19.12.2017 Views

dergi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

76<br />

HEIKE HAMMER<br />

nedeniyle fazla dikkat çekmez. Bir Alman Yahudi yazarın yapıtı olarak ne Almanya’da<br />

ne de Almanya tarafından işgal edilen ülkelerde yayınlanma şansı<br />

vardır. Almanya dışında ise -dışarıdan görüldüğü şekliyle- güncel gelişmelerle<br />

ilgilenmeyen, 15.-19. yüzyılları inceleyen, adı sanı duyulmamış bir Alman sosyologla<br />

ilgilenilmesi zaten beklenmez (Goudsblom, 1984: 21f.). Elias savaştan<br />

sonra da Almanya’daki sosyoloji tartışmalarına dahil edilmez, çünkü Alman<br />

sosyologlar aynı dönemde başka konularla uğraşmaktadırlar: Amerikan sosyolojisi,<br />

sistem kuramı ve Frankfurt Okulu gibi konularla... Claessens, Elias’ın ilgi<br />

görmeyişinin önündeki bir diğer engelin de onun disiplinlerarası çalışma anlayışı<br />

olduğunu belirtir:<br />

Geçmişte tarihçiler sosyoloji ile çok az (o da öylesine) ilgileniyorlardı; sosyologlar tarihçileri<br />

okumuyordu; psikoanalitikçiler ise kendi dar ilgi alanlarının dışında hiçbir<br />

şey okumuyordu ... Sosyoloji, tarih ve psikoloji arasında köprüler oluşturmak isteyen<br />

bir yapıt, okunmama şansına sahipti (Claessens, 1996: 137).<br />

Elias’ın tanınmak için, kitabının 1969 yılında yapılan ikinci baskısını, özellikle<br />

70’li yılların ortasında Suhrkamp yayınları arasında çıkan cep kitabı baskısını<br />

beklemesi gerekti. Uygarlık Süreci, Elias sosyolojisini benimseyen sosyologların<br />

da destekleri sayesinde büyük bir okur kitlesine ulaştı ve geniş çevrelerde tartışılmaya<br />

başlandı. Bugün Elias artık klasik sosyologlar arasında görülmekte ve<br />

Avrupa dışındaki diller de dahil olmak üzere pekçok dile çevrilmektedir. Yayımladığı<br />

birçok yapıt arasında 16 kitap da bulunmaktadır. 1 Özellikle genç yazarların<br />

metinlerinde Elias ile eleştirel bir ilişkiye girilmiş oluşu da onun giderek klasikleştiğinin<br />

ve bu sürecin devam ettiğinin bir göstergesidir.<br />

1937 ya da 1939 2 yılından sonra değişik bilimsel <strong>dergi</strong>lerde birkaç tanıtım yazısı<br />

yayınlanmasına rağmen, Elias ile eleştirel bir tartışma esas olarak 70’li yıllarda<br />

gerçekleşir. Hollanda’daki ‘Figürasyon Sosyolojisi’ Bölümünün bir oturumunda,<br />

katılanların kendi aralarında çıkan eleştirel yaklaşımlar bu tartışmaları<br />

başlatan bir gelişme olarak görülebilir.<br />

Bu yazı, tek tek eleştiriler yerine, Uygarlık Süreci’nde formüle edilen uygarlık<br />

kuramının temel yaklaşımlarıyla ilişkili olan ve bu kuramın ve yöntemin gelişmesine<br />

katkıda bulunan önemli tartışma çizgilerini ele alacaktır. Eleştiriler farklı<br />

konular etrafında yoğunlaşır. En ağır eleştirilerden bazıları, uygarlık kavramına<br />

yönelik eleştiriyle ilişkili olan Avrupamerkezcilik ve yine uygarlık kavramıyla<br />

ilişkili olan, ancak Elias’ın uygarlık sürecinin belirli bir yöne sahip olduğu tespitiyle<br />

ve Uygarlık Süreci’nin sonunda ortaya atılan ütopya ile de bağlantılı olan<br />

1 Ayrıntılı bibliyografya için bk. Kuzmics/Mörth (1991) ve Korte (1997).<br />

2 Elias 1937 yılında, Uygarlık Süreci’nin ilk cildinden bir ön baskı hazırlatmış ve akıllı bir tanıtım<br />

kampanyasına girişerek bunları değişik kişilere yollamıştır. Bunlar genellikle dostları ve meslektaşlarıdır;<br />

ama kitabını yolladığı kişiler arasında Thomas Mann gibi tanınmış Alman yazarları da<br />

yer almaktadır. Bkz. Korte (1997).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!