19.12.2017 Views

dergi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TÜRKİYE’DE LAİKLİĞİN TARİHÎ DİNAMİKLERİ 153<br />

birbirinden ayrılması’ (Daver, 1955: 8) şeklinde tanımlanabilir. Bu doğrultuda<br />

‘din ve devletin birbirlerine karşı bağımsız olması’, ‘dinin kamusaldan özel alana<br />

taşınması’ gibi tanımlar da verilebilir. Burada kullandığımız bağlamda ise<br />

kavram, Türkiye’ye özgü, Bizantin veya ‘tek-taraflı laiklik’ uygulamasıyla, özellikle<br />

‘dinin devletten ayrılması, dışlanması’ anlamına gelmektedir (Kili, 1969:<br />

106; Tunaya, 1981: 136, 288-90, 308, 314).<br />

Hedefini ‘muasır medeniyetler seviyesine çıkmak’ olarak tayin eden Türkiye,<br />

bunun için radikal bir değişim sürecinin içine girmiş, bu, üç temel değişim ile<br />

kendini göstermiştir: İmparatorluktan ulusal devlete, monarşiden cumhuriyete<br />

ve sözde-teokrasiden laikliğe geçiş. Her biri çok karmaşık, köklü değişimlerin<br />

tezahürü olarak buzdağının ucunu temsil eden bu gelişmeler arasında Türkiye,<br />

özellikle ilk laikliğe geçen Müslüman ülke olarak temayüz etmiştir (Lewis, 1993:<br />

31). Bu geçişin çok-yönlü dinamiklerinin özü, bizce, ‘nation-state’ 5 deyiminde<br />

yatmaktadır. Aşağıda göreceğimiz gibi, modernliğe özgü tüzel kişiler, kurgusal<br />

özneler olarak ‘ulus’ ve ‘devlet’, laikliğe geçişin temel dinamiklerini oluşturmaktadır.<br />

Kuşkusuz, temelde Batı’nın tarihî evrimine dayanan bu kavramlaştırma,<br />

Türk örneğine uyarlandığında işler çatallaşmaktadır. Burada ‘hangi ulus’, ‘hangi<br />

devlet’ sorularına karşılık alt-düzeylerde çok daha ayrıntılı tartışmalar yapılabilir.<br />

Guibernau’nun (1996) milliyetçiliğe ilişkin toparlayıcı incelemesinin de gösterdiği<br />

üzere, ‘nation, nationality, nationalism, nation-state’ gibi, ‘ulus’ 6 ile diğer<br />

kavramlardan oluşan kombinezonlar, konunun oldukça spekülatif niteliği hakkında<br />

bir fikir vermektedir.<br />

Milliyetçiliğin, sözgelimi, ‘Türk kimlik sorunu’ bağlamında kapsamlı bir tartışması<br />

S. S. Öğün’ün (1997: 239-71) yetkin incelemesinde bulunabilir. Biz ise,<br />

başlıkta yansıtıldığı üzere, özgül bir noktadan hareketle, laikleşme bağlamında<br />

konuyu ele alacağımız için zorunlu olarak bazı soyutlama ve genellemeler yapacak;<br />

‘nation-state’ deyimindeki kavramların sıralaması uyarınca laikliğin dinamiklerini<br />

ayrı başlıklar altında inceleyeceğiz. Bu şekilde bir soyutlama zor olsa<br />

da, ağırlık noktaları itibariyle ayrıştırılan kavramlar arasındaki ilişkilere yeri geldikçe<br />

işaret edilecektir. Bu makale yazarı ve başka araştırmacıların göstermeye<br />

çalıştığı gibi, uzun süre geçerliğini koruyan resmî bir ‘kopuş söylemi’ne karşılık,<br />

Tanzimat ile Cumhuriyet arasındaki tarihî süreklilik sanıldığından çok daha fazladır.<br />

Böylece, bir anlamda siyaset sosyolojisinin varlık sebebi uyarınca tarihî ve<br />

5 İngilizce bir tamlama olarak ‘ulus-devleti’ anlamına gelen bu deyim, yanlış olarak ‘ulus-devlet’<br />

şeklinde revaç bulmuştur. Doğru tercümesi, dediğimiz gibi ‘ulus-devleti’ veya ‘ulusal devlet’ olacaktır.<br />

6 Türkiye gibi sapla samanın birbirine karıştığı bir ülkede kelime ve kavramların kullanımına özel<br />

bir hassasiyet gösterilmesi gerektiği açıktır. ‘Nation’ kelimesini ‘millet’ yerine ‘ulus’ kavramıyla<br />

karşılamamız da bu yüzdendir. Zira ‘Osmanlı millet sistemi’nde olduğu gibi geleneksel olarak<br />

‘millet’(community) din eksenli bir kavramdır. ‘İslam milleti, Hıristiyan milleti, Yahudi milleti’<br />

tamlamalarında olduğu gibi. Ancak bu ayırımın geçersizleştiği ‘Türk milleti’ deyiminin özel anlamına<br />

aşağıda değinilecektir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!