You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
174<br />
LALE YALÇIN-HECKMANN<br />
dım. Görüşmemiz sırasında Hakkari’den gelen bir telefonda görüştüğü kişiye,<br />
(aşiretlisi miydi?), silahlı çatışmada ölen gerilla oğlunun cesedini alabilmek için<br />
ne yapması gerektiğini izah ediyordu.<br />
Aşiret lideri geniş evinde her türlü Türkçe ve Kürtçe yayın kanallarını izleme<br />
olanaklarına sahip. Delikanlı oğlu da Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalında<br />
folklöre çıktığını övgüyle anlattı. Hatta bir kere Alman televizyonunda da<br />
çıkmış, ama bu Nevruz gösterilerinde polisin müdahelesi sırasındaymış. Kürtlerin<br />
katliamına Alman polisinin de bu müdaheleyle ortak olduğunu, onun için<br />
polise gösterilen -şiddet kullanarak da olsa- direnmenin anlaşılır olduğunu söylüyordu.<br />
Böylece “vahşi” Kürt imajının son halkası Alman kamuoyu içersinde<br />
üretiliyor ve daire tamamlanıyordu.<br />
Bu örnekler bize ne gösteriyor? Bir bakıma örneklerin çok farklı konulara değindiği<br />
düşünülebilir: özellikle birinci örnek temsil etme sorunlarının, sosyal<br />
gerçeklerin idealleştirilmiş, efsaneleştirilmiş ve aslileştirilmiş (essentialist) betimlemelerine<br />
ait sorunlar diye düşünülebilir. Bir bakıma bu doğrudur da; Kürtler<br />
hakkındaki edebi ve kısmen sosyal bilimsel söylem de ciddi olarak aslileştirilmeden<br />
ve zaman zaman da romantizmden etkilenmiştir. Ne var ki bütün<br />
imajlarda olduğu gibi bu imajın da bir kendine yansıması vardır. Bu aslileştirilme<br />
ve temsil etme talepleri sadece dıştan bakanlara özgü değil; “yerli” temsillerde<br />
de iz bırakmakta ve etkisini göstermekte.<br />
Bu birbiriyle ilgisiz gibi görünen durumların arasında mekânsal, tarihî ve siyasi<br />
devamlılıklar olduğu savındayım. Bu bağlantı kısmen globalleşme süreçleriyle<br />
alâkalı, kısmen de bu yöredeki siyasi gelişmelerle, Türkiye ve Ortadoğu’nun<br />
genelindeki gelişmelerle bağlantılı. Burada ele almak istediğim noktalar,<br />
yukarda verdiğim birbirine tezatlı örneklerle sivriltilerek, bu yörenin aşiret ortamında<br />
görülen devamlılıklar ve değişimi saptama çabalarıyla içiçe. Aşiret ortamındaki<br />
ideolojik değişimleri saptamak, genelde ele almak istediğim bir konu.<br />
Daha da özelinde, şu sorunlara değinmek istemekteyim: aşiret sisteminin içindeki<br />
insanların bağları, bağımlılıkları ve kimlikleri nasıl dışardan bakanların tanım<br />
ve fikirleriyle etkileşmekte; bu etkileşimin aşiretçilik ve aşiret sisteminde ne<br />
gibi sonuçlara yol açtığını ve bunun da ötesinde bu etkileşimlerin diğer ideolojik<br />
sistemlerle de nasıl bir ilişki içinde olup, aşiretlilere ne gibi ideolojik alternatifler<br />
sunduğunu ele almak istiyorum. Burada bir örnek olay temelinde Oramarî<br />
aşiretini incelemekteyim; tabiî ki bu yöntemin de sakıncaları olacaktır, bir aşireti<br />
odak noktası yapmak, onu bir sosyal grupmuş gibi göstermeye, onun aslileştirilmesine<br />
ya da cemaatleştirilmesine yol açabilir. Bu tehlikelerin farkındayım.<br />
Ancak böyle bir odaklaşmayla, geniş çerçevede meydana gelen siyasi ve ideolojik<br />
değişimlerin Oramarî kimliğine sahip olmanın anlamını geçmişte ve günümüzde<br />
nasıl belirlediğini anlamamıza yardımcı olacağını düşünmekte, bu sürecin<br />
bir aşiret bazında incelenmesiyle aşiret sistemi hakkındaki bilgilerimizi genişletme<br />
fırsatı bulacağımıza inanmaktayım.