19.12.2017 Views

dergi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ZAMAN: MODERN VE POSTMODERN 207<br />

eğdirilmişliğini Batı Marksizmi içinde de teşhis eden Soja, mekânın Kartezyen<br />

özelliklerinin yani sabitlenmiş, ölü ve diyalektik olmayan her türlü algılanışının<br />

karşısında yer almaktadır. (Soja, 1989: 11-37). Yeni bir tarihsel-coğrafi materyalizmi,<br />

mekân, zaman ve toplumsal varoluşun üçlü diyalektiği içinde kurmaya çalışmaktadır.<br />

Mekân üzerine çalışmanın iktidar süreçlerini çalışmak olduğunu, Foucault’dan<br />

ve Lefebvre’den aldığı ve uyarladığı kavramlarla belirtmektedir. Mekân<br />

çalışmanın, basit bir anti-tarihselcilik olmadığının altını çizmektedir (Soja, 1989:<br />

23). Lefebvre’nin, modernleşmiş kapitalizmi “kapitalist devlet tarafından sınırları<br />

çizilmiş denetlenen bir bürokratik tüketim toplumu” olarak tarif etmesini ve<br />

“toplumsal olarak mistifiye dilmiş, kuşatıcı ve artan şekilde araçsal mekânsallık<br />

yaratımının, eleştirel değerlendirmelerden gizlendiği” görüşünü mekânsallığın<br />

ontolojik araştırması için önemli bulmaktadır (Soja, 1989: 50). Toplumsal yaşamın<br />

yaratılmış mekânsallığının, tarihin hem çıktısı hem de aracısı şeklinde olumsal<br />

ve koşulsal olarak görülmesi gerektiğini vurgulamaktadır (Soja, 1989: 58).<br />

Öte yandan post-modern yaklaşımların öne çıkardığı mekân kavrayışı daha<br />

çok Bachelard’ın görüşleriyle uygunluk göstermektedir. Postmodern yaklaşımda<br />

mekânların biçim (bir kap) olarak görülmesine, biçimlerin de sürekli bir dinamik<br />

olduğu, bir süreç olduğuyla yanıt verilmektedir: Mekânlar da süreçtirler<br />

(Massey, 1993: 67). Mekânlara farklılıklarını ve benzersizliğini, toplumsal ilişkilerin<br />

eklemlenişi vermektedir. Bu ilişkilerin geniş bir düzlemde inşa edilmesinden<br />

dolayı, yerler de eklemlenmiş anlar olarak tasarlanabilmektedir (Massey,<br />

1993: 66). Mekânların çelişkili kimliği, geçmişin ne olduğu, şimdi ne olması gerektiği<br />

ve gelecekte ne olabileceği üzerine yapılan çatışmalarla belirlenmektedir.<br />

Dolayısıyla küreselleşen eşitsiz toplumsal ilişkilerde bir mekânın karakteristiğini<br />

anlamak için, onun gelecekteki mekânlarla bağlantılandırılması gerekmektedir.<br />

İlerici bir mekân anlayışının mekân ve mekân arasındaki ilişkiler üzerinde<br />

durması gerektiği vurgulanmaktadır (Massey, 1993: 68).<br />

Mekân, hareketin politik doğasının çıplak gözle görülebildiği bir alan olarak somutlaştırıldığında,<br />

politik anlamıyla mekân/yer (place) temelli hareketlerin, kendilerini<br />

gelecek düşüncesiyle kuramlaştıran hareketlerin elde edebileceklerinden<br />

daha fazla politik olacağı ve somut eklemlenme tarzları sağlayabileceğini iyimserce<br />

öngörenler de bulunmaktadır (örn. Morris, 1993: 44 ve Ghani, 1993: 57).<br />

Mekân, iktidarın farklılaştırıcı uygulamalarının bir alanı olarak odak konusu<br />

yapılmaktadır ve tıpkı zaman gibi, toplumsal olarak inşa edilmiş süreçler olarak<br />

çözümlenmektedir. Mekân oluşturma çabalarının yoğunluğunun artmasının,<br />

ulus-devletin insanların kimlik ihtiyaçlarını karşılayamadığı bir güvensizlik nöbetinin<br />

sonuçları olduğunu belirten Bauman ise, mekânların kimlik oluşturma<br />

süreçleri olarak tikelliklerinin kendinde olumlu bir özellik olarak görülmemesi<br />

gerektiğini vurgulamaktadır: “Kimlikler, ancak güvenli bir toplumsal mekânın<br />

içinde güvenli ve sorunsuz olabilirler...Ama bugün baskı gören ve kritik meydan<br />

okumayla karşı karşıya kalan tam da birleşik, yönetilen ve kontrol edilen bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!