23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Lipoid Proteinozis<br />

537<br />

Resim 26-26<br />

Lipoid proteinozis’te<br />

göz<br />

kapaklarında<br />

görülen papüller<br />

(Dr. Eric Krause’nin<br />

izniyle)<br />

Resim 26-27<br />

Lipoid proteinozis’te<br />

akne<br />

benzeri yara izi<br />

oluşumu<br />

Hastalık en sık olarak Ashkenazi Yahudileri arasında görülür.<br />

Her 20 kişiden birinde, kemik iliğindeki ve dalaktaki histiositlerde<br />

ve karaciğerdeki Kuppfer hücrelerinde glukoserebrosid birikimi<br />

ile Gaucher hücreleri oluşumuna yol açan, bu genetik defekt bulunur.<br />

Bunlar büyük, 20 ile 100μm çapında, tek bir nükleuslu veya<br />

birkaç küçük nükleuslu ve içindeki yağların hafifçe boyandığı ancak<br />

PAS-pozitif olan soluk sitoplazmalı hücrelerdir. Plazma asit<br />

fosfataz seviyeleri yükselmiştir ve bu bulgunun tanısal değeri vardır.<br />

Uzun kemiklerin korteksinde incelme meydana gelir.<br />

Nörolojik bozukluk gelişmeden önce kemik iliği transplantasyonu<br />

yapılması durumunda mortalite oranı yüksektir (%20-50),<br />

ancak transplantasyonun başarılı olması durumunda nörolojik<br />

bozuklukların ilerlemesi durdurulur. Erişkin tipte görülen bazı<br />

bulguların tedavisinde enzim terapisi etkilidir, ancak masrafının<br />

çok yüksek olması dolayısıyla kullanımı kısıtlıdır. Glikolipid sentez<br />

inhibitörü N-bütildeoksinojirimisin kullanılarak yapılan substrat<br />

azaltma tedavisi de kullanılabilir. Kemik ağrısını dindirmek<br />

için uzun kemiklere radyasyon uygulaması ve hipersplenizmi<br />

(peteşi ve ekimozlar ile seyreden anemi ve trombositopeni) tedavi<br />

etmek amacıyla splenektomi yapılması, semptomatik tedavi<br />

seçenekleri arasındadır. Genetik defektin saptanmasıyla, taşıyıcı<br />

taraması ve prenatal tanı mümkün olabilir.<br />

LİPOİD PROTEİNOZİS<br />

Urbach-Wiethe hastalığı ve hyalinosis cutis et mucosa olarak da<br />

bilinen, bu otozomal resesif kalıtsal bozukluk, dudakların iç yüzeylerinde,<br />

dilin alt yüzünde, yutak girişinde ve uvulada görülen<br />

sarı-beyaz infilratif birikimlerin varlığı ile karakterizedir. Üst solunum<br />

yollarının diğer bölgeleri de etkilenebilir. Erken evrede,<br />

gruplar şeklinde büller ve püstüller oluşur; bunlar iyileştiğinde<br />

akne benzeri yara izleri bırakır (Resim 26-26). Larinksteki değişiklikler,<br />

sesin belirgin şekilde boğuklaşmasına yol açar ki bu durum<br />

da genellikle hayatın ilk birkaç haftasında ortaya çıkar.<br />

Hastanın dili “tahta gibi” olur ve güçlükle hareket eder hale<br />

gelir. Hasta dilini dışarı doğru uzatamaz. Epiglottiste belirgin<br />

değişiklikler meydana gelir. Vokal kordlar gri sarı madde birikimi<br />

ile kalınlaşır ve bu kadar erken evrede ortaya çıkan ses boğukluğuna<br />

yol açar. Bazı hastalarda labya majorada, üretral orifiste,<br />

skrotumda, gluteal kıvrımlarda ve aksillada benzer sarımsı<br />

ve krem rengi birikimler görülebilir. Tükürük bezlerinin tutulumu<br />

nedeniyle ağır kserostomi ve tükrük azlığı meydana gelebilir.<br />

Parçalı alopesi sıklıkla rastlanılan bir bulgudur.<br />

Siğil benzeri veya nodüler hiperkeratotik lezyonlar, ellerin,<br />

parmakların, dirseklerin ve dizlerin dorsal kısımlarında bulunur.<br />

Hastaların üçte ikisinde göz kapaklarının kenarlarında küçük,<br />

sarımsı, şeffaf, inci tanesi şeklinde papüller bulunur (Resim<br />

26-27). Hastaların yarısının fundusunda, Bruch membranında<br />

drusenler görülür. Kafatası grafilerinde sella tursikanın dorsalinde<br />

ve lateralinde, orak şekilli kalsifikasyonlar görülmesi patognomoniktir.<br />

Kan damarlarında aşırı dilatasyon, damarların duvarlarında<br />

kalınlaşma, ter bezlerinin ilerleyici hiyalinizasyonu ve damar<br />

duvarlarında da görülebilen, dermis ve subkutan dokunun ekstraselüler<br />

hiyalin birikimler ile infiltre olması, hastalığa özgü<br />

histolojik özelliklerdir. Normal ciltte ve müköz membranlarda<br />

da subpapiller damarların endotelyal proliferasyonu ve daha<br />

derin damarların duvarlarında homojen kalınlaşma gibi değişiklikler<br />

görülebilir. Damarların çevresinde tip IV kollajen ve laminin<br />

artmış olarak bulunur.<br />

Hastalık , ekstraselüler matriks protein 1 mutasyonları nedeniyle<br />

oluşur. Özellikle histolojik olarak, eritropoetik protoporfiryadan<br />

ayırım zor olabilir. Topikal steroidler, birikimlerin cerrahi<br />

olarak çıkarılması ve sistemik retinoidler ile dönemsel düzelmeler,<br />

sınırlı faydası olduğu düşünülen tedavi yöntemleridir.<br />

Bir hastanın 2 yıl süren D-penisilamin tedavisi sonrası düzeldiği<br />

bildirilmiştir. Bazı hastalar solunum yolu obstrüksiyonu nedeniyle<br />

bebeklik döneminde kaybedilse de bunun dışında hastalığın<br />

yaşam süresini etkilemediği kabul edilir.<br />

Cannata G, et al: An edentulous woman with warty lesions. Arch<br />

Dermatol 1996;132:1240.<br />

Chan I: The role of extracellular matrix protein 1 in human skin.<br />

Clin Exp Dermatol 2004;29:52.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!