23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

600 DERMAL VE SUBKUTANOZ TÜMÖRLER<br />

lere, nodüllere ve plaklara ilerler. Baş, boyun, gövde ve mukoz<br />

membranları tercih eder. Nodal ve sistemik tutulumun beklendiği<br />

fulminan, progresif bir durumdur.Bu insan immün yetmezlik<br />

virüsü (HIV) enfeksiyonunun tanıtıcı belirtisi olabilir.<br />

İmmünosupresyon İlişkili Kaposi Sarkomu. Lezyonlar<br />

morfolojik olarak klasik KS'u andırır ama tutulum bölgeleri daha<br />

değişkendir.<br />

İç Organ Tutulumu<br />

Klasik KS için en karakteristik iç organ tutulum bölgesi gastrointestinal<br />

kanaldır. Büyük ihtimalle en sık ince bağırsak tutulur.<br />

Ek olarak, akciğerler, kalp, karaciğer, konjunktiva, adrenal bezler<br />

ve karın lenf bezleri etkilenebilir. İskelet değişiklikleri karakteristiktir<br />

ve tanı koydurucudur. Kemik tutulumu her zaman<br />

geniş alana yayılmış hastalığın göstergesidir. Değişiklikler; kemik<br />

dansite düşüklüğü, kistler ve kortikal erozyondur.<br />

Afrika kütanöz KS'a sıklıkla bacakların masif ödemi ve kemik<br />

tutulumu eşlik eder.<br />

Afrika lenfadenopatik KS'da, Bantu çocuklarında özellikle<br />

servikal olmak üzere lenf nodu tutulumu deri lezyonlarından<br />

önce olur. Çocuklar aynı zamanda, göz kapaklarında ve konjunktivalarında<br />

hemorajik doku kitlesinin aşağı sarktığı lezyonlar<br />

geliştirirler. Göz tutulumu Mikulicz sendromuna benzer bir<br />

tabloda lakrimal, parotid ve submandibular bezlerin şişmesi ile<br />

birliktedir.<br />

AIDS'le ilişkili KS'da % 25 hastada sadece kütanöz tutulum,<br />

% 29 hastada sadece visseral lezyonlar vardır. En sık görülen<br />

visseral organ tutulumu; akciğerler (% 37), gastrointestinal kanal<br />

(% 50) ve lenf nodu tutulumudur (% 50). AIDS'le ilişkili<br />

KS'u olan hastaların toplam % 70'inden fazlasında iç organ tutulumu<br />

vardır.<br />

KS olan diğer immünosupresif hastalarda, değişik oranlarda<br />

iç organ tutulumu olabilir.<br />

Epidemiyoloji<br />

KS'un yayılımı dünya çapındadır. Avrupa'da klasik KS odakları<br />

vardır; Polonya – Rusya sınırı yakınındaki Galicia ve Avusturya,<br />

İtalya'ya doğru güney hattı. New York'ta KS sıklıkla Galicia'lı<br />

Yahudiler ve güney İtalyalı yaşlı erkeklerde görülür. Afrika'da<br />

KS, Sahra'nın güneyinde geniş arazide görülür. Kuzeydoğu<br />

Kongo ve Rwanda-Burundi bölgelerinde en yüksek prevelans<br />

görülür Batı ve Güney Afrika'da daha az görülür.<br />

AIDS'le ilişkili KS prevalansı 1980'lerden beri azalmaktadır.<br />

Vakaların çoğu erkek homoseksüellerdir. AIDS'i intravenöz ilaç<br />

kullanımı ile kapmış insanlarda ya da Haiti'li hemofilili çocuk<br />

veya insanlarda KS görülmesine dair çok az sayıda bildiri yayınlanmıştır.<br />

Diğer immünosupresyon nedenleriyle KS geliştirme riski altında<br />

olan hastalar, oral prednizon veya transplant hastalarına<br />

verilen gibi diğer kronik immünosupresif tedavileri içeren yatrojenik<br />

supresyonları içerir.<br />

KS; malin lenfomalar (Hodgkin hastalığı, T-hücreli lenfoma,<br />

non-Hodgkin lenfoma), lösemi ve miyelom gibi sekonder maliniteler<br />

geliştirmede artmış risk taşır. KS hastalarında lenforetiküler<br />

malinite geliştirme riski normal popülasyondan 20 kat<br />

fazladır.<br />

Etyopatojenez<br />

