23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

708 MAKROFAJ / MONOSİT HASTALIKLARI<br />

kacak şekilde sıklıkla ülserleşirler. Ayrıca akral nodüller de oluşabilir.<br />

Gözler de, orbital kitle, konjonktivit, keratit, sklerit, üveit,<br />

irit, ektropion veya propitosis şeklinde tabloya eklenebilir.<br />

Körlükle sonuçlanabilir. Lenfadenopati, hepatosplenomegali,<br />

mukozal, miyokardiyal, ve pulmoner lezyonlar gelişebilir. Vakaların<br />

%80’ninde monoklonal IgG (genellikle Î) paraproteinemisi<br />

ve nadiren IgA paraproteinemisi (bir hastada her ikisi birden)<br />

oluşabilmektedir. Trombositopeni, nötrofili ve eozinofili<br />

bulunabilir. Kemik iliğinde plazmositozis meydana gelebilir ve<br />

bazı vakalarda anemi, lökopeni, miyelom ve miyelodisplastik<br />

sendromlar gelişebilir. Sebep bilinmemektedir ve seyri kronik<br />

ve bazen ilerleyicidir.<br />

Histolojik olarak, makrofajlar tarafından çevrelenmiş yaygın<br />

dejenere kollajen bölgeleri görülür. Bu makrofajlar köpüğümsü,<br />

Touton hücreleri, epitelioid, ve bazen 50’den fazla nükleusa sahip<br />

olan dev hücreler gibi çeşitli şekillerde olabilmektedir. Olay,<br />

yağ lobülüslerini tıkayacak şekilde yağ dokusuna kadar yayılır.<br />

Kolesterol yarıkları ve ekstraselüler lipid depoları belirgindir.<br />

Tabloya lenfosit ve plazma hücrelerinden oluşan perivasküler<br />

ve interstisyel infiltrat eşlik eder. Lenfoid foliküller mevcuttur.<br />

Tedavi genellikle paraproteine yöneliktir. Sistemik kortiksteroidler,<br />

düşük doz klorambusil, plazmaferez veya lokal radyasyon<br />

tedavisi (göz lezyonları için) kullanılmaktadır. Anektodal<br />

olarak, haftada 3 kere 3-6 MU interferon-α2b ile sistemik kortikosteroid<br />

kombinasyonu ve pulse sitoksan ile deksametazon tedavileriyle<br />

dramatik cevaplar bildirilmiştir. Mikozis fungoideste<br />

kullanıldığı gibi topikal nitrojen mustard ve BCNU veya basit<br />

eksizyon diğer seçenekler arasındadır.<br />

SARKOİDOZ<br />

Sarkoidoz, akut veya remisyon ve nükslerle bölünen inatçı seyirli,<br />

deri ve birçok iç organı tutan sistemik granülomatöz bir<br />

hastalıktır. Olguların yaklaşık %25’inde tutulan deriye ek olarak<br />

diğer tutulum bölgeleri akciğerler, periferik lenf nodları, gözler,<br />

falanks kemikleri, miyokard, merkezi sinir sistemi (MSS), böbrekler,<br />

dalak, karaciğer ve parotis bezleridir.<br />

Sarkoidoz tüm dünyada gözlenir. Avrupa’da en yüksek prevalansa<br />

İskandinavya’da, 100,000’de 64 ile özellikle İsveç’te ulaşır.<br />

İngiltere’de bu oran 100,000’de 20, Fransa ve Almanya’da<br />

100,000’de 10, İspanya ve Japonya’da giderek azalarak<br />

100,000’de 1.4’tür. ABD’de, güney-doğu bölgeleri ve kent merkezlerindeki<br />

bazı bölgeler (New York, Detroit, Washington DC<br />

gibi) en yüksek prevalansı taşır. US’de belirgin bir ırksal farklılık<br />

vardır. Beyazlarda oran 100,000’de 10-14 iken, Afrika kökenli<br />

