19.12.2017 Views

dergi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TİRELİ KİMLİKLER: TEORİ VE YÖNTEME İLİŞKİN BAZI ARAYIŞLAR 143<br />

Eğer durum böyleyse, o zaman etnografik araştırmalarımızın metodolojik<br />

olarak başlangıç noktasını ne oluşturabilir? Bir yöntem, çalışmamıza zaman ve<br />

mekân içinde oluşan insan-madde ilişkilerine bakarak başlamak olabilir. Tek<br />

bir maddeyi ya da bir grup maddeyi ve bunları çevreleyen birbiriyle ilişkili pratikler<br />

ağından mülhem duygu, arzu ve imajları kuşatan pratikleri çevreleyen kolektiflikleri<br />

tanımlama zorunluluğundan kaçınabiliriz. Bir nesne etrafında yapılan<br />

somut bir sosyal pratik analiz, konumlandırılmış ve bağlamına oturtulmuş<br />

pratik düzeyinde ele alınabilir. 7<br />

Ürünler genel olarak tüketim ve değişimin nesneleri olarak tanımlansa da, sadece<br />

iktisadi değerleri yoktur, ayrıca bir çok değer yaratan sürecin kesişme noktasını<br />

oluşturan bir kültürel değere de sahiptirler. Bir tüketim faaliyeti sırasında,<br />

ürünlerin maddi ve sembolik boyutları, iktisadi değerleri ve sosyal anlamları ile<br />

karmaşık bir ilişki içindedir (Miller, 1995b). Değer, maddeye içkin bir özellik olmayıp,<br />

yaratıldığı için, ürünler düzeyinde bir analiz, değerin nasıl yaratıldığına<br />

da bakmak zorundadır. Bu da alışveriş sürecinin gerçekleştiği bağlam kadar bunun<br />

arkasında işleyen makro unsurların analizini de gerektirir. Tüketim sosyal<br />

olarak özerk bir süreç olmadığından, tüketimle ilgili herhangi bir bakış açısı toplumsal<br />

yeniden üretimin makro süreçleriyle, tüketimin sosyal projelerini birleştirmek<br />

ve ikisi arasındaki ilişkiyi de incelemek zorundadır (Friedman, 1995: 17).<br />

İktisadi değer, kültürel değer gibi, belirli sosyal durumlarda toplumsal olarak<br />

müzakere edilir. Herbiri sosyal birer kurgu olan talep, arzu ve güç kesiştiğinde<br />

ancak iktisadi değer yaratılabilir (Appadurai, 1986: 4). Talebin kaynağı ne bireydedir<br />

ne de iktisadın alanının içindedir, tersine tarihsel olarak belli sosyal ve<br />

ekonomik koşullarda etkin olan kolektifliklerin müzakeresiyle oluşturulan tanımlardadır<br />

(Bu konuyla ilgili olarak bkz. Friedman, 1990: 102). Appadurai<br />

(1986), Simmel gibi, iktisadi değerin sınırlarını değişimin belirlediğini ve bunun<br />

da bireysel ve kurumsal stratejilerin de dahil olduğu siyaseten belirlenen bir<br />

proje olduğunu vurgular. Tüketim, toplumsal denetime ve siyasal yeniden tanımlanmaya<br />

tabidir (age.:6). Bu yüzden tüketim, daha büyük bir resmin, sosyal<br />

ve kültürel olan tarafından kurulmuş bir projenin parçasıdır. Dolayısıyla tüketimle<br />

ilgili analizler tüketicilerin hangi yollarla nasıl oluştuğu sorusundan ayrılamaz.<br />

Tüketicilerin oluşumunun biçimlerine dair olan soru daha genel olarak<br />

sosyal deneyimin belirli sosyal ortamlarda büründüğü hallerle ilgilidir. Tüketim,<br />

toplumdaki belirli grupların daha geniş kültürel stratejilerinin içinde şekillenir.<br />

Tüketim, bütünüyle maddi kavramsallaştırmalarla ayrı bir alan olarak görülmesine<br />

rağmen, daha geniş toplumsal bağlamı dikkate alındığında bu iddia geçersizdir<br />

(Friedman, 1995). Tüketimin kökleri daha geniş tarihsel ve antropolojik<br />

bir fenomenin içinde yeralmaktadır ve bu bağlamda incelenmek zorundadır.<br />

7 Böyle bir duruşun “konumsal yöntem”le (situational method) benzerliği vardır. Bu yöntemin yeni<br />

bir değerlendirmesi için bkz. Rogers ve Vertovec, 1995.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!