Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
NORBERT ELIAS’IN UYGARLIK KURAMI: ELEŞTİRİLER VE GELİŞMELER 85<br />
Sonuç<br />
Elias’ın uygarlık kuramı ilk yayımlandığında fazla ilgi görmese bile, bugün artık<br />
20. yüzyılın en önemli sosyoloji kuramlarından sayılmaktadır. Bu kuramın önemi<br />
ve gücü, psikolojik ve toplumsal yapıların, birey ile toplumun sürekli olarak<br />
birlikte düşünülmesine dayanır. Uygarlık Süreci’nde ortaya atılan bu görüşler<br />
daha sonraki çalışmalarda geliştirilir. Elias sosyolojisi, birey ile toplum ayrımını<br />
yapı ve davranışlardan arındırma girişimidir, mikro-makro ikiliğini aşma edimine<br />
önemli bir katkıdır. Ampirik olan ile kuramsal olanı bütünleştiren Elias’ın<br />
uygarlık süreci incelemeleri, bir araştırma modeli olarak da öğreticidir. Bu modeli<br />
örnek alan en önemli araştırmalar arasında Michael Schröter ve Stefanie<br />
Ernst’in evlilik hakkındaki çalışmaları ile Johan Goudsblom’un ateşin uygarlık<br />
tarihi ile ilgili incelemeleri sayılabilir.<br />
Uygarlık kuramına yöneltilmiş eleştiriler bu kuramın geliştirilmesini sağlar.<br />
Örneğin, uygarlık kavramının netleştirilmesi, uygarlık kuramının aktarılabilirliğine<br />
ilişkin sınırlar, gevşeme tezinin geliştirilmesi, uygarlık karşıtı süreçlerle hesaplaşılması,<br />
ya da kadın ve cinsiyet araştırmalarıyla ilişki kurulması eleştiriler<br />
sayesinde olmuştur.<br />
Temel üçlü denetim gibi kuramsal anlayışlar, biyolojik evrimin aksine toplumsal<br />
süreçlerin dışlayıcı bir biçimde tanımlanması ve uygarlık kavramının<br />
daha da netleştirilmesi (buna örneğin insanın kendisini kendi ‘biz’ grubunun<br />
dışında yer alan başka insanlarla da özdeşleştirme yeteneğinin daha iyi açıklanması<br />
da dahil edilebilir, ki bu yeteneğin gelişmesi uygarlık sürecinin önemli bir<br />
özelliğidir) işte bu eleştirel tartışmalar bağlamında okunmalıdır. Uygarlık sürecinin<br />
ve yönünün daha iyi tanımlanması, özelliklerinin daha iyi çözümlenmesi<br />
önümüzde duran görevlerdendir. Gerek yöntem gerekse düşünsel olarak uygarlık<br />
kuramının Avrupa dışındaki bölgelere ve toplumlara da uygulanması, bu<br />
modelin sınanması ve geliştirilmesi için önemli bir adım olacaktır. 13<br />
Uygarlık Süreci’nin Türkçe’de de yayımlanışı, eleştirel okurların artmasını<br />
sağlayacak ve umarım uygarlık kuramının geliştirilmesine neden olacaktır. Zaten<br />
Elias’ın çağrısı da bu yöndedir:<br />
İnsanların sıkı sıkıya sarıldıkları bir otorite olmak istemiyorum. Bütün dileğim, çalışmalarımın<br />
gelecek kuşaklara, kendi yaşamlarının sürekliliğine ilişkin bilinçlerini, kendileri<br />
üzerine düşünme ve önceki kuşakları aşabilme eğitimleri ve yaratıcılıkları için<br />
gerekli olan güç ve nesnellik ile birleştirmeleri için cesaret vermesidir (Elias,<br />
1977: 67f.).<br />
Almanca’dan çeviren ENDER ATEŞMAN<br />
13 Bu araştırmalar arasında, Elçin Kürşat-Ahlers’in (1994) ve Waldhoff’un (1995) Türk toplumunda<br />
devletin oluşum sürecini inceleyen çalışmalarını saymak mümkündür.