T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
102<br />
mayarak yine Selânik’e ilticaya zorlandı. Sonunda<br />
imparator onları Sultan I. Mehmed hayatta olduğu<br />
müddetçe hapiste tutma hususunda anlaştı<br />
<strong>ve</strong> bunun karşılığında padişahdan yıllık 300.000<br />
akçe tazminat almayı kabul etti.<br />
Rumeli’de Mustafa’ya karşı savaşırken I. Mehmed<br />
aynı zamanda Batı Anadolu <strong>ve</strong> Rumeli’de Şeyh<br />
Bedreddin tarafından düzenlenen ayaklanmayla<br />
uğraşmak zorunda kaldı. Şeyhi koruyan <strong>ve</strong><br />
bilfiil destekleyen Eflak beyi Mircea, Rumeli’de<br />
Deliorman bölgesini işgal etti. I. Mehmed Şeyh<br />
Bedreddin’i Zağra’da yakalatarak Serez’de idam<br />
ettirdi. Onun Rumeli’deki bu meşguliyeti sırasında<br />
Anadolu beyleri yine hareketlenmeye başladılar.<br />
Bunun üzerine I. Mehmed önce şeyhin Eflak’e<br />
geçmesine yardım eden İsfendiyar Bey’e karşı yürüdü<br />
İsfendiyar’ın I. Mehmed’in hükümranlığını<br />
kabul etmesi üzerine barış sağlandı.<br />
Fetret döneminde Balkanlar’daki Osmanlı<br />
hâkimiyetine karşı en önemli rakip olarak belirginleştiği<br />
için Eflak Voyvodası Mircea, Macaristan<br />
Kralı Sigismund tarafından desteklendi. I.<br />
Mehmed’in 822’de (1419) Mircea’ya karşı seferi<br />
Sigismund’un Balkanları işgal etme planıyla alakalıdır.<br />
Diğer taraftan I. Mehmed’in Anadolu’daki<br />
vasattan Karamanlı <strong>ve</strong> Candaroğulları beyleri bu<br />
büyük sefere oğullarının kumandasında destek<br />
kuv<strong>ve</strong>tler gönderdiler. I. Mehmed, bu seferde,<br />
Yeni Yergöğü Kalesini Tuna’nın sağ kıyısında inşa<br />
ettirip, ardından Macaristan vilâyetinde Se<strong>ve</strong>rin<br />
Kalesi’ni aldı. Bu sefer sonunda Eflak Voyvodası<br />
Mircea teslim oldu <strong>ve</strong> üç oğlunu sultana rehin olarak<br />
gönderip haraç ödemeyi kabul etti.<br />
Hayatının son yıllarında I. Mehmed’in en büyük<br />
amacı, büyük oğlu Murad’ın herhangi bir krize<br />
sebebiyet <strong>ve</strong>rmeksizin tahta çıkmasını temin etmek<br />
olmuştur. Süleyman’ın oğlu Orhan kör edilip<br />
zindanda tutulmasına rağmen Mehmed’in kardeşi<br />
Mustafa ciddi bir rakipti <strong>ve</strong> bazı Osmanlı liderleri<br />
tarafından sultan olarak tanındığı için Bizans<br />
imparatoru onu uygun bir zamanda serbest<br />
bırakabilirdi. Şehzade Murad’ı destekleyenler,<br />
Mustafa’nın öldüğü <strong>ve</strong> taht iddiasında bulunanın<br />
Düzmece Mustafa olduğu dedikodusunu yaydılar.<br />
Buna göre Murad Edirne’de kendisinin halefi<br />
olacak; oğlu Mustafa Anadolu’da kalacak; iki küçük<br />
oğlu Yusuf <strong>ve</strong> Mahmud Bizans imparatoru II.<br />
Manuel’in yanında rehine olarak İstanbul’a gönderilecek<br />
<strong>ve</strong> buna karşılık imparator da Mustafa’yı<br />
serbest bırakmayacaktı. İmparator bu iki Osmanlı<br />
şehzadesinin muhafazası için yıllık bir para<br />
alacaktı. Çelebi Mehmed 23 Cemâziyelahir 824<br />
(25 Haziran 1421) tarihinde Edirne’de <strong>ve</strong>fat ettiğinde<br />
Murad Bursa’da tahta çıktı <strong>ve</strong> kardeşlerini<br />
