23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Atopik Dermatit<br />

73<br />

lıdır; çünkü kabarıklık yoktur ve üçüncü yanıtın (kızarma) yerini<br />

beyaz bir çizgi oluşturacak şekilde beyazlanma almıştır.<br />

1/100.000’lik histamin solüsyonundan 0.1 mL intradermal olarak<br />

enjekte edildiğinde üçlü yanıtın kızarma şeklinde olan bölümünün<br />

olmadığı ya da az olduğu görülür.<br />

Atopiklerde özellikle kontakt ürtiker olmak üzere çeşitli ürtiker<br />

tipleri normal bireylerden daha çok görülür. Kontakt ürtiker<br />

ataklarını, etkilenmiş bölgede tipik ekzematöz lezyonlar izleyebilir.<br />

Oftalmolojik Anormallikler<br />

Atopik dermatit hastalarının<br />

%10’a yakınında anterior ya da posterior subkapsüler katarakt<br />

görülür. Atopik bireylerdeki posterior subkapsüler kataraktlar<br />

kortikosteroide bağlı kataraktlardan ayırt edilemez. Katarakt<br />

gelişme riski şiddetli dermatiti olanlarda daha yüksektir.<br />

Keratokonus atopik hastaların yaklaşık %1’inde görülen nadir<br />

bir bulgudur. Bu durumun tedavisinde kontakt lensler, keratoplasti<br />

ve intraoküler lensler gerekli olabilir.<br />

Enfeksiyona yatkınlık<br />

Kronik ekzematöz lezyonların<br />

%90’ndan fazlası sıklıkla çok sayıda Staphylococcus aureus içerir.<br />

Ayrıca normal görünen lezyonsuz deride de S.aureus kolonizasyonu<br />

bulunur. Patojenik stafilokokların artan sayısı, deri lezyonlarının<br />

akıntılı ve krutlu bir hale gelmesi, folikülit ve adenopatiyle<br />

birliktedir. Alevlenmiş bir atopik dermatitte sekonder<br />

enfeksiyon olasılığı düşünülmelidir. Antibiyotikler atopik dermatit<br />

alevlenmesinin tedavisinde sıklıkla yararlı olurlar. Atopik<br />

dermatit lezyonlarının topikal steroid ile tedavisi, antibiyotikler<br />

kullanılmasa bile yüzeyde patojenik bakterilerin azalmasına neden<br />

olur. Bazı atopik kişilerde stafilokok ve toksinlerine karşı<br />

oluşan IgE antikorları saptanmıştır. Stafilokokların ürettiği süperantijenler<br />

hastalığın stafilokoklara bağlı alevlenmesinde rol<br />

alan bir başka mekanizma olabilir. Atopik dermatiti olan ve sık<br />

enfeksiyon geçiren hastalardan oluşan bir alt grupta kronik supresif<br />

oral antibiyotik tedavisi hastalığı kontrol altına alabilir. Sefalosporinler,<br />

trimetoprim-sulfametoksazol, klindamisin ve daha<br />

yaşlı hastalarda doksisiklin seçenekler arasında yer alır. Ailedeki<br />

S.aureus taşıyıcılarının belirlenmesi ve tedavi edilmesi de<br />

faydalı olabilir. Atopik dermatitli hastalarda S.aureus enfeksiyonunun<br />

nadir komplikasyonlarından biri distal falanksın osteomiyeliti<br />

ile birlikte subungual enfeksiyondur. Ateşi ve toksik<br />

görünümü olan atopik dermatit hastalarında streptokokal enfeksiyon<br />

olasılığı da akılda bulundurulmalıdır. Bu çocuklara<br />

hastaneye yatırılarak intravenöz antibiyotik tedavisi verilmesi<br />

gerekli olabilir.<br />

Atopik hastalarda yaygın herpes simpleks enfeksiyonu (ekzema<br />

herpetikum), yaygın vaksinya enfeksiyonu (ekzema vaksinatum)<br />

ve komplike varisellaya eğilim artmıştır. Ekzema herpetikum,<br />

daha çok küçük çocuklarda görülür ve bir ebeveynden<br />

ya da kardeşten bulaşan herpes simpleks virus (HSV)-1 ile ilişkilidir.<br />

Bir kez enfekte olan atopik hastada HSV rekürrensleri ve<br />

tekrarlayan ekzema herpetikum atakları olabilir. Ekzema herpetikum,<br />

daha çok dermatit bölgelerine yoğunlaşan veziküler,<br />

püstüler, krutlu ya da erode lezyonların ani çıkışı ile karakterizedir.<br />

Lezyonlar yayılmaya devam edebilir ve deri yüzeyinin<br />

büyük bir kısmı tutulabilir. Sekonder stafilokokal enfeksiyonlar<br />

sıktır ve lokal ödem ve bölgesel adenopati genellikle bulunur.<br />

Ekzema herpetikumun lezyonları gözlerin etrafını tutarsa oftalmolojik<br />

değerlendirme yapılması önerilir. Ekzema herpetikumun<br />

şiddeti son derece değişkendir ancak çoğu olguda sistemik<br />

antiviral tedavi ve antistafilokokal antibiyotik gerekir.<br />

Çiçek aşısı atopik dermatitli hastalarda hastalık remisyonda<br />

bile olsa kontrendikedir. Atopik diyatezi olan hastalarda yaygın,<br />

hatta ölümcül vaksinya oluşabilir.<br />

Atopik bireylerde yaygın verruka plana ya da molluskum<br />

kontajiyozum gelişebilir. <strong>Deri</strong> çok kolay tahriş olduğundan salisilik<br />

