23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

746 MELANOSİTİK NEVUSLAR VE NEOPLAZMALAR<br />

HİPEREOZİNOFİLİK SENDROM<br />

KÜTANÖZ MİYELOFİBROZİS<br />

Miyelofibrozis, kemik iliğindeki defektif mültipotent kök hücrelerinin<br />

klonal proliferasyonu ile karakterize kronik miyeloproliferatif<br />

bir hastalıktır. Atipik megakaryositlerin kemik iliğindeki<br />

aşırı üretimi ve prematür ölümü, fibroblast proliferasyonu ve<br />

kollajen üretiminin güçlü uyarıcısı olan trombosit kaynaklı büyüme<br />

faktörünün aşırı miktarda üretimine yol açar. Ekstramedüller<br />

hematopoiez (EMH) miyelofibrozisin ayırt edici özelliğidir.<br />

Çok sayıda blast hücresi ve yönlenmiş kök hücreleri kemik<br />

iliğinden kaçıp dolaşıma girer ve diğer organlarda özellikle dalak,<br />

karaciğer ve lenf nodunda aynı atipik klonun tümörlerini<br />

oluşturur. Yenidoğan derisindeki EMH’in nedeni genellikle intrauterin<br />

viral enfeksiyonlardır. Erişkinlerde deride EMH nadiren<br />

bildirilmiştir ve karakteristik olarak miyelofibrozis ile ilişkilidir.<br />

<strong>Deri</strong> lezyonları dermal ve subkütan nodüller şeklindedir.<br />

Histolojik olarak deri lezyonları matür ve immatür miyeloid<br />

hücreler, eritroid seri öncüleri (vakaların sadece yarısında) ve<br />

megakaryositik hücrelerin (çoğunlukta olabilir) dermal ve subkütan<br />

infiltratlarından oluşur. Yukarıda tanımlanan mekanizma<br />

yoluyla, deri lezyonlarında kollajen liflerinin yoğun üretimi<br />

vardır. Miyelofibrozis KML’den ayırt edilmelidir. Çünkü her ikisinde<br />

de immatür miyeloid formlarla birlikte yüksek akyuvar<br />

sayısı, defektif trombosit üretimi ve kemik iliği fibrozisi bulunur.<br />

Her ikisinde de blast krizi gözlenebilir ve miyelofibrozis<br />

nadiren KML’ye dönüşebilir. KML Philadelphia kromozomuyla<br />

ilişkilidir. Ancak miyelofibrozis vakalarının %40’ında çeşitli<br />

kromozomal anomaliler mevcut bulunmaktadır.<br />

İdiyopatik hipereozinofilik sendrom (HES), parenkimal organ<br />

tutulumuna ait bulgularla birlikte, 6 aydan daha uzun süreli,<br />

milimetreküpte 1500 üzerinde eozinofil varlığı şeklinde tanımlanır,<br />

ayrıca hipereozinofiliyi açıklayacak belirgin bir hastalığın<br />

ve vaskülitin olmaması gerekir. Bildirilen hastaların %90’ı, 20-50<br />

yaş arasındaki erkeklerdir. Çocuk vakalar nadirdir. Başvuru şikayetleri,<br />

ateş (%12), öksürük (%24), halsizlik, kırıklık, kas ağrıları<br />

ve deri döküntüleridir. HES’in iki patojenik tipi tanımlanmıştır:<br />

m-HES (miyeloproliferatif HES) ve l-HES (lenfositik<br />

HES). M-HES hastaları çoğunlukla erkek hastalar olup anemi,<br />

trombositopeni, yüksek serum B12 seviyeleri, mukozal ülserasyonlar,<br />

splenomegali ve endomiyokardiyal fibrozis gibi klinik<br />

özellikler gösteririler. Eozinofil klonalitesi ve 4q1 üzerindeki interstisyel<br />

delesyon, FIP1qL1 ve PDGFRα genlerinin füzyonuyla<br />

sonuçlanır ve F/P füzyon proteini oluşur. Tüm bunlar m-<br />

HES’in patogeneziyle ilişkilidir. Periferik kanda miyeloid öncüleri<br />

ve miyelofibrozis ile birlikte artmış mast hücre sayısı ve<br />

yüksek triptaz seviyelerine rastlanabilir. Bu bulgular, mast hücrelerinin,<br />

bu HES formunun patogenezinde rol oynayabileceğini<br />

düşündürür. M-HES’li hastalarda lösemi gelişebilir. L-HES,<br />

Th2 sitokinlerini, özellikle IL-5’i salgılayan CD4+ fenotipli dolanan<br />

T hücre klonlarıyla birliktedir. L-HES’e erkek ve kadınlarda<br />

eşit oranda rastlanır ve hemen hemen her hastada deri bulguları<br />

gözlenir. <strong>Deri</strong> bulguları olarak ürtiker, anjiyoödem, kaşıntı,<br />

egzema ve eritrodermi sayılabilir. Ayrıca bazı HES hastalarında<br />

splinter kanamalar ve nekrotik lezyonlar gözlenir. Endomiyokardiyal<br />

fibrozis sık değildir. Ancak pulmoner ve dijestif bulgulara<br />

sık rastlanır. L-HES’li bazı hastalar klinik olarak Gleich sendromuna<br />

veya epizodik anjiyoödem ve hipereozinofiliye benzer.<br />

Zaman içinde l-HES’li bazı hastalarda lenfoma gelişir.<br />

Tedavi, vakaları uygun şekilde m-HES veya l-HES olarak sınıfladıktan<br />

sonra belirlenir. M-HES hastaları kortikosteroidler,<br />

hidroksiüre, interferon-alfa ve kemoterapötik ajanlarla tedavi<br />

edilebilir. İmatinib mesilat (Gleevac, günde 100mg veya daha az<br />

dozda) F/P proteininin fosforilasyonunu inhibe edip, bu proteini<br />

üreten hücrelerin apoptozisine yol açtığından F/P mutasyonlu<br />

m-HES hastalarında oldukça etkilidir ve bu hastalar için ilk<br />

tedavi seçeneği haline gelmiştir. Eozinofil seviyeleri, deri ve<br />

gastroinestinal bulgularda günler içinde düzelme şeklinde dramatik<br />

bir cevap gözlenebilir. L-HES hastaları için sistemik glukokortikoidler<br />

ve belki glukokortikoidlerle birlikte interferonalfa<br />

kullanılabilir. Genellikle etkili bir tedavidir. Monoklonal anti-IL-5<br />

antikoru, siklosporin-A, anti-IL-2R-α ve CTLA-4-19 diğer<br />

tedavi seçenekleridir. Eğer lenfoma gelişirse yoğun kemoterapi<br />

ve allogenik kök hücre transplantasyonu düşünülebilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!