23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Histiositozlar<br />

717<br />

mültisentrik retikülohistiositoz, ksantogranüloma ve ksantoma<br />

diseminatum gibi çeşitli non-X histiositozların erken indetermine<br />

bir evresi olduğu ileri sürülmüştür.<br />

Selim Sefalik Histiositoz<br />

BSH kız ve erkekleri eşit olarak etkileyen nadir bir hastalıktır.<br />

Başlangıç yaşı 2 ile 34 ay arasındadır (nadiren 5 yaşına kadar). Olguların<br />

%50’si 5 ile 12 aylık yaş arasında başlar. Tüm olgularda<br />

hastalık ilk olarak başta, sıklıkla yanaklar, göz kapakları, alın ve<br />

kulaklarda ortaya çıkar. Daha sonra lezyonlar boyunda ve gövdenin<br />

üst kısmında ve daha az sıklıkta daha kaudal olarak ortaya çıkar.<br />

Her zaman birden fazla lezyon bulunur. Sıklıkla lezyon sayısı<br />

5-20 arasındadır fakat 100’ü geçebilir. Herbir lezyon 2 ile 4 mm<br />

çapta, hafif kabarık, kırmızımsı sarı papüllerdir. Lezyonlar retiküler<br />

bir görünüm verecek şekilde birleşebilirler. Lezyonlar asemptomatiktir.<br />

Mukoza ve iç organlar tutulmaz. Lezyonlar, hiperpigmente<br />

maküller bırakarak, 2 ile 8 yılda spontan olarak gerilerler.<br />

Bazıları SSH’u, jeneralize erüptif histiositomanın çocukluk çağındaki<br />

lokalize variyantı olarak kabul ederler. Histolojik olarak, S-<br />

100 veya CD-1a ile boyanmayan, monomorf makrofajların oluşturduğu<br />

bir difüz dermal infiltrasyon bulunur.<br />

Jih DM, et al: Benign cephalic histiocytosis: A case report and review.<br />

J Am Acad Dermatol 2002; 47: 908.<br />

Jeneralize Erüptif Histiositoma (Jeneralize<br />

Erüptif Histiositozis)<br />

Bu nadir hastalığın karakteristik özellikleri şunlardır: 1) özellikle<br />

gövde ve ekstremite proksimallerini, nadiren de mukozaları tutan<br />

(viseral tutulum bulunmaz) yaygın, eritemli, çoğunlukla simetrik<br />

yerleşimli papüller 2) hiperpigmente maküller şeklinde spontan<br />

gerileme ile birlikte, yıllar içinde progresif olarak yeni lezyon oluşumu<br />

ve 3) monomorf, vakuollü makrofajlardan oluşan selim histolojik<br />

tablo. Lezyonlar kümeler halinde ortaya çıkarlar ancak<br />

gruplaşma göstermezler. Lezyonlar deri renginde, kahverengi veya<br />

morumsu renkte görünür. Jeneralize erüptif histiositom (JEH)<br />

çocukluk çağında nadirdir. Eğer iki ayrı hastalık olarak kabul edilirse,<br />

JEH’i yaygın SSH’den ayırt etmek zor olabilir. Ksantoma disseminatumdan<br />

ayrılan yönleri, viseral hastalığın olmayışı, selim<br />

seyri ve ksantoma disseminatumdaki makrofajların dalgalı görünümüdür.<br />

JEH nadiren altta yatan bir malinite, genellikle lösemi,<br />

ile ilişkili olabilir. Histolojik olarak, monomorf, vakuollü makrofajların<br />

ve mononükleer histiositlerin dermal bir infiltrasyonu mevcuttur.<br />

JEH hücreleri vimentin, CD68, MAC387 ile pozitif boyanırlar.<br />

S-100 ve CD-1a negatiftirler. JEH’in, indetermine histiositoz,<br />

Ksantoma Diseminatum (Montgomery<br />

Sendromu)<br />

Ksantoma diseminatum (KD), tercihen çocukluk çağı veya genç<br />

erişkin dönemdeki erkekleri etkileyen, nadir, potansiyel olarak<br />

progresif seyir gösteren non-LHH’dir. Sinsi başlangıçlı, küçük,<br />

yaygın, sarımsı kırmızıdan kahverengiye değişen renklerde papül<br />

ve nodüllerle karakterizedir. Karakteristik olarak, göz kapakları<br />

ve koltuk altı ve kasık gibi fleksural alanlara, antekübital ve<br />

popliteal çukurlara yerleşirler. Yıllar içinde, lezyonlar sayıca artarak<br />

birleşik ksantomatöz plak ve nodülleri oluştururlar. Olguların<br />

%50’sinde müköz membranlar tutulur. En sık orofarenks (disfajiye<br />

yol açar), larenks (disfoni ve hava yolu obstrüksiyonuna yol<br />

açar), konjunktiva ve kornea (körlüğe yol açar) tutulur. Hipofiz<br />

çukurunun tutulumu sonucunda diyabetes insipitus (%40) ve daha<br />

nadiren hipopitüitarizmin diğer formları gelişebilir. Epilepsi,<br />

hidrosefali ve ataksi ile birlikte MSS tutulumu oluşabilir. Bazı olgularda,<br />

hastalık spontan olarak gerileyebilir.<br />

Olguların %20’sinde serum lipidlerinde anormallik bulunduğundan<br />

hiperlipidemik ksantomatozis ile karıştırılabilir. Erken<br />

lezyonların histolojik incelemesinde şaşırtıcı olarak köpüksü<br />

olmayan, dalgalı makrofajlar gözlenir. Geç lezyonlarda,<br />

ksantoma hücreleri, Touton dev hücreleri ve sıklıkla lenfositler,<br />

plazma hücreleri ve nötrofillerden oluşan hafif bir enflamatuar<br />

hücre infiltrasyonu saptanır. Makrofajlar CD68 ve faktör XIIIa<br />

ile boyanırlar.<br />

Disemine ksantosiderohistiositoz, keloid sertliğinde lezyonların<br />

bulunduğu, KD’un bir şeklidir. Anüler kenarlı lezyonlar<br />

sefalik dağılım gösterirler. Makrofajlar ve bağ dokusu içinde yoğun<br />

demir ve lipid birikimi bulunur.<br />

Progresif ksantoma diseminatumun morbiditesi yüksektir<br />

ve hatta fatal seyredebilir. Bu nedenle agresif tedavi gerekebilir.<br />

Siklofosfamid, bu şekilde tedavi edilen üç hastanın ikisinde dramatik<br />

bir düzelmeye yol açmıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!