23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

266 BAKTERİYEL ENFEKSİYONLAR<br />

Resim 14-25 <strong>Deri</strong><br />

difterisi<br />

%5’tir. Bu hastalara destek tedavisi olarak hematopoietik büyüme<br />

faktörleri verilebilir.<br />

lum tipleri de olabilir. Difteri sonrası paralizi ve potansiyel kardiyak<br />

ölümcül komplikasyonlar gelişebilir. Bütün bunlar ribozomal<br />

düzeyde protein üretimini baskılayan potent ekzotoksine<br />

bağlıdır.<br />

<strong>Deri</strong> difterisi tropikal alanlarda sık görülür. Amerika’daki vakaların<br />

çoğu bağışıklığı olmayan çiftlik çalışanları ile yaşlı alkoliklerdir.<br />

3 . dünya ülkelerine giden ziyaretçiler hastalığı taşırlar.<br />

At serumunda hipersensitivitenin gösterildiği konjunktival<br />

test sonrası 20.000 ile 40.000 ünite difteri antitoksisinin intramuskuler<br />

enjeksiyonu tedaviyi oluşturur. 1/10 oranında dilüe edilmiş<br />

olan antitoksinin bir damlası bir göze serum fizyolojik solüsyonunun<br />

bir damlası diğer göze damlatılır. Eğer 30 dk sonra reaksiyon<br />

gözlenmezse 20.000 ile 40.000 ünite antitoksin hastaya<br />

verilir. Dirençli organizmaların olduğu bilinmesine rağmen<br />

2g/gün dozda eritromisin diğer bir tedavi seçeneğidir. Şiddetli<br />

vakalarda intravenöz penisilin G 600.000 ünite/gün dozunda 14<br />

gün boyunca kullanılabilir. 600 mg/gün dozunda rifampisin 7<br />

gün boyunca taşıyıcılık durumunun eliminasyonunda kullanılır.<br />

Grup JK Corynebacterium Sepsis<br />

Grup JK Corynebacterium (C.jeikeium) sağlıklı bireylerin derisinde<br />

aksiller ve perineal alanlarda yüksek konsantrasyonda bulunur.Hastanedeki<br />

hastalarda daha yüksek oranda kolonizedir.<br />

Granülositopeni, kateter kullanımı, protezler, çok sayıda antibiyotiğe<br />

maruziyet sepsis veya endokardit oluşumunda yüksek<br />

risk faktörleridir. <strong>Deri</strong>de papüler erüpsiyon selülit, subkutanöz<br />

abse, doku nekrozu ve palpabl purpura görülebilir.Vankomisin<br />

seçkin ilaçtır. Lökopenili hastalarda mortalite oranı %30’dan<br />

fazla olmasına rağmen, kemik iliği tedavisi olanlarda sadece<br />

Çöl Yarası<br />

Ayrıca veldt sore, septik yara, difterik çöl yarası ve Barcoo rot<br />

olarak bilinen çöl yarası, Avustralya ve Birmanyalı ormancılar<br />

ve askerler arasında endemik olan ülseratif bir hastalıktır. Hastalık<br />

esas olarak ekstremitelerde özellikle bacakların ön yüzü,<br />

dizler ve ellerin arka yüzünde görülen grupe veziküller ile karakterizedir.<br />

Bunlar açılır ve ağrısız ülserlere dönüşürler. Bu ülserler<br />

genişlerler ve 2 cm çapına ulaşabilirler. Ülser zemini difterik<br />

membran ile kaplıdır. Orijinal lezyonlar, böcek ısırığı şeklinde<br />

başlayabilir. Kültürlerde stafilokoklar, streptokoklar ve<br />

corynebacterium diphteriae saptanabilir. Çöl yarası tedavisi, corynebacterium<br />

diphteriae etken ise difteri antitoksini ile yapılır. Topikal<br />

olarak antibiyotikli kremler, oral penisilin veya eritromisin<br />

tedavi seçimleridir.<br />

Bailey H: Ulcers of the leg and their differential diagnosis. Dermatol<br />

Trop 1962;1:45.<br />

Tropikal ülser<br />

Tropikal ülser, tropical phagedena, Aden ülseri, Malabar ülseri<br />

ve jungle rot (orman çürüğü) gibi farklı isimlerle bilinir. Hastalık<br />

vücudun etkilenen alanlarında özellikle kollarda ve bacaklarda,<br />

sıklıkla abrazyonlar ve yaralar, bazen sadece sıyrıklar<br />

üzerinde gelişir. Her iki bacakta çok sayıda ülserleri görmek<br />

seyrek bir bulgu olmamakla birlikte kural olarak sadece bir ekstremite<br />

etkilenir ve genellikle tek bir lezyon vardır. Otoinokülasyona<br />

bağlı olarak satellit lezyonlar gelişebilir.<br />

Lezyonlar, veziküllere dönüşen enflamatuar papüllerle başlar<br />

ve yırtılarak ülser formasyonu ortaya çıkar. Ülserler farklı<br />

büyüklüklerde olabilir ve birleşerek yaygın lezyonlara dönüşebilirler.<br />

Bazı lezyonlar deriden kabarık iken bazıları deriden derince<br />

çökük olabilir ve kenarları düz veya girintili çıkıntılı olabilir.<br />

Ülserler bu dönemde kalın, kirli krutlarla veya beyazımsı<br />

psödomembranlarla kaplıdır. Kenarları kalınlaşma olmaksızın<br />

düzdür ve çevresi kızarık, şiş ve bazen hassas olan enflamasyon<br />

zonu ile çevrilidir. Bunlar dışında rahatsız etmeyecek derecede<br />

önemsiz bir kaşıntı görülebilir.<br />

Hastalık böcek ısırıklarının, pisliğin ve piyojenik enfeksiyonların<br />

olduğu özellikle yağmurlu mevsimlerde işçilerde ve okul<br />

çocuklarında sıktır. Malnutrisyon predispozan bir faktördür.<br />

Tropikal ülser, daha fazla özgün etyolojik sınflandırmalar<br />

belgelenemediğinden bu terim tanımlayıcı bir terim olarak kullanılmaktadır.<br />

Mikrobiyolojik olarak anaerob bakteriler areoblarla<br />

birlikte araştırıldığında erken lezyonlarda bazı fakültatif<br />

anareob bakteriler izole edilir. Ayırıcı tanıda düşünülmesi gere-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!