You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TİRELİ KİMLİKLER: TEORİ VE YÖNTEME İLİŞKİN BAZI ARAYIŞLAR 135<br />
Friedman (1995 ve 1996) bu kavramlara çok sıcak bakmamaktadır. Çünkü<br />
Friedman’a göre kreolleşme ve melezlik kavramları kültürü bir nesne gibi “müzelik<br />
hale getirir”. Bu kavramlar “iki arada bir derede kalmış özselci” (1995: 82)<br />
kavramlardır çünkü “ ... dayandığı kültür tanımında kültür bir metin, başka kültürlerle<br />
karışma ve harmanlanma gibi özelliklere sahip bir madde olarak algılanmaktadır”<br />
(age.). Bunun nedeni ise bu bakış açısının tamamen birbirinden<br />
farklı kültürel kökenler ya da ‘kültürler’ temelinde oluşturulmuş olmasıdır. Nesneleştirme/kavramsallaştırma<br />
(objectification), ‘kreol’ kategorisine ‘zaman<br />
içinde geçerlilik’ bahşetmektedir (age.: 83). Dolayısıyla, Friedman’a göre ‘öteki’ni<br />
kurmanın temel aracı tamamen elden bırakılmaz, kreolleşme ve melezleşme<br />
“ötekiliğin antropolojik olarak metinleştirilmesinin bir başka aracı” haline<br />
gelir ve bu yeni karışım ise öz olarak tanınır.<br />
Benim kendi bakış açım Friedman’ınkiyle benzerlik taşır. Bir başka deyişle,<br />
eğer melezlik kurgularını oluşturan kesimler kaçınılmaz olarak farklı kültürel<br />
mantık ve rasyonalitelere sahiplerse, bu durum kültürler arasında a priori ontolojik<br />
bir farklılık bulunduğu varsayımını doğrular. Ayrıca, bu tür farklılıklar, kapalı<br />
kültürler ve sınırları belli etnisiteler ve toprak parçaları tarafından örtük<br />
olarak oluşturulurlar. Böyle yaklaşımlar içerisinde ‘tireli’ ve ‘melezlik’ kavramlarının<br />
birbirlerinin yerine kullanabilir olması da zaten, toprak parçası, kültür ve<br />
etnisite arasındaki sorgulanmamış ilişkinin bir göstergesidir. Benzeri bakış açılarında<br />
sınırları belirleme çabası gerçek bir sürecin özellikleri tarafından belirlenmeyebilir<br />
(bkz. Wicker, 1996). Her ne kadar melezlik kavramı kültür ve kimliklere<br />
‘akışkanlık’ özelliği atfetse de, ulusal ya da ulusaşırı coğrafi bir toprak<br />
parçası fikri içinde tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, ‘farklılık’a yapılan bunca övgüye<br />
rağmen, melezlik söylemi bu ‘farklılıklar’a sınırlar koyar. ‘Farklılıkların<br />
kaynaklar’ı pratikle belirlenmez, önceden tanımlanmıştır. Zaten başka bir şekilde<br />
kültürü bir kod ya da bir madde gibi ele almak mümkün olmazdı.<br />
Buna ek olarak, kreolleşmiş biçim ve kimliklerin neden kaçınılmaz olarak hiyerarşileri<br />
altüst ettiği de çok net değildir. Bu bakış açısı, azınlık-çoğunluk ikiliğini<br />
eleştirse de, kreolleşmenin, gruplar arası eşitsiz güç ilişkileri üzerine kurulmuş<br />
hiyerarşik bir ayrımcılığın üstesinden geleceği anlamına gelmez. Bir düzeyde<br />
karşı koyuş diğer bir düzeyde ayrımcılığı üretebilir (Çağlar, 1995b). Sözü edilen<br />
bu teorik zayıflıklar, melezlik ve/veya kreolleşme kavramlarını özselci kültür kavramsallaştırmalarından<br />
bir kopuş olarak ilan etmenin imkansızlığını gösterir.<br />
Cemaat kurgusu<br />
Sınırları belli alanlar arasında köprü rolü üstleneceği iddia edilen melez/kreol/tireli<br />
kimlikler sadece kökene dair bir ayrılığa değil aynı zamanda a priori<br />
olarak mekânsallaştırılmış (spatialised) cemaatlerin varlığını kabul eden ortalama<br />
bir sezgiye de dayanır (Gupta ve Fergusan, 1992; Stolcke, 1993). Bu son var-