You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
82<br />
HEIKE HAMMER<br />
Ancak, biçimlendirme süreçleri ‘geri dönüşler’ olarak görülmemelidir. Yeni biçimlendirme<br />
süreci, bir önceki gevşeme döneminin davranış biçimlerini ve<br />
duygusal normlarını daha sıkı standartlara bağlar ve bunları yeni kodlar olarak<br />
sabitleştirir. Bu modelde uygarlık süreci, birbirinin içine geçmiş gevşeme ve biçimlendirme<br />
süreçleri olarak kavranır. Gevşeme sürecinde, merkezdekiler ile<br />
kenardakiler 9 arasındaki güçler dengesinin değişmesiyle birlikte, toplumsal<br />
normlar daha geçirgen bir hale gelir ve bununla birlikte davranışlardaki tolerans<br />
aralığı da genişler, ama bu durum daha üst düzeyde bir özdenetimi de gerekli<br />
kılmaktadır. Güçler dengesinde meydana gelen değişmeleri izleyen biçimlendirme<br />
süreci, özellikle bir önceki döneme ait gevşek davranış ve ilişki biçimlerinin<br />
sabitleştirilmesi sürecini içerir.<br />
Elias, Wouter’in Gevşeme Tezi’ni kuramına ekler. Bir sözlüğe yazdığı ‘Süreçler,<br />
toplumsal’ maddesinde, biçimlendirme ve gevşeme süreçleri birbirine karşıt<br />
iki kutup olarak görülür, bütün toplumsal süreçler bu iki kutup arasında<br />
meydana gelir. Almanlar Üzerine İncelemeler’inde Elias, uygarlık süreçlerinin<br />
bir özelliğinin de gevşeme-biçimlenme ikilisi olduğunu söyleyerek bu düşüncesini<br />
geliştirir (Elias, 1986b; 1989: 41).<br />
Uygarlıktan uzaklaşma süreçleri<br />
Eleştirmenlerden birçoğu, 20. yüzyılda meydana gelen olayların, özellikle Naziler<br />
tarafından uygulanan şiddet ve kitlesel imha hareketlerinin Elias’ın kuramını çürüttüğünü<br />
ya da Elias’ın kuramının bu tür süreçleri açıklamada yetersiz kaldığını<br />
gösterdiğini düşünür. Uygarlık Süreci’nde, karşıt yönlerde ilerleyen hareketlerin<br />
geçmişteki varlığından ve bugün de var olduğundan söz etse bile, Elias uygarlık<br />
süreçleriyle ilgili dışlayıcı bir kuram geliştirmemiştir. 20. yüzyılda yaşanan uygarlıktan<br />
uzaklaşma süreçlerine karşı duyarsız olmadığı, yalnızca kendi yaşam öyküsünden<br />
değil, uygarlık sürecinin incelenmesine karşı duyduğu ilginin gerekçelerinden<br />
10 de anlaşılabilir. Uygarlıktan uzaklaşma süreçleri ile daha sonraları ilgilenir.<br />
Almanlar Üzerine İncelemeler’inde bununla hesaplaşır ve Nazi rejiminin koşullarını<br />
ve vahşetini uygarlık kuramı açısından çözümlemeye çalışır. Elias’ın kuramında<br />
içsel olarak varolan uygarlıktan uzaklaşma süreçlerini betimlemeye ve eleştirileri<br />
yanıtlamaya çalışan araştırmalar çoğunlukla İngilizce konuşulan ülkelerde<br />
yapılmıştır (Mennell, 1989: 227-250; 1990: 205-223; Fletcher, 1997: 82-87, 116-184).<br />
Bu konudaki en geniş araştırma, Jonathan Fletcher’in yaptığı Violence and Civili-<br />
9Elias merkezdekiler-kenardakiler modelini, yaptığı bir topluluk incelemesinde bir egemenlik figürasyonu<br />
olarak geliştirir.<br />
10 “Bu sorun sözcüğün dar anlamıyla bilimsel geleneklerden çok, bugün etkisi altında bulunduğumuz<br />
deneyimlere günümüz Batı uygarlığının içinde bulunduğu krize ve dönüşüme ilişkin deneyimlere<br />
ve bu ‘uygarlık’ın nasıl anlaşılması gerektiğini kavrama ihtiyacına dayanır” (Ellias, 1997:<br />
84). Elias’ın ayrıntılı biyografisi için bkz. Korte (1977).