23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Deri</strong> Lenfomaları<br />

739<br />

idesten de klinik özellikleriyle ayrılır (yama veya plak evresi<br />

yoktur). Bu primer deri lenfomaları genellikle bir veya birkaç<br />

adet, kırmızı mor renkli, çapları 5mm ile 15cm arasında değişen<br />

papül, nodül veya tümöral lezyonlar şeklinde ortaya çıkarlar.<br />

İmmünfenotipik olarak, genellikle yardımcı T hücre kaynaklıdırlar<br />

ve TCR gen klonal rearanjmanları genellikle mevcuttur.<br />

CD4 fenotipi, CD8 fenotipine göre daha iyi prognoza sahiptir<br />

ancak CD4/CD56 fenotipi daha kötü prognozludur. Supresör<br />

hücreler, B hücreleri ve histiyositlerden oluşan mikst hücre popülasyonunun<br />

varlığı genellikle reaktif lenfoid hiperplazi lehinedir.<br />

5 yıllık sağkalım oranı %62 olup, orta derecede bir genel<br />

prognoza sahiptir. Lenfomanın bu formu için optimal tedavi henüz<br />

belirlenmemiştir. Lokalize lezyonlar, radyasyon tedavisi veya<br />

cerrahi eksizyon ile tedavi edilmiştir. Kemoterapi, retinoidler,<br />

interferonlar ve monoklonal antikorlar yaygın ve progresif<br />

hastalıkta kullanılmaktadır.<br />

Lennert Lenfoması (Lenfoepitelioid Lenfoma)<br />

Lennert lenfoması nadir bir CD4+ sistemik T hücreli lenfomadır.<br />

<strong>Deri</strong> lezyonları olguların %10’undan daha azında gözlenir ve<br />

papül, plak ve nodüller şeklinde ortaya çıkar. <strong>Deri</strong> lezyonları<br />

lenfoma kutise benzemeyebilir çünkü palizadlaşan granülomatöz<br />

ve non-spesifik dermal infiltratlar gözlenebilir. <strong>Klinik</strong> ve histolojik<br />

görünümü granüloma anülareye çok benzeyebilir. Yüksek<br />

dereceli büyük hücreli lenfomaya dönüşünceye dek, düşük<br />

dereceli bir seyir gösterir.<br />

Subkutan (Panikülit benzeri) T Hücreli Lenfoma<br />

<strong>Klinik</strong> olarak, sıklıkla eritema nodozum veya diğer panikülit<br />

