Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

628 DERMAL VE SUBKUTANOZ TÜMÖRLER
Histolojik olarak, çok sayıda kalın, uzun, iyi sınırlı düz kas
lifleri dermiste farklı yönlerde bulunurlar. Kıl foliküllerinde artma
olabilir.
Bazı vakalarda klinik ve histolojik olarak Becker nevusuyla
üst üste binme vardır. Klasik olarak, Becker nevus’u unilateral
(nadiren bilateral) edinsel bir hiperpigmentasyondur. Genellikle
başlangıcında genç erkeklerde omuzlarda veya pektoral bölgede
bronz bir maküldür. Zaman içinde hipertrikozis gelişir.
Bu lezyonların biyopsisinde akantozis, papillomatozis ve artmış
bazal hücreli pigmentasyon görülür. Hiperpigmentasyon
ve hipertrikozis gösteren bazı konjenital lezyonların biyopsi
bulguları Becker nevus’undakilere benzer (düz kas proliferasyonu
yoktur) ve tipik olarak Becker nevuse benzer geç başlangıçlı
lezyonlar, bazen dermisinde düz kas-hamartom-benzeri
değişiklikler gösterir. Arada sırada geç başlangıçlı, hiperpigmente
veya hipertrikotik olmayan düz kas hamartomları bildirilmektedir.
Hiçbir tedavi gerekmez.
DİĞER TÜMÖRLER VE TÜMÖRLE İLİŞKİLİ
DURUMLAR
Kutanöz Endometriyozis
Derinin endometriyozisi orta yaşlı kadınlarda jinekolojik cerrahiden
sonra göbekte ya da alt abdominal sikatrislerde gelişen
kahverengimsi papüllerdir. Genellikle tek olan tümörün boyu
birkaç mm ile 60mm (ortalaması 5mm) arasındadır. Gergin ya
da ağrılı lezyonlar çoğu hastada siklik olan kanamadan dolayı
mavimsi-siyahtır.
Histopatolojik bulgular granüler yapılar ile stromada damar
dışına çıkmış alyuvarlar ve hemosiderin içeren desidualize (Decidua=uterusu
örten ve doğumda dökülen mukoza) olmuş bir
stromadır. Seçkin tedavi cerrahi eksizyondur. Preoperatif danazol
ve löprolid tedavisi boyutunu küçültebilir.
Layomiyosarkom
Yüzeyel layomiyosarkomlar (dermis veya subkütanöz dokudan
köken alanlar) tüm yumuşak doku sarkomlarının yaklaşık %
2’sini oluşturur. Bazen deride görülen bir lezyon, içerdeki bir
kaynaktan gelen metastazdır. Deri layomiyosarkomu dermiste
tek bir nodül olarak görülür. Dikleştirici kıl kası veya genital
dartoik kasından (skrotumda) kaynaklanabilir. İyi bir prognozu
vardır. Mohs cerrahisi ile rekürrens yaklaşık % 15’tir ve metastazlar
nadirdir. Tersine subkutan layomyosarkomların daha kötü
bir prognozu vardır. Hastaların yaklaşık % 35’inde hematojen
metastaz olur. Bu durum vakaların üçte birinde fataldir. Akciğer
metastazları sık olduğu için akciğer görüntülemesi bu hastaların
takibindeki önemli yönlerden biridir.
Bu lezyonların klinik görünümleri özgül değildir, bu yüzden
tanı histopatolojik bulgulara dayanır. Bunlar layomiyomdan
sık selülaritesi, nükleer pleomorfizm, çok sayıda mitoz ve
düz kas liflerinin düzensiz sıralanması ile ayrılırlar. Kollajen sadece
septalarda bulunur. Desmin, düz kas aktini ve h-Caldesmon
layomiyosarkomu diğer iğsi hücreli ve pleomorfik tümörlerden
ayırmada yardımcı olur.
Tercih edilen tedavi yöntemi geniş lokal eksizyondur. Mohs
cerrahi yaklaşımı yinelemeleri engellemek ve dokuyu temizlemek
için yararlıdır. Radyasyon terapisi ve kemoterapi genellikle
etkili değildir.
Ballezza G, et al: Primary cutaneous leiomyosarcoma. Int J
Surg Pathol 2004; 12: 39.
Teratom
Teratomlar deride oluşabilir ama overlerde ve testiste görülmesi
daha sıktır. Karakteristik klinik özellikleri yoktur ama mikroskobik
incelemede, üç germ tabakasını yansıtan çok sayıda doku
tipi içerebilir. Saç, diş ve işlev gören tiroid dokular tamamen diferansiye
olarak gelişebilen dokulara örnektir. Bazen habis dönüşüm
görülebilir.
Metastatik Karsinom
Malin tümörler köken aldıkları primer bölge dışında da büyüyebilirler;
bu yüzden herhangi bir malin neoplazma deriye yayılabilir.
Bu infiltratlar; derinin alttaki tümör tarafından