19.12.2017 Views

dergi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

NORBERT ELIAS’IN İNSAN BİLİMLERİ KAVRAMI VE BİLGİ SOSYOLOJİSİ 113<br />

pay sınırların 2 varlığı, bu gelişmeyi daha da güçlendirmektedir. Alman sosyoloğu<br />

Norbert Elias, süreç ve figürasyon sosyolojisi ile başlıca tüm sosyal ve tarih bilimlerinin<br />

kesiştiği bir araştırma programı yaratmıştır. Elias’ın, yukarıda söz<br />

edilen ve önemi belirtilen disiplinlerarasılık anlayışını bünyesinde taşıyan bu<br />

yaklaşımının gerekliliği ve anlamı, ancak onun insan bilimleri kavramıyla ilgili<br />

görüşleri çerçevesinde açıklığa kavuşabilir.<br />

Bu yazının asıl amacı, insan bilimleri kavramını ana hatlarıyla açıklamak ve<br />

her şeyden önce de, söz konusu kavramın temelini ve gerekçesini oluşturan Elias’ın<br />

bilgi sosyolojisini tanıtmaktır.<br />

Elias, insan psişiğinin ve her bir toplumun yapılarını ve onların tarihlerini,<br />

birbirinden ayrılmaz bütünlükler olarak ve de ancak birbirleriyle bağlantılı bir<br />

biçimde birlikte araştırılabilen olgular (fenomen) olarak algılar. Bu fenomenler,<br />

insan bilimlerinin konusunu teşkil ederler. Toplumsal dönüşüme yönelik güçlü<br />

içkin bir tepkinin her toplumsal yapının entegral momenti olduğunu varsayan<br />

Elias’ın ana uğraşı, uzun vadede ve plansız olarak meydana gelen toplumsal gelişmenin<br />

incelenmesiyle ilgili ampirik açıdan daha uygun teorik modelleri araştırmaktır.<br />

Bu hususta Elias’ın izlediği ana amaç, insanî gelişme süreçlerinin birbirleriyle<br />

olan genel ilişkilerini ve yönünü aydınlatmaktır. Onun bu amaca yönelik<br />

olarak geliştirdiği sentez, bir yandan farklı araştırma perspektiflerinin birbirlerine<br />

ilişkin tutumlarını analiz etmekte; diğer yandan da ayrı sonuçları daha<br />

kapsamlı bir modele entegre etmektedir. Elias’ın sosyolojisinin ana paradigmalarından<br />

birisini oluşturan bu toplumsal dönüşüm teorisi, ancak böyle bir çerçevede<br />

anlaşırlılık kazanacaktır. Söz konusu teorinin dayandığı ana varsayım:<br />

“...çok sayıda insanın irade ve planlarının karmaşık bir biçimde içiçe geçmesiyle,<br />

ilgili insanlar tarafından istenmemiş ve planlanmamış yapılar ve süreçlerin ortaya<br />

çıkması”dır (Elias, 1977: 131).<br />

Elias, bu türde örülmüş yapıların ve uzun vadeli olup da planlanmamış, ama<br />

aynı zamanda belli bir yapı ve yöne de sahip olan süreçlerin incelenmesini ve<br />

açıklanmasını, sosyolojinin ve hatta insan bilimlerinin ana görevleri arasında<br />

saymaktadır. Daha ileride, Elias’ın toplumsal süreçler teorisinin tanıtıldığı bölüm<br />

çerçevesinde, özellikle onun trend olarak da adlandırdığı bu uzun vadeli<br />

gelişme eğilimlerine değinilecektir. Ama bu noktada, önce bir adım geriye gidip<br />

yukarıda insan bilimleri olarak adlandırılan bilimleri, Elias’ın geliştirdiği, bilimlerin<br />

süreç modeli çerçevesinde düzenlemek gerekli olacaktır. Elias’ın bilimlerin,<br />

bilimlerarası ilişki, benzerlik ve farklılıkların bilgi-sosyolojisi bağlamındaki<br />

araştırmasının yönünü, kendisi tarafından büyük evrim (evolüsyon) olarak adlandırılan<br />

standart bir model belirlemektedir. Elias’ın kasdettiği evrim,<br />

2 Elias’ın eleştirdiği nokta, belli bir aşamadan sonra bu sınırları, bilimsel konuların yerine disiplinlerin<br />

belirlemesidir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!