imparatora göndermeyi reddetti.<br />
Çelebi Mehmed, bedenî sporlardaki mahareti <strong>ve</strong><br />
bedenin zindeliği bağlı olarak diğer lakaplarından<br />
başka “Güreşçi Çelebi” unvanını almıştır. I.<br />
Mehmed tavırlarına hareketlerindeki sürate vakarına<br />
ait kişisel özelliklerinden başka, Osmanlı<br />
mü<strong>ve</strong>rrihleri gibi Bizans tarihçileri de onun adaleti,<br />
şefkati, civanmerdliği, dostluğu <strong>ve</strong> sebatını<br />
hayırhahla bahsederler. Yalnız Müslüman tebaanın<br />
değil gayr-i müslim halkında gönüllerini feth<br />
etmiştir.<br />
I. Mehmed’in saltanatı boyunca en temel meselesi,<br />
Osmanlı Devleti’nin fetret devri sonrası kaybolan<br />
otoritesini Anadolu <strong>ve</strong> Balkanlar’da yeniden<br />
tesis etmek olmuştur. İlk önce Ankara Savaşı’nın<br />
ardından askerî çöküntüye rağmen Osmanlılar<br />
her iki bölgede de büyük askerî güç olmaya devam<br />
ettiler. İkinci olarak Osmanlı hanedanı, feodal<br />
beyler <strong>ve</strong> bölgedeki diğer hanedanlar üzerinde<br />
tek meşruiyet kaynağı olan emperyal geleneği<br />
tesis edebildi. Öyle ki Sırp prensleri arasındaki<br />
iç çekişmeye müdahil olduğu gibi sipahiler, yaya,<br />
müsellem, kapıkulları <strong>ve</strong> köylülerin statülerinin<br />
<strong>ve</strong> toprak hukukunun Osmanlı merkezî hükümetinin<br />
varlığı ile doğrudan orantılı olduğunun<br />
algısının oluşmasıydı. Bundan dolayı Osmanlı<br />
tahrir <strong>ve</strong> timar sistemi bu dönemde geliştirilmiş<br />
<strong>ve</strong> yaygın olarak uygulanmıştır.<br />
I. Mehmed’in Murad, Mustafa, Kasım, Ahmed<br />
<strong>ve</strong> Yûsuf ile Mahmud adında oğulları <strong>ve</strong> ayrıca<br />
yedi kızının olduğu bilinmektedir. Hayır hasenat<br />
sahibi olan Çelebi Mehmed Bursa’da cami (822<br />
/ 1419), medrese, imaret <strong>ve</strong> türbe (824 / 1421)<br />
yaptırmış, bunlara vakıflar tahsis etmiştir. Ayrıca<br />
Edirne’de Eskicami onun zamanında tamamlanmış<br />
(816 / 1413) <strong>ve</strong> buraya vakıf olmak üzere bir<br />
bedesten inşa ettirmiştir.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Nizâmeddîn-i Şâmî, Zafernâme, Ankara 1987, s. 301-324;<br />
Esterâbâdî, Bezm ü Rezm, Ankara 1990, s.56, 70-112; En<strong>ve</strong>rî,<br />
Düstûrname, I, İstanbul 1976, 87-91; Âşıkpaşazâde, Tevarih-i Al-i<br />
Osman, (haz. Y. Saraç-K. Yavuz),İstanbul 2007, 106-124-138,;<br />
Dukas, Bizans Tarihi, İstanbul 1956, s. 8-9, 26-43; Oruç b. Âdil,<br />
Oruçbey Tarihi, (haz. N. Ötürk), İstanbul 2007, s.20,24-26; Neşrî,<br />
Kitab-ı Cihannümâ, (haz.K. Köymen-R. Unat), Ankara 1987,<br />
I, s.351-53, 369-419; İbn Kemâl, Tevârîh-i ÂI-i Osman, (Haz.<br />
Koji İmazawa),Ankara 2000, s.5--191; İdrisi,Heşt Bihişt, (haz.<br />
M. Kartaş-S.Kaya, Y. Baş), Ankara 2008, I, s.292-370, II, s. 25-<br />
150;Hoca Sadeddin,Tacü’t-Tevarih,(haz. İ. Parmaksızoğlu), İstanbul<br />
1996, c.I. s. 262, 268, 299, 302, 307-323, 332-336;Solakzade,<br />
Tarih, (haz. V. Çubuk), İstanbul 1996,.c. I. s.99,112-189; P. Wittek,<br />
Menteşe Beyliği, Ankara 1944, s. 7;J. Von Hammer Purgstal, Bü-