T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
Yavuz Sultan Selim’e nisbetle “selîmî” denilen kavuk<br />
65 cm kadardı. Muhtelif sınıflardaki memurların<br />
kendilerine has kavukları vardı. Osmanlılar’da<br />
II. Mahmud dönemine kadar kavukçuluk meslekî<br />
bir sınıftı. Minyatürleri Nakkaş Osman tarafından<br />
çizilen 990 (1582) tarihli Surnâme-i Hümâyun’da<br />
takyeciler, keçe külâh yapanlar, sarıkçılar, arakçin<br />
dikicileri yani kavukçu ustaları gösterilmiştir. Minyatürdeki<br />
atölye dükkânda ustalardan birinin ateşi<br />
körükleme tasviri kavukların sıcak kalıplandığına<br />
işaret etmektedir.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Nebi Bozkurt, “Kavuk”, DİA, XXV, İstanbul 2002, s.71-72.<br />
Ahmet AYTAÇ<br />
MÜMİNE HATUN TÜRBESİ<br />
(bk. KALEMİ ZAVİYESİ)<br />
MÜRÜVVET<br />
İnsanî hasletler <strong>ve</strong> erdemli davranışlar anlamına<br />
gelen mürüv<strong>ve</strong>t, fütüv<strong>ve</strong>tin esasını oluşturan kavramlardandır.<br />
Sözlükte “erkek” anlamındaki mer’<br />
kökünden türeyen mürûet (mürüv<strong>ve</strong>t) “tam erkeklik”<br />
<strong>ve</strong>ya “mükemmel insaniyet” demektir (Lisânü’l-<br />
Arab, “mre” md.; Tâcü’l-arûs, “mre” md.). Râgıb el-<br />
İsfahânî, ez-Zerîa ilâ mekârimi’ş-şerîa adlı eserinde<br />
(s. 143) insana has erdemlere insaniyet dendiğini,<br />
kişinin insaniyetinin bu erdemlerdeki üstünlüğü<br />
oranında olduğunu ifade ettikten sonra insaniyetle<br />
mürüv<strong>ve</strong>tin birbirine yakın anlamlar taşıdığını belirtmektedir.<br />
Kur’ân-ı Kerîm’de mürüv<strong>ve</strong>t kelimesi geçmez. Ancak<br />
birçok kaynakta mürüv<strong>ve</strong>t konusu ele alınırken<br />
çeşitli âyetlere atıf yapılarak bunların mürüv<strong>ve</strong>tin<br />
kapsamına giren erdemleri ihtiva ettiği<br />
belirtilmektedir. Râgıb el-İsfahânî, “Muhakkak ki<br />
Allah adaleti, ihsanı <strong>ve</strong> akrabaya yardım etmeyi<br />
emreder; hayâsızlığı, kötülüğü <strong>ve</strong> zorbalığı yasaklar”<br />
meâlindeki âyette (en-Nahl 16/90) mürüv<strong>ve</strong>tin<br />
tam açıklamasının yer aldığına dair bir görüşü<br />
nakletmektedir (bk. ez-Zerîa ilâ mekârimi’ş-şerîa,<br />
s. 144; Muhâdarâtü’l-üdebâ, I, 301). Ebû Mansûr<br />
es-Seâlibî’nin Mir’âtü’l-mürûât’ında kaydedildiğine<br />
göre Süfyân b. Uyeyne’ye, “Kur’an’da birçok konuyu<br />
bulup çıkardın, onda mürüv<strong>ve</strong>t de var mıdır?” diye<br />
sorulunca, “Kolaylığı seç, iyi olanı emret, cahillerden<br />
yüz çevir” meâlindeki âyeti (el-A‘râf 7/199)<br />
okumuştur. Zira bu âyet bütün davranış güzelliklerinin<br />
<strong>ve</strong> ahlâkî erdemlerin özeti gibidir. Bu<br />
eserde affetme, yapıcı davranışlar ortaya koyma,<br />
