19.12.2017 Views

dergi

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

NORBERT ELIAS’IN İNSAN BİLİMLERİ KAVRAMI VE BİLGİ SOSYOLOJİSİ 123<br />

bireylerüstü şahsi dinamiği, o denli açık bir biçimde ortaya çıkıyor. Daha önce<br />

belirtildiği gibi, insanlararası ilişkiler, belli bir şahsi yasallığa sahiptirler.<br />

Diğer taraftan, insanlar kendi davranışlarını kendileri belirleyemiyorlarsa ve<br />

bu açıdan başka insanlara bağlı kalıyorlarsa, o zaman bir ‘güç olgusundan’ söz<br />

edilir. Bağımlılık, başkasının davranışlarını yönlendirme gücüdür (Elias, 1971:<br />

98). Bir insan, bir başkasına bağımlı ise, ona karşı bir güç kullanmaktadır; çünkü<br />

başkasını, bu bağımlılık olmadığı takdirde davranmayacağı bir şekilde davranmaya<br />

zorlamaktadır. Elias, mevcut dillere ait terimlerin, bizi hareketli ilişkileri<br />

hareketsiz olgular olarak algılamaya zorladıklarına dikkati çekiyor. Bundan<br />

kurtulmak için Elias, baştan itibaren insanî ilişkileri, karşılıklı insanî bağımlılıkları<br />

ve fonksiyonel ilişkileri araştırırken, denge (balans) terimini kullanıyor. Buna<br />

göre Elias, aynı şekilde güç kavramının statik ve nesneleştirilmiş kullanımına<br />

da karşı çıkıyor; Elias açısından güç, tüm insanî ilişkilerin yapısal bir özelliğini<br />

oluşturmaktadır. “Değişen figürasyonların ya da [...] figürasyon sürecinin merkezinde,<br />

inişli çıkışlı bir gerilim dengesi, yani bir kez bir yana doğru, bir başka<br />

kez diğer yana doğru eğilen gelgit hareketine benzer bir güç dengesi yer alır. Bu<br />

türde inişli çıkışlı güç dengeleri, her figürasyon akıntısının yapısal özelliklerine<br />

has dengelerdir” (Elias, 1971: 143).<br />

Sonuç olarak Elias’ın sosyal değişim ve gelişimlerin açıklanmasını konu alan<br />

figürasyon kavramı çerçevesinde, sosyal bilimlerin ve sosyolojinin konu alanını<br />

figürasyonlar düzleminde güç dengelerinin değişimi ve bunun açıklanması<br />

oluşturuyor. Bu konuda eklenmesi gereken bir başka nokta da, sosyal bilimciler<br />

tarafından incelenen insanlararası bağımlılık yapılarının, figürasyonlar içinde<br />

figürasyonlardan, yani farklı entegrasyon seviyesine sahip figürasyon parçalarından<br />

oluşmasıdır. Bunlar farklı ve her birisi çok sayıda özel alanlara ve disiplinlere<br />

bölünmüş bilim alanları tarafından (sosyoloji, iktisat, siyasal bilimler),<br />

yani fonksiyonel olarak farklılaşmış sosyal bilimlerin yapısı içerisinde işleniyor.<br />

Figürasyon teorisi çerçevesinde Elias, bu figürasyon parçalarının bir sentez<br />

oluşturduğu çok düzlem(li) bir model geliştiriyor. Böylelikle Elias’ın insan bilimleri<br />

kavramı, sentez dışında bir de intradisipliner (disiplinleriçi) perspektiflerin<br />

sentezini gerekli kılıyor.<br />

Psikolojinin 10 rolü<br />

Elias, figürasyon kavramıyla, psikoloji ve sosyoloji arasındaki geleneksel ayrıma,<br />

yani bu iki alanı birbirinden tamamen ayrı ve bağımsız olarak görme fikrine<br />

karşı çıkmaktadır. Ama, her iki alanı da birbirinden farklı olarak algılama<br />

şeklindeki ayrıma karşı değildir. Daha önce değinildiği gibi, Elias’ın insan res-<br />

10 “Ne zaman sosyolojiden söz ediyorsam, aynı zamanda psikososyolojiden söz ettiğimi de söyleyebilirim;<br />

çünkü konu daima insanlardır. Psikoloji ve sosyolojiyi birbirinden bağımsız araştırma<br />

alanları olarak görmeyi güç buluyorum” (Elias, 1985b: 274, dipnot 6).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!