T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
meslek grubunun piri addedilen bir sahabenin<br />
<strong>ve</strong>ya evliyanın ismi zikredilmiştir. Mesela kah<strong>ve</strong>ciler<br />
esnafının şed kuşanırken Şaziliyye tarikatının<br />
piri İmam Şâzeli’nin adını anmaları âdettendir.<br />
Osmanlı’da her bir esnaf teşkilatının kendine has<br />
şed bağlama şekli <strong>ve</strong> merasimi vardı. Meddahlara<br />
şedd-i elîfî (şedd-i Rumiyân), gaza ehline şedd-i<br />
kavsî (şedd-i fâhirân), sakalara şedd-i lâmelîfî<br />
(şedd-i iştirâk), savaşlarda çadır kurup döşeyen<br />
ferrâşlara şedd-i süleymânî (şedd-i hâdimân),<br />
dervişlere şedd-i yusûfî (şedd-i mısriyân), seccâde<br />
sahibi şeyhlere şedd-i mihrâbî (şedd-i tâziyân),<br />
cerrâh, kasap <strong>ve</strong> hamam hizmetçilerine şedd-i<br />
hafî kuşatılırdı.<br />
Fütüv<strong>ve</strong>t düsturunun mirasçılarından olan sûfî<br />
tarikatlar arasında şed kuşanma geleneği kısmen<br />
birbirinden farklılıklar gösterir. Bu gelenek<br />
tatbikatta öncelikle Abbâsî Halifesi en-Nâsır-<br />
Lidînillâh tarafından Bağdat’ta kurulan fütüv<strong>ve</strong>t<br />
teşkilâtının şeyhi Şihâbeddin Ebû Hafs Ömer<br />
es-Sühre<strong>ve</strong>rdî’nin (ö. 632 / 1234) nezâreti altında<br />
gerçekleşmiştir. Sühre<strong>ve</strong>rdî Avârifu’l-maârif’te<br />
seyahata çıkmadan önce şedd kuşanmanın Hz.<br />
Peygamber’in sünneti olduğunu ifade eder. İbn<br />
Battuta Seyahatnâme’sinde Kahire hângâhlarına<br />
uğrayan sûfîlerin şed kuşandıklarını nakleder.<br />
Şed bağlamak İslam tarikatlarının çoğunda XVI.<br />
asırdan itibaren farklı adlarla olsa da tarikat<br />
erkânından kabul edilmiştir. Şeddin rengi siyah,<br />
kırmızı, beyaz <strong>ve</strong> yeşil olmak üzere tarikatlar arasından<br />
farklı farklıdır.<br />
ŞEHBENDER<br />
RAPORLARINA GÖRE<br />
I. DÜNYA SAVAŞI<br />
ÖNCESİ OSMANLI TİCARETİ<br />
Bayram Nazır’ın hazırlanan bu eser (İstanbul<br />
2010) toplam 139 sayfadır. Üç bölümden oluşan<br />
eserin aslı, yazarı belli olmayan, 1916’da<br />
yayımlanan <strong>Ticaret</strong> Layihaları adlı basılı kitabın<br />
yeniden değerlendirilmesi mahiyetindedir. Sonuç<br />
<strong>ve</strong> Kaynakçası bulunmamaktadır. Girişinde şehbenderlikle<br />
ilgili kısa bilgi <strong>ve</strong>rilir. Buna göre şehbenderler,<br />
XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren<br />
görevlendirilen ticaretle ilgili konsoloslardır.<br />
İlk bölümde I. Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı<br />
Devleti’nin siyasî, ekonomik durumu, 1886-1914<br />
arası borçlanma <strong>ve</strong> Alman nüfuzu üzerinde durulur.<br />
İkinci bölüm, yine I. Dünya Savaşı öncesi<br />
Osmanlı Devleti’nin İngiltere <strong>ve</strong> Avusturya ile ilişkilerine<br />
tahsis edilmiştir. Üçüncü <strong>ve</strong> son bölümde<br />
I. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Devleti’nin<br />
Rusya, Fransa, İran <strong>ve</strong> Almanya ile ticarî ilişkileri,<br />
Hocabey, Tiflis, Dunkerque (Fransa), Tahran,<br />
Tebriz, Bremen, Leipzig şehbenderlerinin raporlarına<br />
göre <strong>ve</strong>rilir. Eserin sonunda ticaret erbabı<br />
<strong>ve</strong> ticarî mekânlarla ilgili on dokuz resim <strong>ve</strong> fotoğraf<br />
bulunmaktadır.<br />
Caner ARABACI<br />
260<br />
KAYNAKÇA:<br />
Ebû Hafs Ömer es-Sühre<strong>ve</strong>rdî, Avârifu’l-maârif, (Gazzâlî, İhyâ’<br />
[Beyrut], V içinde), s. 95; İbn Battûta, er-Rihle (nşr. Kerem el-<br />
Bustânî), Beyrut 1384/1964, s. 38, 274; J. K. Birge, The Bektashi<br />
Order of Dervishes, London 1937, s. 170, 181, 192, 234-235; J. S.<br />
Trimingham, The Sufi Orders in Islam, Oxford 1971, s. 35, 185; Fr.<br />
Taeschner, Zünfte und Bruderschaften im Islam, Zürich-München<br />
1979, s. 116, 139, 141, 162, 585; Abdülbaki Gölpınarlı, “Şedd”, İA,<br />
s. 378-381; aynı yazar, Mevlevî Âdâb <strong>ve</strong> Erkânı, İstanbul 1963, s.<br />
16-17, 44; aynı yazar, “İslâm <strong>ve</strong> Türk İllerinde Fütüv<strong>ve</strong>t Teşkilâtı”,<br />
İÜİFM, XI(1949-1950), S. 1-4, s. 28, 29, 40, 86; Mustafa Kara,<br />
Din, Hayat, Sanat Açısından Tekkeler <strong>ve</strong> Zaviyeler, İstanbul 1980,<br />
s. 166-168; Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahîlik, Konya<br />
1981, s. 45-47, 156-157, 181; Nurhan Atasoy, Derviş Çeyizi, Ankara<br />
2000, s. 243; Derya Baş, Seyyid Ahmed el-Bedevî Tarikatı <strong>ve</strong><br />
İstanbul’da Bedevîlik, İstanbul 2008, s. 442; Hamid Algar, “Şed”,<br />
DİA, XXXVIII, s. 405.<br />
Semih CEYHAN<br />
ŞEHR-ÂŞÛB<br />
(bk. ŞEHRENGÎZ)<br />
ŞEHRENGÎZ<br />
Meslek <strong>ve</strong> esnafların tanıtıldığı, dîvân edebiyatında<br />
bir şehir ile o şehrin güzellikleri hakkında<br />
yazılan manzum eserlere “şehrengîz” denilmiştir.<br />
Bu tabir “şehr” kelimesinin “tahrik etmek,<br />
uyandırmak, heyecanlandırmak” anlamına gelen<br />
Farsça “engihten” fiilinin “engîz” emir köküyle<br />
birleşmesi sonucu “şehr-engîz” birleşik ismi ortaya<br />
çıkmıştır. Şekil <strong>ve</strong> içerik olarak farklılıkları<br />
varsa da, çoğunlukla bir şehri <strong>ve</strong>ya şehirle beraber<br />
onun güzel yön <strong>ve</strong> kişilerini tanıtan eserlerdir.<br />
Farsça’da aynı tür eserler “şehr-engîz,<br />
şehr-âşûb, âlem-âşûb, cihân-âşûb, dehr-âşûb,