asit ya da kantaridin gibi kimyasal tedaviler tolere edilemez.<br />

Küretaj (molluskum için), kriyoterapi ya da elektrokoter<br />

gibi destrüktif yöntemler gerekli olabilir.<br />

Patojenez<br />

Atopik dermatit, prevalansı artmakta olan multifaktöryel bir<br />

hastalıktır. Güçlü bir kalıtsal bileşeni vardır ancak çevrenin de<br />

rolü olduğu düşünülmektedir ve sosyoekonomik düzeyi yüksek<br />

olan gruplarda daha sıktır. Lezyonlar, çeşitli antijenlere karşı<br />

oluşan abartılı bir bağışık yanıt tarafından ortaya çıkarılır. Bu<br />

immünolojik bileşen temel anormallik gibi görünmekle birlikte,<br />

bariyer fonksiyonu, damar reaktivitesi ve sinir ağındaki bozuklukların<br />

atopik dermatitin belirti ve bulgularının ortaya çıkmasında<br />

önemli olduğu düşünülmektedir.<br />

Atopik bireylerde bulunan immünolojik olaylar, IL-4, IL-5, IL-<br />

10 ve IL-13 sitokinlerinin senteziyle T helper 2 (Th2) bağışık yanıtın<br />

aktivasyonu ve T helper 1 (Th1) bağışık yanıtın inhibisyonudur.<br />

IL-4 ve IL-5, IgE düzeylerinde artışa, doku ve periferik kan<br />

eozinofilisine neden olur. IL-10 geç tip aşırı duyarlılığı inhibe<br />

eder. IL-4, interferon (IFN)-γ üretimini azaltır. Atopik dermatitin<br />

erken lezyonları sıklıkla Th2 hiperreaktivitesini yansıtan ürtikeryal<br />

karakterdedir. Bu immunolojik değişiklikler konağın antiviral<br />

sitotoksik hücreleri üretme kapasitesini bozar ve atopiklerde ekzema<br />

herpetikum gibi yaygın viral infeksiyonlara eğilim yaratır.<br />

Stafilokokal süperantijenlere epikutanöz maruziyet, immün yanıtı<br />

Th2 sitokin üretimi yönünde değiştirir; böylece stafilokokal enfeksiyonlarla<br />

atopik dermatit alevlenmeleri arasındaki ilişki açıklanmış<br />

olur. Azalmış Th1 aktivitesi (IFN-γ üretimi), topikal uygulanan<br />

antijenlere karşı azalmış duyarlılığı açıklayabilir. Örneğin;<br />

toksikodendron duyarlılığı atopik dermatitli bireylerin yalnızca<br />

%15’inde, atopik olmayan bireylerin ise %61’inde görülür. Duyarlılaşma<br />

zor olmasına rağmen, atopiklerin muhtemelen uzun<br />

süren maruziyet nedeniyle kullandığı ilaçlara karşı alerjik kontakt<br />

dermatit geliştirmesi nadir değildir.<br />

Atopik dermatit Th2-aracılı bir hastalık olarak başlamakla<br />

birlikte, kronik fazında kutanöz enflamasyon Th1 sitokinlerle<br />

karakterizedir. Bu durum kronik atopik dermatitin neden histolojik<br />

olarak diğer kronik dermatozlara benzediğini açıklar.<br />

Atopik dermatitli hastaların derilerindeki Langerhans hücreleri<br />

de anormallikler gösterir. T helper hücrelerini antijen sunumu<br />

olmaksızın direkt olarak uyarırlar ve T helper hücreleri<br />

selektif olarak Th2 fenotipine aktive ederler. Langerhans hücrelerinde<br />

bulunan trimerik yüksek afiniteli IgE reseptörü (FcepsilonRI),<br />

IgE-bağımlı antijen alımına aracılık eder. Atopik dermatitli<br />

hastaların derisindeki Langerhans hücrelerinde bu reseptörün<br />

ekspresyonu artmıştır.<br />

Atopik dermatitli hastaların periferik kanlarındaki monositler<br />

yüksek oranda prostaglandin E2 (PgE2) üretirler. PGE2, T<br />

helper hücrelerden IFN-γ üretimini azaltır ancak IL-4 üretimini<br />

azaltmaz ve Th2 baskınlığını artırır. PGE2 ayrıca direkt olarak B<br />

hücrelerden IgE üretimini de artırır. Monositlerde fosfodiesteraz<br />

aktivitesi de artmıştır. Atopik dermatit gelişme eğilimi daha yenidoğan<br />

döneminde bellidir. Neonatal kord kanında fitohemaglutinin<br />

ile uyarılmış mononükleer hücrelerdeki IL-13 düzeyi,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!