Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

Herpesvirüs Grubu
373
Resim 19-12
Retiküler skarlar ile
iyileşen yaygın
konjenital
erozyonlar ve
veziküller (koldaki
erozyon, HSV-1 için
kültür pozitiftir).
Resim 19-13 Ekzema herpetikum, aktif dermatit alanlarında yoğunlaşan
birbirine benzer erozyonların ani ortaya çıkışı.
ilk ayı dışında). İlk epizodlar için standart asiklovir dozları (10
gün süreyle günde 2 kere 400 mg asiklovir) önerilmektedir. Bu
yaklaşım, özellikle, 3. trimestrda geçirilen tüm ilk epizodlar için
doğrudur. Gebelik sırasında ilk defa genital HSV epizodu geçiren
kadınlarda, atakların sıklığını azaltmak ve sezaryen doğum
gereksinimini önlemek için, gestasyonun 36. haftasından doğuma
kadar asiklovir ile kronik baskılayıcı tedavi kullanılmıştır.
Bu yaklaşım, Amerika Obstetrik ve Jinekoloji Derneği tarafından
önerilmiştir ve sezaryen doğum gereksinimini azalttığı gösterilmemiş
olmasına rağmen, tekrarlayan genital herpesi olan
kadınlar için de düşünülebilir.
Yaygın konjenital erozyonlar ve retiküler sikatrisler ile iyileşen
veziküllerin varlığı, intrauterin neonatal herpes simpleksin
belirtisi olabilir (Resim 19-12). Bu durum, intrauterin HSV enfeksiyonlarının
nadir olması ve genellikle de fatal olması nedeniyle
nadirdir. Sadece az sayıda çocuk yaşamını devam ettirip
hayatın ileri dönemlerinde tüm vücutta yaygın karakteristik retiküler
sikatrisler gösterebilir. Bu durum, etkilenen çoğu çocukta
görülen MSS bulgularını açıklayabilir. Yazarlardan biri (TB),
deride yaygın büller gelişen ve bu büllerden alınan örnekte
HSV’nin kültürde üretilebildiği bir çocuk görmüştür. Gebe kadınlarda
herpes araştırması yapan modern obstetrik pratiği ve
üçüncü trimestrda asiklovir ile profilaktik tedavi, bu durumu
önleyebilir, bu da, son zamanlarda bu olguların neden artık görülmediğini
açıklayabilir.
Ekzema Herpetikum
Atopik dermatiti olan hastalarda
herpesvirüs ile enfeksiyon, herpes simpleksin ekzematöz alanlar
boyunca yayılımı ile sonlanabilir (Kaposi’nin variselliform
erüpsiyonu). Geniş bir seride, şiddetli ve yeterince tedavi edilmemiş
atopik dermatit ve yüksek IgE düzeyiyle yakından ilişkili
olduğu ancak yakın zamanda sistemik steroid kullanımıyla
ilişkili olmadığı saptanmıştır. HSV-1 veya -2’nin deride yayılması,
şiddetli seboreik dermatit, uyuz, Darier hastalığı, selim ailesel
pemfigus, pemfigus (foliaseus veya vulgaris), pemfigoid,
Wiskott-Aldrich sendromu ve yanıklarda da ortaya çıkabilir. En
şiddetli formunda, başlangıçta yüzlerce göbekli vezikül ile birlikte
ateş ve bölgesel adenopati olabilir. Deri döküntüsü endişe
verici olmasına rağmen, hastalık sağlıklı bireylerde genellikle
kendi kendini sınırlayıcıdır. Çok daha hafif olgular daha sıktır
ve muhtemelen farkedilmez ve tedavi edilmezler. Bunlar, az sayıda
yüzeysel erozyon veya küçük papüller şeklinde görülebilir
(Resim 19-13). Yerel immün düzenleyici tedavi, hastaların yaklaşık
% 2’sinde ekzema herpetikum ile komplike olabilir. Kaposi’nin
variselliform erüpsiyonu olan tüm olgularda, hastalığın
şiddetine bağlı olarak intravenöz veya oral asiklovir tedavisi verilmelidir.
İmmün Yetmezlikli Hastalar
Sitotoksik ajanlar, kortikosteroidler,
doğumsal veya edinsel immünyetmezlik nedeniyle
hücresel-aracılıklı immün sistemi baskılanmış hastalarda primer
ve tekrarlayan herpes simpleks olguları daha şiddetli ve
daha semptomatiktir ve daha fazla devamlılık gösterir. Bazı durumlarda
(örneğin kemik iliği transplantı alıcılarında) şiddetli
reaktivasyon riski o kadar yüksektir ki profilaktik sistemik antiviraller
verilir. İmmünsuprese hastalarda her türlü eroziv mukokutanöz
lezyonun, özellikle de genital ve orolabial bölgelerdekilerin,
tersi kanıtlanana kadar herpes simpleks olarak kabul
edilmesi gereklidir. Atipik morfolojiler de görülür.
Tipik olarak lezyonlar, erozyonlar veya kabuklar şeklinde
ortaya çıkar (Resim 19-14’ten 19-16’ya). Erken veziküler lezyonlar
geçici olabilir veya hiç görülmez. Herpes simpleks enfeksiyonunun
3 önemli klinik bulgusu, ağrı, aktif veziküler bir sınır
ve tarak benzeri bir periferdir. Tedavi edilmeyen erozif lezyonlar
yavaş yavaş genişler, ancak, sabit de kalabilirler. Hatta, bir
granülasyon dokusu siğilini taklit eder şekilde papüler veya vejetatif
bir hale de gelebilirler. Oral mukozada, tüm yüzeyleri tutan
(immün sistemi sağlam konakta tekrarlayan oral herpes
simpleks tarafından sadece sert, keratinize yüzeylerin etkilenmesinden
farklı olarak) çok sayıda erozyonlar görülebilir. Dilde,
santral dorsal yüzey üzerinde geometrik fissürler ortaya çıkabilir.
Kanser kemoterapisi ile ilişkili semptomatik stomatit, bazı
durumlarda, HSV enfeksiyonu nedeniyle olur veya alevlenir.
Herpetik dolama, başlangıçta veziküler olan ve lateral veya
proksimal tırnak kıvrımlarını tutan ağrılı bir paronişi şeklinde
ortaya çıkar. Tedavi edilmezse, tırnak cisminin kaybına ve parmağın
büyük bir kısmında ülserasyona yol açabilir.