Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
NORBERT ELIAS’IN UYGARLIK KURAMI: ELEŞTİRİLER VE GELİŞMELER 77<br />
belirlenimcilik, evrimcilik ve tekçizgiciliktir. Bunlara ayrıca şiddet kavramına<br />
yönelik eleştiriler ile uygarlık kuramına yöneltilen feminist eleştiriler de dahil<br />
edilebilir.<br />
1. Avrupamerkezcilik ithamı<br />
Avrupamerkezcilik ithamı, özellikle Elias’ın uygarlık kavramını kullanım biçimiyle<br />
ilgilidir. Elias, eleştirel olarak çözümlemek ve bilimsel bir kategori olarak<br />
yeniden tanımlamak amacıyla bilinçli olarak ‘uygarlık’ kavramının günlük dildeki<br />
ya da bilim öncesindeki anlamını ele alır. Eleştirmenlerinden Duerr’e cevap<br />
olarak yazdığı bir yazıda yöntemini şöyle tanımlar:<br />
Davranış standartlarındaki uzun süreli dönüşümleri anlatmak için kullanabileceğim,<br />
ideolojik içeriği daha az kavramlar bulmaya çalışabilir ya da uygarlık kavramını ideolojik<br />
anlamından kopararak, onu nesnel kanıtlar yardımıyla ideolojik içeriğinden<br />
arınmış bir kavrama dönüştürmeyi deneyebilirdim. Başka olası anahtar kavramları<br />
gözden geçirdim, ama uygun bir kavram bulmam mümkün olmadı ve en sonunda uygarlık<br />
kavramını, zengin ampirik belgelerle, ideolojiden arınmış nesnel bir kavram ve<br />
uygarlık süreciyle ilgili bir kuramın anahtar kavramı olarak geliştirmeye karar verdim<br />
(Elias, 1988b: 37).<br />
Elias Uygarlık Süreci’nin ilk bölümünde uygarlık kavramının belirsizliğine<br />
işaret eder -teknik, davranışlar, bilim, din ve hukuk gibi çok farklı yaşam alanlarında<br />
kullanılmaktadır- ve Batılı toplumlarda, bu yaşam alanlarında kendilerinden<br />
önceki ya da kendi dönemlerindeki diğer toplumlardan daha ileri bir standarda<br />
sahip oldukları şeklindeki anlayışın doğal görülüşünün altını çizer. Bunun<br />
bir başka önemli anlamsal içeriği ise, bu üstünlükten duyulan övünmedir.<br />
Kavramların ortaya çıkışlarının ve anlamsal içeriklerinin toplumsal süreçlere ne<br />
kadar bağımlı olduğu, uygarlık kavramının Fransızca ya da İngilizce’deki anlamıyla<br />
Almanca’daki anlamı arasındaki farkta ve bu kavramın ‘courtoisie’, ‘civilité’<br />
ve ‘civilisation’ gibi sözcüklerden türeyiş sürecinde görülebilir:<br />
‘Courtoisie’, ‘Civilité’ ve ‘Civilisation’ bir toplumsal gelişimin üç ayrı dönemini anlatan<br />
üç ayrı kavramdır. Bu kavramlardan hangisini tercih ettiğine bakılarak, bir yazının<br />
hangi toplumda kime hitap ettiği anlaşılabilir. (…) ‘Uygarlık’ kavramının 19. yüzyılda<br />
taşıdığı anlam, uygarlık sürecinin -ya da daha doğru bir ifadeyle bu sürecin bir aşamasının-<br />
gerçekleştiğini ve geride kaldığını ifade etmektedir. İnsanlar artık bu süreci yalnızca<br />
başka topluluklarda ya da kendi topluluğu içinde alt tabakalar arasında gerçekleştirmek<br />
ister. Üst ve orta tabakalar arasında ‘uygarlık’ artık kendilerinin ayrılmaz bir<br />
parçası gibi algılanır (Elias, 1997: Cilt 1, 230).<br />
Elias’ın araştırmasının amacı, bu süreci izlemek ve bilince çıkarmak, tamamlanmış,<br />
başı ve sonu belli olan bir süreç olarak değil, kişilik ve toplum yapılarındaki<br />
başlangıcı olmayan ve hâlâ devam eden bir sürecin bir parçası olarak kav-