kötülükleri iyiliklerle telâfi etme, iyiliğe iyilikle<br />
karşılık <strong>ve</strong>rme, insanlara güzel sözler söyleme,<br />
kibirden sakınma, harcamalarda ölçülü olma,<br />
ser<strong>ve</strong>ti hem dünya hem âhiret iyiliği için kullanma<br />
gibi davranışları öğütleyen âyetler de mürüv<strong>ve</strong>tle<br />
ilgili görülmüştür (s. 73-75). Aynı rivayeti<br />
aktaran İbn Hüzeyl’in yorumuna göre kolaylığı<br />
seçme kötülük yapanları bağışlamak, müminlere<br />
yumuşak davranmak gibi iyi huylu insanlara<br />
mahsus özellikleri; iyi olanı emretme akrabalık<br />
bağlarını canlı tutmak, helâl-haram konularında<br />
Allah’ın hükümlerini çiğnemekten sakınmak,<br />
bakışlarını haramdan korumak, ebedî hayata<br />
hazırlıklı olmak gibi güzellikleri içerir. Cahillerden<br />
yüz çevirme ise hilim erdemiyle donanmak,<br />
zulüm ehlinden uzak durmak, aşağılık kimselerle<br />
dalaşmaktan, cahillerin seviyesine düşmekten<br />
sakınmak gibi davranışları kapsamaktadır<br />
(Aynü’l-edeb <strong>ve</strong>’s-siyâse, s. 132-133).<br />
Sahih kaynaklarda mürüv<strong>ve</strong>t kelimesi sadece bir<br />
hadiste, “Kişinin onurlu oluşu dinini, mürüv<strong>ve</strong>tli<br />
oluşu aklını, soylu oluşu ahlâkını yansıtır” şeklinde<br />
geçmektedir (el-Muvatta, “Cihâd”, 25; Müsned,<br />
II, 365). İbn Hibbân bu hadiste mürüv<strong>ve</strong>tle<br />
akıl arasında ilişki kurulmasını aklın doğru yolu<br />
izlemenin <strong>ve</strong> hatadan kurtulmanın bilgisini ifade<br />
etmesi şeklinde açıklamaktadır (Ravzatü’l-ukalâ<br />
<strong>ve</strong> nüzhetü’l-fuzalâ, s. 229). İçinde mürüv<strong>ve</strong>t<br />
kelimesi geçmemekle birlikte cömertlik, sevgi,<br />
hediyeleşme, yardımlaşma, hayırda öncü olma,<br />
sözünde durma, herkese gü<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong>rme, hayâ, dilini<br />
küfür <strong>ve</strong> kötü sözlerden koruma, misafirper<strong>ve</strong>rlik<br />
gibi konulara dair pek çok hadis mürüv<strong>ve</strong>t<br />
kapsamında zikredilmektedir (meselâ bk. Ebû<br />
Mansûr es-Seâlibî, s. 81-85).<br />
Mürüv<strong>ve</strong>tle ilgili birçok tanımda onun dinî olmaktan<br />
ziyade dünyevî işlerle ilgili, insanın<br />
sosyal konumunu güçlendiren bir içeriğe sahip<br />
olduğu görülmektedir. Kaynaklarda sıkça geçen,<br />
“Mürüv<strong>ve</strong>t bağına sımsıkı sarılarak dünyanın<br />
zahmetlerinden kurtul; takvâ bağına sarılarak<br />
âhiret sıkıntılarından kendini koru” şeklindeki<br />
söz de bu ayırıma işaret etmektedir (İbn Hüzeyl,<br />
s. 131). Yahyâ b. Hâlid el-Bermekî “kişinin evinin<br />
geniş, hizmetçilerinin çok, cinsel gücünün yerinde<br />
<strong>ve</strong> hayatının rahat olması, çevresine iyilik<br />
145