Amerikalılarda 100,000’de 35-64 gibidir. Hastalık en sık 20-40<br />

yaşları arasında başlar ve kadınlarda biraz daha sıktır. En yüksek<br />

yıllık insidans 100,000’de 107 olarak, 30-39 yaşlarındaki Afrika<br />

kökenli Amerikalı kadınlardadır. Çocuklar da sarkoidoza<br />

yakalanabilir. Pediatrik sarkoidozun iki ayrı formu vardır. Genellikle<br />

4 yaşından önce görülen erken başlangıçlı hastalık tipiktir<br />

ve deri lezyonları, üveit, artrit triadı karakteristiktir. Jüvenil<br />

romatoid artrit ile karıştırılabilir. 8-14 yaş arasındaki çocuklar,<br />

erişkinlere benzer şekilde lenfadenopati ve pulmoner hastalıkla<br />

ortaya çıkarlar.<br />

Sarkoidozda deri tutulumu, spesifik (biyopside granülomların<br />

görüldüğü) veya non-spesifik (eritema nodozum gibi reaktif<br />

olayların gözlendiği) olarak sınıflandırılabilir. Olguların yaklaşık<br />

%20’sinde deri lezyonları sistemik hastalıktan önce belirir.<br />

%50’sinde deri ve sistemik lezyonlar aynı anda ortaya çıkar.<br />

%30’unda ise, deri lezyonları sistemik hastalık ortaya çıktıktan<br />

10 yıl sonrasına kadar belirirler. Bu durum sıklıkla, pulmoner<br />

sarkoidoz için kullanılan sistemik steroid dozunun düşüldüğü<br />

döneme rastlar. Sarkoidozun deri bulguları çok çeşitlidir. Çok<br />

sayıda ve farklı morfolojik tipte lezyonlar tanımlanmıştır. Bunlar<br />

arasında papüler, nodüller, plaklar, subkütan nodüller, skar<br />

sarkoidozu, eritroderma ve ülserasyonlar sayılabilir. Lezyonlar<br />

verrüköz, ihtiyoziform, hipomelanotik, psoriasiform veya alopesik<br />

olabilir. Sarkoidozda lezyonlar genellikle çok sayıda, palpasyonla<br />

sert ve elastik kıvamdadır. Dermisin tüm kalınlığını<br />

kaplayacak şekilde yayılabilirler. Üstteki epidermis hafifçe incelmiş,<br />

solgunlaşmış, telenjiyektazik veya skuamlıdır. Renk gelişim<br />

evrelerine göre kırmızı, mor, kahverengi veya sarının donuk<br />

tonlarını gösterecek şekilde solgundur. Genellikle lezyonlar<br />

asemptomatiktir. Yaklaşık %10-15 hastada kaşıntı mevcuttur.<br />

Sarkoidozdaki deri lezyonlarının sıklığı ırklara göre değişir. Beyaz<br />

ırkta eritema nodozum spesifik lezyonlar kadar sık gözlenir<br />

ve her iki tip deri tutulumu da sarkoidozlu hastaların %10’unda<br />

gelişir. Siyah ırkta eritema nodozum çok daha az sıklıkta gözlenir;<br />

bununla birlikte, spesifik deri bulguları hastaların %50 veya<br />

daha fazlasında oluşur. <strong>Deri</strong> lezyonları genelde, sistemik tutulumun<br />

yaygınlığı veya prognozla ilişki göstermez. İstisnai olarak,<br />

iyi prognozla ilişkili olan eritema nodozum ve kemik kistleri,<br />

üst solunum yolu sarkoidozu ve pulmoner fibrozisle ilişkili olan<br />

lupus pernio sayılabilir.<br />

Papüler Sarkoid<br />

Papüller deri sarkoidozunun en sık rastlanan lezyonlarıdır ve<br />

genellikle çapları 1cm’den daha küçüktür. Lezyonlar lokalize

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!