You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
218<br />
ber hem de dördüncü halife Ali’nin üyesi olduğu Haşimoğulları’ndan “rövanş”ı<br />
olarak da değerlendirilebilir. 10<br />
Emevilerle birlikte halife daha önce olduğu gibi ümmetin seçimiyle belirlenmekten<br />
çıkarak “kalıtsal” bir mahiyet kazandı ve Emevi hanedanı bünyesinde<br />
babadan oğula geçer hale geldi. Bununla bağlantılı olduğu düşünülebilecek bir<br />
başka gelişme de Emeviler’in yalnızca bir “saltanat” (hanedan) halifeliği kurumlaştırmakla<br />
kalmayıp, daha da ileri giderek kendilerini Allah tarafından<br />
“atanmış” saymaları ve Halifetullah sıfatını kendilerine yakıştırmalarıdır (Sourdel,<br />
1978: 938; Avcı, 1998: 541). 11 Oysa ki ilk halife Ebu Bekir, kendisi için “Halifetullah”<br />
sıfatını kullananlar olunca bunu yasaklamış ve kendisinin “Halife-yi<br />
Resûlüllah” olduğunu söylemiş, ikinci halife Ömer ise bu sıfatı da kullanım dışı<br />
bırakmayı tercih ederek “Emir ül-Müminin” lâkabını kullanmıştı. Hâl böyleyken<br />
“Halifetullah” sıfatının dolaşıma sokulması, çok önemli bir dönüm noktası<br />
olarak kaydedilebilir. Çünkü böylece Peygamberin “siyasal” liderliğine halef olmak<br />
üzere şekillendirilen dünyevî halifelik makamı, “Allah’ın halifeliği” vasfı ile<br />
kutsî-ilahî bir mahiyet kazanmış oluyordu.<br />
Emevilerin kurumsallaştırdığı hanedan halifeliğini daha da geliştiren Abbasilerle<br />
birlikte İslâm dünyasında liderlik bir kez daha soy temelinde el değiştirmiştir.<br />
Bu kez Haşimoğulları, Ümeyyeoğulları’ndan “rövanş”ı almaktaydı! Tek<br />
farkla ki Peygamber’in kuzeni ve damadı olan dördüncü halife Ali’nin soyundan<br />
gelen Alioğulları değil, peygamberin amcası Abbas’ın soyundan gelen bir diğer<br />
Haşimi kolu Abbasoğulları eliyle bu iktidar değişimi gerçekleşmiştir. Emevi halifeliği<br />
tarihe karışırken, Abbasiler’in hilafet dönemlerine soy itibariyle “kuzenleri”<br />
olan Alioğulları’nın ciddi muhalefetinin yarattığı sorunlar damgasını vurmuştur.<br />
12 Böylece İslâm peygamberinin ölümünden sonra ortaya çıkan hilafet<br />
kurumunun birbirini izleyen Dört Halife, Emevi ve Abbasi dönemlerine, özde,<br />
Kureyş kabilesinin tarihsel rekabet içindeki boyları ile bunların alt-kolları arasında<br />
iktidarın sürekli el değiştirdiği bir çatışma dinamiğinin damgasını vurduğu<br />
tespit edilmektedir.<br />
Abbasi döneminde birbirini izleyen iki gelişme, halifelik kurumunun pozisyonunda<br />
bir başka önemli dönüşüme yol açmıştır. 9. yüzyılın sonuna doğru ortaya<br />
çıkan fıkhî mezhepler, halifenin özellikle hukuksal konular üzerindeki etki<br />
gücünü, tamamen ortadan kaldırmasalar da, sınırlamaya başladılar. İkinci ola-<br />
10 Kureyş’in bu iki kabilesi arasındaki düşmanlık ve çekişmenin İslâm-öncesi “Cahiliye” dönemine<br />
kadar uzandığı kaynaklarda kaydedilmektedir (akt. Yücel, 1999: 47, dn).<br />
11 Muaviye’ye isnat edilen şu sözler, halifelik anlam ve algısının kazandığı bu yeni boyutu çarpıcı<br />
biçimde örneklemektedir: “Yer Allah’ındır; ben de Allah’ın halifesiyim. Dolayısıyla ben Allah’ın<br />
malından ne alırsam, artık o mal benimdir. O maldan ne terkedersem o da bana caizdir<br />
(Mes’udi’nin Murucu’z Zeheb’inden akt. Sırma, 1995: 34-35).<br />
12 Haşimiler’in iki alt-kolu olan Ali ve Abbasoğulları arasındaki iktidar mücadelesinin özellikle Abbasi<br />
halifeliği dönemindeki dışavurumlarının bir değerlendirmesi olarak bkz. Büyükkara, 1999.