Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
HAKKARİ’DE ORAMARÎ ÖRNEĞİ 181<br />
Suto için despotik bir aşiret lideri diyebiliriz, her ne kadar kendisi ve aşiretler<br />
bu dönemde “çevrenin anarşisi” (peripheral anarchy) içinde idiyseler ve Suto<br />
aşiret liderleri arasındaki hiyerarşide alt sıralarda idiyse de. Suto kabilenin asil<br />
bir soyundan Mala Mirî’den gelmesi kadar şahsiyetiyle de liderlik rolünü kazanmıştı.<br />
Gücünü gösterirken şiddete başvurmaktan kaçınmazdı ve kullandığı<br />
zorbalık ve entrikaya dayalı siyasetle geniş bir çevrede ün yapmıştı. Cevdet, Suto’nun<br />
“Amadiya’dan Van’a kadar” geniş bir araziyi zorla etkisi altına almış olduğunu<br />
söylemekte, bu mecazî ifadeyle, Suto’nun etki alanının genişliğini vurgulamaktadır.<br />
Gene Cevdet’e göre, Suto “astığı astık, kestiği kestik” bir tip imiş.<br />
Adamları ve taraftarları yazılı kaynaklardan yapılabilecek tahminlere göre bir<br />
iki değişik grup olarak sınıflandırılabilir ve Suto’ya verdikleri destek ya da direniş<br />
dozunda farklılıklar gösterebilirler. Suto bir ifadeye göre, bir çok köyün “sahibi”<br />
imiş. Buradaki köylülerin Suto’nun hulamları, yani hizmetçileri olmaları<br />
muhtemel; görevleri Suto’nun emirleri uyarınca tarım ve hayvancılık üretimini<br />
sürdürmek ve gerektiğinde de Suto için çatışmaya girmekmiş. Ayrıca Suto’nun,<br />
muhtemelen, değişik sınıflardan ve sayıca bol aşiretli “adamları” var imiş, ki<br />
bunlar da Suto’ya vergi verip ürünlerinin de bir kısmını ona ödemekteymişler.<br />
Bu tip ekonomik sömürü geleneksel liderler arasında sık görülen bir olaydı<br />
(bkz. Leach,1940; van Bruinessen, 1992). Bir liderden vazgeçip bir diğerine destek<br />
verme olgusu ve bunu bir topluluk olarak yapma imkânı yörenin jeo-politik<br />
yapısıyla yakından alâkalı görünmekte. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları gibi<br />
yaygın savaş dönemlerinde yaşanan bölgeleri ya da aşiretin kontrolü altındaki<br />
yöreyi deşiştirebilme esnekliği oldukça sınırlı olsaydı gerek. Bilindiği gibi Birinci<br />
Dünya Savaşı pek çok “etnik temizleme”lere, dinî çatışmalara ve halkların<br />
sürgününe tanık oldu. Bu şiddetli çatışmalar bir bakıma insanların güçlü ve etkili<br />
aşiret liderleri ya da şeyhleri desteklemesinin nedeni olmuş olabilir. Daha<br />
önceki dönemlerde, ya da barışın daha yaygın olduğu zamanlarda, aşiretli halk,<br />
eğer bir lider kendilerine beklenilen kollama ve desteği gösteremiyor ve aşiretin<br />
onurunu yeterince koruyamıyor ise, Gellner’in deyimiyle (bkz. Gellner,<br />
1981: 229) “ayaklarıyla seçim yaparlar” ve aşiretlerini değiştirmeye illâ da mecbur<br />
kalmadan kendilerine hamilik yapacak başka bir şeyh ya da aşiret lideri<br />
ararlarmış. Bu durum aşiret kimliğini değiştirmese de aşiret bölgesinde topluca<br />
sahip olunulan hakların kullanımının mutlaka kısıtlanmasına yol açardı. 15 Her<br />
halûkarda aşiretli köylü, yarı göçebe ve göçebe halk, en azından söz konusu<br />
olan bu büyük savaşlar döneminde, ve büyük devletlerin ve imparatorlukların<br />
yöreyi de kapsayan çatışmalarında, yeni yerleşim bölgelerine doğrudan göç<br />
edip, başka gruplar tarafından terk edilmiş bu yörelerde en azından geçici olarak<br />
kalma imkânına sahip gibi görünmekteler. Gerçekten de, saha çalışması<br />
15 Aşiret halkı ve liderleri arasındaki benzer ilişkiler için, bkz. Pakistan’ın kuzey-batı sınır bölgesinde<br />
yaşayan Swat Pathan’lar hakkındaki klasik çalışma: Barth (1959).