19.12.2017 Views

dergi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ZAMAN: MODERN VE POSTMODERN 201<br />

eder veya açar. Şimdi, Dasein’ın geçiciliğinin temellendiği zamandır. Çünkü<br />

şimdi’de nesneler her zaman şu anda olarak kavranılır” (Heidegger’den aktaran<br />

Çüçen, 1997: 73-74).<br />

Şimdi’ye benzer bir vurguyu Augustinus’ta henüz MS 400 civarında görmek<br />

mümkündür. Yalnız buradaki fark, Augustinus’un “şimdi”si insansal bir şimdi<br />

değil Tanrısal bir şimdi olması, yani Tanrı’nın geçmişi, geleceği, şimdiyi bütün<br />

zamanı kendi Şimdi’sinde bütün olarak önünde görmesindedir. “Zaman ve sayının<br />

efendisi Tanrı idi” (aktaran Borst, 1997: 27). Augustinus, zaman ve sayı<br />

arasında bağlantı kurulup somutlaştırılmasına karşı çıktı. Zamanın dilsel olarak<br />

bölünmesini de onaylamadı:<br />

Üç zaman vardır: Geçmiştekilere ilişkin şimdiki zaman, şimdikilere ilişkin şimdiki zaman<br />

ve gelecektekilere ilişkin şimdiki zaman. Çünkü bu üç zaman zihinde vardır ve<br />

onları başka yerde görmem: Geçmiştekilere ilişkin şimdiki zaman anı, şimdikilere ilişkin<br />

şimdiki zaman bir anlık görü, gelecektekilere ilişkin şimdiki zaman da beklenti<br />

olarak vardır. Kastedilen bunlar ise, üç zaman görüyorum ve üç zaman olduğunu söyleyebilirim.<br />

Ama gene de varsın densin, geleneksel biçimde kullanıldığı gibi ‘üç zaman<br />

vardır, geçmiş, şimdiki, gelecek zaman’ densin; bu bence önemli değil; karşı çıkmıyorum,<br />

kınamıyorum; yeter ki denmek istenen şey, yani ne gelecekte olan şeyin ne de<br />

geçmişte olan şeyin varolmadığı anlaşılsın (Augustinus, 1996: 55).<br />

Fiziksel zamanın (ya da kamu zamanının) düzenlenmesine karşılık, insani yani<br />

öznel zamanı vurgulayan yukarıdaki felsefi düşünceler, özne ve nesne ayrımıyla<br />

harekete geçiyordu. Öte yandan özne/nesne karşıtlığını ve ayrımını bozarak yani<br />

farklı bir epistemolojik anlayışla zamanı ele alan düşünürler de bulunmaktadır.<br />

Örneğin Bachelard, akis (reverberation) kavramıyla özne-nesne arasındaki farkı<br />

bozarak herhangi bir ontolojik verilmişlik kavramının tersine, özneyi işaret eder<br />

(Game, 1995:196). İmge (image), öznede akislerden kurulur. Bachelard, Game’e<br />

göre yalnız imgelerle, onun için bir gerçekliğe sahip olan imgelerle ilgilenir. Deneyim<br />

yaşanılan imgeleri içerir. Bilgiyi öncelleyen ve bilgide yansıtılan bir ontolojik<br />

varlık hakkındaki varsayımlar üzerine Bachelard’da çok az kanıt vardır. O’nun bilgi<br />

için metaforu, yansıtmadan (reflection) daha çok aksettirmedir (reverberation):<br />

Özne veya nesnenin her birinde kaynaksızdır (Game, 1995:196).<br />

Zaman konusundaki en önemli filozofik adlardan biri olan Heidegger’in görüşleri,<br />

Bachelard’ınkilerle birlikte, zamanın kavranışında önemli dayanaklar<br />

sağlamaktadır. Heidegger’in felsefesi, Borst’un belirttiği gibi “geleceğe ve ölüme<br />

dair kaygılar taşıyan insan varoluşunun ilk zamansallığını açığa çıkarıyor ve aritmetik<br />

‘zaman tayinini’ güya sonsuz bir şimdiki zamana açılan iç zamansal bir<br />

müdahale olarak dışlıyordu” (Borst, 1997: 127). Kaygı ve korkuyu yaygınlaştıran<br />

bir Nietzche’ciliğin de harekete geçmesiyle, Jameson’a göre bin yılın sonunda giderek<br />

“yalnızca şimdiki zamanın varolduğu ve şimdiki zamanın daima bizim<br />

olacağı inancının” başat hale gelmesi gözlenmektedir (Jameson, 1992: 367).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!