KS anormal vasküler endotel hücrelerinin proliferasyonu ile<br />

oluşmuştur. HHV-8 ilk olarak 1994 yılında bir hastanın dokusunda<br />

bulunmuş ve bildirilmiştir. Şimdi KS lezyonlu dokusunda<br />

tipe bakmaksızın bulunmaktadır. KS olmayan HIV ile enfekte<br />

kişilerde HHV-8 saptanması, genellikle 2 – 4 yıl içinde KS gelişiminin<br />

habercisidir. Seksüel veya fekal-oral geçiş bu enfeksiyonu<br />

kapmanın esas yollarıdır. HHV-8 genomunda çok sayıda<br />

açık okunma çerçevesi vardır, büyüme disregülasyonu yaratan<br />

veya immün denetimin elden kaçmasına neden olan ürünler<br />

kodlar. Bunların iğsi hücrelerin formasyonunu ve proliferasyonunu<br />

nasıl yönettiği hala incelenmektedir. Primer efüzyon lenfoma,<br />

solid lenfoma ve Castleman hastalığı HHV-8 enfeksiyonunun<br />

diğer kanıtlanmış birliktelikleridir.<br />

Histoloji<br />

Hastalığın derecesine göre çeşitli histopatolojik farklılıklar vardır.<br />

Erken lezyonlarda irregüler şekilli ektazik damarlarda dağılmış<br />

lenfositler ve plazma hücreleri vardır. Kapillerlerin endotel<br />

hücreleri büyüktür ve tomurcuklar gibi lümene uzanırlar.<br />

Daha sonra lezyonlar, önceki damarların ve deri eklerinin etrafında<br />

damar proliferasyonu gösterir. Önceden varolan yapı vasküler<br />

boşluğa doğru uzayarak burun belirtisini oluşturur. Soluk<br />

pembe globüller, ekstravaze eritrositler ve hemosiderin bulunur.<br />

Nodüler lezyonlar iğsi hücreler ile görünür bir vasküler<br />

alan olmaksızın iğsi hücrelerin arasında dizilen eritrositlerden<br />

oluşur.<br />

Tedavi<br />

Tüm KS tipleri radyosensitiftir. Radyasyon terapisi, parçalara<br />

bölünmüş küçük dozlarda, sınırlı veya uzamış alanlarda büyük<br />

tek dozlar veya elektron beam radyasyonu şeklinde kayda değer<br />

başarılarla uygulanmıştır. Lokal eksizyon, kriyoterapi, alitretinoin<br />

jel (Panretin), lokal olarak enjekte edilen kemoterapi<br />

veya IFN ve lazer ablasyonu daha güç, lokalize lezyonlarda<br />

kullanılır.<br />

Bir seferde 3 mL'den az ve 2 haftalık aralıklarla uygulanan<br />

intralezyoner 0,1 mg/mL vinkristin solüsyonu, bazıları 8 hafta<br />

kadar uzayan tümör involüsyonu sağlar. Bu çalışmalara göre<br />

lezyonun yeterli kontrolü için en azından 6 – 12 aylık bir zaman<br />

gerekmektedir. İlaçlara direnç görünüşe göre önlenemez durumdadır.<br />

Etkili olabilecek çok ajan bulunmuştur; bunların içinde en<br />

iyileri IFN, vinblastin ve aktinomisin D'dir. Başlangıç yanıtları<br />

yüksektir ama sıklıkla görülen rekürren lezyonların yanıtı düşüktür.<br />

Eğer 1 ayda 10 yeni KS gelişiyorsa veya semptomatik<br />

lenfödem, semptomatik pulmoner hastalık, semptomatik visseral<br />

tutulum varsa sistemik tedavi gereklidir.<br />

HIV'li olgularda, proteaz inhibitörlerinin antianjiyojenik etkileri<br />

olduğu gösterilmiştir; ancak KS'dan korunmaya cevap bazında<br />

non-nükleosit reverse transkriptaz inhibitöre dayalı planlar,<br />

proteaz inhibitöre dayalı tedaviden aşağı kalmaz. Bu bize KS<br />

regresyonunun spesifik antiretroviraller ile değil tüm immün<br />

fonksiyondaki değişikliklerle engellendiğini düşündürür.. Lipozomal<br />

antrasiklinler ve paklitaksel özellikle ilerlemiş KS için<br />

ABD Food and Drug Administration (FDA) tarafından ilk ve<br />

ikinci sırada monoterapi olarak önerilmiştir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!