T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
leri Kimindir?”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, Ankara<br />
1966, s. 267-278; François de Blois, Persian literature: a bio-bibliographical<br />
sur<strong>ve</strong>y: poetry of the pre-Mongol period, V, London<br />
2004, 150-154; Rıza Kurtuluş, “Keykâvus b. İskender”, DİA,<br />
XXV, Ankara 2002, s. 357.<br />
Rıza KURTULUŞ<br />
KADI<br />
Kazalarda esnaflarla ilgili problemlerin çözümünde<br />
birinci derecede rol oynayan hukuk<br />
adamıdır. Kaza, ticarî <strong>ve</strong> kültürel üstünlüğü ile<br />
çevrenin merkezi olmuş bir kasaba <strong>ve</strong>ya şehir<br />
ile bir topluluk merkezini çevrelemiş köylerin<br />
teşkil ettiği idarî bir birliktir. Bundan dolayı<br />
kazaların doğuşu, ekonomik, sosyal, coğrafî <strong>ve</strong><br />
kültürel şartların belirlediği tarihî bir seyir içerisinde<br />
vuku bulmuş demektir. Kaza merkezi olan<br />
şehirlerin büyük çoğunluğu, Osmanlı öncesi devirlerde<br />
de bulundukları bölgenin siyasî, iktisadî<br />
<strong>ve</strong> kültürel bakımdan merkezî durumda olan<br />
yerlerdir.<br />
Osmanlı Devleti, adlî teşkilat bakımından, birçok<br />
kaza bölgesine ayrılmıştı. Her kaza birimi<br />
doğrudan merkeze yani Divan-ı hümayuna bağlıydı.<br />
Eyalet-sancak şeklindeki askerî teşkilattan<br />
ayrı olarak tamamıyla sivil karakterli bir de kaza<br />
idaresi mevcuttu. Kaza merkeziyle beraber çoğu<br />
defa sancak sınırları içerisinde kalan bir de kaza<br />
bölgesi bulunmaktaydı. Fakat bazı sancaklarda<br />
birden fazla kaza bölgesi de olabilirdi. Sancağa<br />
bağlı bütün köyler, idarî-askerî açıdan sancakbeyine,<br />
kazaî açıdan kadıya bağlıydılar. Kadı,<br />
kazanın en büyük <strong>ve</strong> en önemli âmiri idi. Yargı<br />
görevinin dışında mülkî, beledî, askerî, malî <strong>ve</strong><br />
noterlik konularında da geniş yetkilere sahipti.<br />
Kadılar, en yüksek dereceli medreselerden mezun<br />
olurlardı. Mezuniyetten sonra kadıaskerliğe<br />
müracaat eden kadı adayları görev beklerlerdi.<br />
İlk önce mahlûl yani boş bulunan en küçük bir<br />
kazaya atanırdı. Birkaç küçük kazada görev<br />
yaptıktan sonra zamanla terfi ederek sancak <strong>ve</strong><br />
vilayet kadılıklarına getirilirdi. Görev yeri büyüdükçe<br />
gelirleri de artardı. Kadı, görevine ancak<br />
iki sene müddetle atanabilir, iki yılın sonunda<br />
İstanbul’a giderek mülâzemette yani maaşsız hizmette<br />
beklerdi. Bu durumda 30 yıl kadılık yapan<br />
birisinin 10 yılı mülâzemette geçiyor demekti.<br />
Kadılıklar, kadıların görev yaptıkları kaza bölgesinin<br />
durumuna göre belli derecelere ayrılmıştı.<br />
Bunlar, kaza kadıları <strong>ve</strong> sancak-eyalet kadılarıdır.<br />
Kaza kadılıkları küçük merkezler olup kadıaskerler<br />
buralara doğrudan kadı tayin edebilirlerdi.<br />
Mevleviyet sayılan İstanbul, Edirne, Sofya,<br />
Selanik, Bursa, Konya gibi büyük şehir kadılıklarına<br />
ise XVI. yüzyılın ortalarına kadar kadıaskerlerce<br />
kadı tayin edilirken, bu zamandan sonra<br />
şeyhülislamın sadrazam vasıtasıyla yaptığı inhâ<br />
üzerine tayin yapılmaya başlanmıştır. Mevleviyet<br />
olan kadılıklar da kendi aralarında kadıların aldıkları<br />
yevmiyelere göre, 150, 300 <strong>ve</strong> 500 akçelik<br />
şeklinde gruplara ayrılmıştı. Bunlara bağlı ayrıca<br />
kazalar da vardı. Molla durumundaki büyük kadılar<br />
buralara nâibler yollarlar idi.<br />
Kaza idaresinin başı olan kadı umumiyetle kaza<br />
merkezi olan <strong>ve</strong> nefs tabir edilen şehirde otururdu.<br />
Kaza bölgesi içinde kalan bütün köylerin<br />
davaları meclis-i şer‘ denilen mahkemede görülürdü.<br />
Hukukî açıdan kadı, şer‘î mahkemenin<br />
başkanıdır. Mahkeme, kadının oturduğu konağın<br />
alt katında kurulurdu. Şayet böyle el<strong>ve</strong>rişli<br />
bir konak yoksa kasabanın en büyük camisinde<br />
yargı işleri yürütülürdü. Yargılama sabah namazından<br />
sonra başlar, öğleye kadar sürerdi.<br />
Sicillerdeki hükümlere göre davacı <strong>ve</strong>ya davalının<br />
oturduğu yer mutlaka belirtilmektedir. Her<br />
türlü anlaşmazlıklar <strong>ve</strong> cezaî müeyyideyi gerektiren<br />
suçlar kadının başkanlık ettiği mahkemede<br />
çözümlenir; kadının hükmü olmadan hiç kimse<br />
cezalandırılamazdı. Her türlü alacak borç <strong>ve</strong> miras<br />
davaları ile arazi ihtilafı; ehl-i örf, reaya <strong>ve</strong><br />
esnaflarla ilgili hemen her türlü anlaşmazlıklar<br />
41