formları gibi tanılar almış olan ve genellikle alt ekstremitelerde<br />

lokalize subkutan nodülleri olan hastalardır. Kilo kaybı, ateş ve<br />

halsizlik sık gözlenir ve sıklıkla fatal olan, hızlı seyirli hemofagositik<br />

sendromunun habercisi olabilir. Ölümcül seyreden tiplerde<br />

dahi deri dışı tutulum nadidir. Sinsi bir klinik seyir gösterebilir<br />

fakat bu olgularda bile prognoz kötüdür. Bu lenfoma tipi<br />

nadiren çocuklarda da gözlenebilir.<br />

Histolojik olarak, özellikle lupus profundusu taklit eder şekilde,<br />

adiposit lobüllerinin ağsı tarzda infiltrasyonu saptanır. Karakteristik<br />

özelliği, neoplastik hücrelerin adipositlerin çevresinde<br />

dizelenmeleridir. İnfiltrat primer olarak değişik oranlarda,<br />

düzensiz nükleuslu hiperkromatik küçük hücreler ve büyük<br />

anaplastik hücrelerden oluşur. Küçük hücreler atipik özelliktedir.<br />

Karyoreksis belirgindir ve mitotik figürlere sık rastlanır. Az<br />

ya da çok sayıda selim histiyositler mevcuttur ve eritrofagositoz<br />

(fasülye torbası hücreleri) gösterirler. İmmünfenotipik olarak,<br />

neoplastik hücreler T hücreleri olarak saptanırlar (CD2+, CD3+).<br />

Olguların çoğu α/β T hücrelerinden kaynaklanır ve CD56-’dir.<br />

Daha az agresif seyirlidirler. Subkütan (panikülit benzeri) T hücreli<br />

lenfomaların (SPTCLs) bir kısmı, γ/δ T hücrelerinden kaynaklanır<br />

ve CD56+’dir. Bu olgular yanlışlıkla lupus profundus<br />

veya alopesi areata tanılarını almışlardır ve histolojik olarak belirgin<br />

dermal ve hatta epidermal (interfaz) tutulum gözlenebilir.<br />

Daha agresif seyirlidirler. SPTCL, hemofagositik sendromla da<br />

birliktelik gösterebilen sitofajik histiyositik panikülit adlı selim<br />

tipten gelişebilir. SPTCL hastalarında prognoz kötüdür ve ortalama<br />

yaşam süresi 3 yıldan azdır. Kök hücre desteğiyle birlikte çok<br />

ajanlı kemoterapi önerilmektedir. Denilökin diftitoks (Ontak) tedavisi<br />

ile bir olguda iyi cevap bildirilmiştir.<br />

Nazal/Nazal Tip NK/T hücreli Lenfoma (Anjiosentrik<br />

Lenfoma) NK/T hücreli lenfoma en sık ekstranodal dokuda<br />

ortaya çıkar ve yüksek insidansta nazal tutulum ile karakterizedir.<br />

Asya’da daha sıktır ve primer olarak, ortalama 40 yaşlarındaki<br />

kadınları etkiler. Kore’de mikozis fungoidesten sonra<br />

en sık rastlanan deri lenfoması olarak bildirilmiştir. ABD’de nadirdir.<br />

<strong>Klinik</strong> olarak, ülsere olabilen dermal veya subkütan papüller<br />

veya nodüller şeklinde ortaya çıkar. Lezyonlar genellikle<br />

yaygındır ve alt ekstremiteleri tutarlar. Bir hidroa vaksiniforme<br />

tipi, Meksika’daki çocuklarda, Japonya ve Kore’deki erişkin ve<br />

çocuklarda tanımlanmıştır. <strong>Deri</strong> lezyonları yüz ve ekstremitelerde<br />

yerleşir. Papüloveziküler lezyonlar ülserleşir ve sikatrisle iyileşirler.<br />

<strong>Deri</strong> lezyonları güneşe maruziyet sonrası alevlenirler ve<br />

UVA radyasyonu sonrası tekrar oluşturulabilirler.<br />

Histolojik olarak, dermis ve subkutan yağ dokusu, küçük ve<br />

orta çaptaki damar duvarlarının içinde ve etrafında bulunan,<br />

orta çaplı atipik lenfositler tarafından infiltre edilmiştir. Epidermotropizm<br />

gözlenebilir. Lenfoma hücreleri, T ve NK hücrelerinin<br />

immünfenotipik belirteçlerinin bir spektrumunu, yani CD2,<br />

CD3, CD4, CD8 ve NK hücre belirteci olan CD56’yı değişik<br />

oranlarda eksprese ederler. CD56 tek bir hücre dizinine spesifik<br />

değildir ve CD56+ deri lenfomalarının bir grubu SPTCL kategorisi<br />

içinde sınıflanmaktadır. NK tiplerinde Epstein-Barr virüsü<br />

mevcuttur ve T hücreli tiplerde ise değişken oranlarda saptanır.<br />

Eğer T hücre immünfenotipi mevcutsa T hücre klonalitesi saptanır.<br />

Prognoz kötüdür.<br />

Blastik NK Hücreli Lenfoma Hastaların çoğunluğu ortalama<br />

yaşı yaklaşık 60 olan erkek hastalardır. Hastaların tümü,<br />

birbiriyle ilişkisiz alanlarda, çok sayıda, hızlı yayılan plaklar<br />

ve/veya nodüller ile başvurur. Lezyonların rengi karakteristik<br />

olarak mordur. Hastaların çoğunda, kemoterapi sonrası deride<br />

hızlı nüks ve sistemik tutulum ile birlikte agresif bir seyir gözlenir.<br />

Histolojik olarak, hücreler dermis veya subkütan yağ dokusunu<br />

infitre ederler ve neoplastik hücreler dermal kollajen içinde<br />

“Kızılderili dizisi” oluşturma eğilimindedir. Genellikle epidermisin<br />

altında bir grenz zon bulunur. Lenfoma hücreleri, küçük/orta<br />

boydan büyük boya kadar değişebilen blastik lenfositlerden<br />

oluşur. Anjiosentrisite gözlenebilir ancak belirgin değildir.<br />

İmmünfenotiplemesi CD4+ ve CD56+’dir. MIB-1 %50’den<br />

daha büyük bir proliferasyon aktivitesi gösterir. T hücre gen<br />

rearanjmanları negatiftir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!