19.12.2017 Views

dergi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

70<br />

YAEL NAVARO-YAŞIN<br />

Kafası ve duygusu olgunlaştırılmış Türk kadını yirminci asırda elbette bütün başka hususlarda<br />

olduğu gibi kıyafetçe de garb kadınından başka türlü olamaz; fakat güzel bir<br />

elbiseyi bir sanat olarak saymama izin veriyorsanız düşüncemi hemen söyliyeyim ki<br />

öteki sanat kollarında olduğu gibi dikim işlerinde de bu garplilik, tekniğe münhasır<br />

kalmalı ve güzel elbisenin umumi havasında Türk milli ruhunun ve milli zevkinin güzel<br />

buluşları kendisini göstermelidir (Sevengil, 1943).<br />

Kız Enstitülerinin sipariş atölyelerinde, eski Türk nakış motifleriyle donatılmış<br />

açık yakalı gece kıyafetleri dikildi. Milli zevkin bu giysilerde somutlaştığı<br />

varsayılıyordu. Devlet yetkililerinin eşleri Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi<br />

(CHP) tarafından ülkenin her tarafında düzenlenen Cumhuriyet balolarında bu<br />

gece kıyafetlerini giydiler. 30 Kişisel banyo kullanımının hamama gitmeyi azalttığı<br />

şehirlerde öğrenciler eski peştemalları plaj takımı olarak yeniden dizayn ettiler.<br />

31 Moda eleştirmenleri bu “özgün” Türk giysisinin “modernleştirilmesinden”<br />

övgüyle sözettiler. 32 Devlet desteği altındaki enstitülerde hazırlanan giysiler, giyimde<br />

yeni “milli zevkin” temsilcisi oldular.<br />

Sonuç<br />

Yaşlı bir Türk kadını olan Emine Hanım, ev ekonomisi derslerinden sonra eve<br />

döndüğünde annesi ile ev bakımı üzerine yaptıkları tartışmalarını aktarıyor.<br />

“Bizim gençliğimizde kâğıt peçeteler yoktu” diye başlıyor:<br />

Kâğıt peçeteleri ilk okulda kullandık. Bir gün okuldan eve gelirken, anneme de bir kâğıt<br />

peçete getirdim. Daha önceleri kumaş peçeteler kullanıyorduk-yani masa örtüsüyle<br />

uyum içinde olanlar. Anneme ‘anne, masayı böyle donatmalısın, öyle değil’ dedim.<br />

Ona peçeteyi verdim ve ‘salata tabağını yemek tabağımızın yanına koymalısın’ dedim.<br />

Okuldan eve geldiğimde, anneme benim ev ekonomisi derslerinde öğrendiğim şekliyle<br />

ev bakımı hakkında dersler verirdim. Bana karşılık verir ve ‘Kızım, daha çok çocuksun.<br />

Ben beş tane çocuk büyüttüm ve ne yaptığımı biliyorum” derdi. Ama –kızmazdı.<br />

Evet, beni yetiştirmişti, ama ben onun küçük hocasıydım.<br />

Doğru ev bakımı üzerine süren bu kuşaklararası çekişmeler ve pazarlıklar<br />

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki şehirli orta sınıf aileleri içerisinde epey yaygındı.<br />

Türk kızlarına, “bilimsel olmadıkları”, “düzensiz” ve “geleneksel” oldukları sebebiyle<br />

annelerinin yöntemlerini aşağılamaları öğretildiği sürece, kızlar anneleriyle<br />

ev işlerini yapmanın “modern” yöntemleri konusunda gündelik tartışmalara<br />

giriştiler. Emine Hanım örneğinde olduğu gibi kızlarının kendi haklılıklarına<br />

dair kararlı tutumları karşısında birçok anne geri çekildi.<br />

30 Bkz. Kadın-Ev (1944) içindeki makaleler.<br />

31 Ediz, Hasan Ali (1943) “Kadın-Ev Kız Sanat Enstitülerimizin Kadın ve Moda Mecmuası”, Son<br />

Posta, Kasım 24. Daha sonra yeniden yayınlandı: (1944) Kadın-Ev Ankara Kız Sanat Enstitüsü<br />

Sergisi, 2, İstanbul.<br />

32 Bkz. Kadın-Ev (1944) içindeki makaleler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!