You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
194<br />
ÇİLER DURSUN<br />
na dönüşmeye başlamıştır (Borst, 1997: 74). Fabian’a göre, Ortaçağ’dan modern<br />
zaman kavramlaştırmasına doğru niteliksel bir atlama, niceliksel bir değişmede<br />
temellenen bir yarıp geçme (break through) olmaksızın yapılamazdı (Fabian,<br />
1983:12). Bu niceliksel yarıp geçme, kentlerde hareketlenen yeni para ekonomisinin<br />
gereksinimlerine de cevap oluşturacaktı. Yeni para ekonomisi, niceliği temel<br />
almakla kalmıyor, kentteki sarraflar, kimsenin mülkiyetinde olmayan Tanrı vergisi<br />
zamanı kendileri için çalıştırmaya başlıyorlardı. Borst’un belirttiği gibi “Kutsanmış<br />
günler ve sayılar ağırlığını kaybederken, hesaplar ve kararlaştırılan tarihler<br />
önem kazanıyordu” (Borst, 1997: 78). Finans dünyasının çabası, takvim günlerini<br />
kesin bir biçimde belirlemek ve çabucak toplayabilmekti. Kentlerde, işveren- işçi<br />
ilişkileri, (en azından kent surları içinde) ölçülebilen, hesaplanabilen, denetlenebilen<br />
ve parayla ödüllendirilen ortak bir saat kavrayışını zorunlu kılıyordu.<br />
Zamanın toplumsal olarak kavranmaya başlanması, insana ilişkin kavrayıştaki<br />
değişmelerle de bağlantılıdır. İnsanın, “birey” olarak potansiyel yaratıcı bir güce<br />
sahip olduğu, kendi yaşamını kendi eylemleriyle kurma ve böylece kendini<br />
gerçekleştirip geliştirme güç ve olanağına sahip bir varlık olduğu şeklindeki Rönesans’la<br />
birlikte beliren kavrayış, zamanın da insanın kendi eyleminin egemenliğine<br />
bağımlı olduğunu vurgulamaktaydı (Köker ve Ağaoğulları, 1997: 148-149).<br />
İnsanların ürettiği sembollerden oluşan modern zaman sistemi 14. yüzyılın<br />
sonunda gelişimini tamamlamış sayılırdı. Bu sistem, zamanın önceden sonraya<br />
doğru ilerleyen hareket olduğunu kanıtlayan saat kadranı ve yelkovan hareketini<br />
içeriyordu.<br />
Ortaçağ Avrupası’nın modern bir geleceğe yol almaktaki sorunlarına karşılık,<br />
16. yüzyılda ilerleyen zaman ölçümü ve hesaplama tekniklerinin ve bilimin de<br />
etkisiyle insanlar, artık uzun gelişim süreçleri hakkında genel bir bakışa sahip<br />
olmaya başlamışlardı. 3 Geçmişin kutsal zamanı, dünyevileştirilirken doğallaştırılıyordu<br />
da. Kutsal zaman, sürekli ve anlamlı bir hikâyenin aygıtı olarak döngüsel<br />
özellik gösterirken, dünyevileşmiş zaman, süreksizliğin ve parçalı jeolojik bir<br />
kaydın göstergesi olarak anlam kazanıyordu (Fabian, 1983: 14).<br />
Zamanın dünyevileşmesinin, seyahatler ve keşiflerle de bağlantısı vardır. Hareketlerin<br />
tanımları ve ilişkiler mekâna yerleştirilmeye başlandıkça, seyahatin<br />
kendisi zamansallaşan (temporalizing) bir pratiğe dönüşmüştür (Fabian,<br />
1983:7). Harvey’in belirttiği gibi, dünyanın haritalandırılması, mekâna özel kullanım<br />
amacıyla mülk edinilmeye açık bir şey olarak bakmanın yolunu da dönüştürüyordu<br />
(Harvey, 1997: 257). Bu süreçte, dünyanın başka yerlerinde yaşadıkları<br />
keşfedilenler, mekânsal bir uzaklıkla değil zamansal bir uzaklıkla ele alınır<br />
olmuştur. Doğrusallığı (çizgisel), genelleşmesi, dünyevileşmesi ve evrensel-<br />
3 Bu süreçteki başlıca gelişmeler şunlardı: halkın saatleri kadrandan rahatça okuyabilmesi; matematiğin,<br />
evrenin her yerinde aynı şekilde geçerli olan ve insanı dünyanın ve zamanın hakimi<br />
yapmayı vaad eden yasalar sunması; kronometrelerin keşfi ile tüm dünyayı kapsayan hareket<br />
olanağının belirmesi... (Borst, 1997: 97-117).