansen<br />

hastalığındaki tedaviye uyumsuzluğun en sık sebebini oluşturur.<br />

Histolojik olarak, dermisteki köpüksü makrofajlarda periodik<br />

asid-Schiff boyası ile pozitif olarak boyanan kahverengi, granüler<br />

pigment görülür. Buna ‘ilaca bağlı lipofuskinoz’ denilir.<br />

Zidovudin, en sık olarak tırnaklarda gözlenen mavi ya da<br />

kahverengi hiperpigmentasyona neden olur. Lunula mavi veya<br />

tüm tırnak yatağı koyu kahverengi olabilir. <strong>Deri</strong>nin diffüz hiperpigmentasyonu,<br />

dil lateralinin pigmentasyonu ve artmış<br />

bronzluk daha nadir olarak gözlenir. Bu reaksiyon koyu pigmentli<br />

kişilerde meydana gelir, doza bağlıdır ve tedavi bırakıldıktan<br />

sonra geriler. Hidroksiüre de çok benzer şekildeki hiperpigmentasyona<br />

neden olur.<br />

Klorpromazin, tiyoridazin, imipramin ve klomipramin, çok<br />

uzun süre kullanımdan sonra güneş gören bölgelerde gri hiperpigmentasyona<br />

neden olurlar. Sıklıkla, kornea ve lens opasitesi<br />

de meydana gelebildiğinden; bu tedavi sonrasında hiperpigmentasyon<br />

gelişen tüm hastaların göz muayenesi olması gerekmektedir.<br />

Fenotiyazinle oluşan hiperpigmentasyon, hasta başka<br />

bir fenotiyazinle tedavi edilse bile, yıllar sonra söner. Korneal<br />

değişiklikler gerilemesine rağmen lentiküler değişiklikler gerilemez.<br />

İmipraminle oluşan hiperpigmentasyonun, bir yıl içinde<br />

kaybolduğu gösterilmiştir. Histolojik olarak, güneşten korunan<br />

değil ancak güneş gören bölgelerde, artmış dermal melanin ile<br />

beraber dermiste makrofajlar içinde çok sayıda refraktil altın sarısı<br />

kahverengi granüller bulunur. Gri rengi oluşturan, ilacın altın<br />

sarısı kahverengi pigmenti ile dermiste görülen melaninin siyah<br />

renginin karışımıdır.<br />

Altın, gümüş ve bizmut gibi ağır metaller maviden griye kadar<br />

değişen hiperpigmentasyona neden olur. Pigmentasyon, daha<br />

çok güneş gören bölgelerde maruziyetten yıllar sonra gözlenir<br />

ve kalıcıdır. Çinko ve gümüş, travma alanlarındaki deride<br />

dövme gibi yerleşebilir. Ayrıca bizmut da dişeti sınırında pigmentasyona<br />

neden olur. Histolojik olarak, dermiste ve kan damarlarının<br />

çevresinde metal granülleri görülür. Arsenik melanozisi<br />

siyah, yaygın pigmentasyonla karakterizedir veya yüzü<br />

tutmayan ve yağmur damlalarını andıran depigmente dağınık<br />

maküller bulunan bir trunkal hiperpigmentasyon, şeklinde kendini<br />

gösterir.<br />

Glokom tedavisi için prostaglandin analogları kullanan hastalarda<br />

perioküler hiperpigmentasyon oluşur. Bu ajanlar iriste<br />

pigmentasyona neden olurlar. Ayrıca kirpik boyu da uzar. Bimatoprost,<br />

latanoprosta göre daha hızlı pigmentasyon değişikliklerine<br />

neden olur. İlaç tedavisi kesildikten sonra, perioküler<br />

hiperpigmentasyon gittikçe azalmaya başlar.<br />

Kemoterapi ajanları ile oluşam pigmentasyon değişiklikleri<br />

bu bölümde daha sonra tartışılacaktır.<br />

Vaskülitler ve Serum Hastalığı Benzeri<br />

Reaksiyonlar<br />

Birçok ilaçla lökositoklastik vaskülit oluşabilir ancak propiltiyourasil<br />

ile oluşan vakalar dışında bu reaksiyonlara nadir rastla-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!