T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
64<br />
siyle burasının âdeta bir gül bahçesine döndüğüne <strong>ve</strong><br />
dolayısıyla Gülşehri adının <strong>ve</strong>rilmesinde bu özelliğin<br />
rol oynadığına işaret eder. İlhanlı <strong>ve</strong> Osmanlı kaynaklarında<br />
genellikle Kırşehri adıyla geçen şehir, muhtemelen<br />
halk ağzındaki söylenişe uygun olarak Türkiye<br />
Cumhuriyeti döneminde Kırşehir adını almıştır.<br />
Kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte şehrin ortasında<br />
yer alan <strong>ve</strong> “Kale” denilen yığma höyüğün mevcudiyeti,<br />
burasının eski bir yerleşim yeri olduğunu gösterir.<br />
Ancak bu yığma tepede herhangi bir arkeolojik<br />
bulguya rastlanmadığından şehrin eski dönemlerine<br />
ait ileri sürülen görüşler, bir faraziyeden öteye geçmemektedir.<br />
Bununla birlikte bölgede İlk Tunç Çağı<br />
(milattan önce 3300-1900 / 1800)’nın izlerine rastlanır.<br />
Milattan önce 1660 yıllarında Kızılırmak kavsinde<br />
kurulan Eski Hitit Krallığı sınırları içinde kalan<br />
bölge, bu krallığın milattan önce 1190 yıllarına doğru<br />
Orta Avrupa’dan gelen Frig ya da Brigler tarafından yıkılmasıyla<br />
Friglerin hâkimiyetine girdi. Milattan önce<br />
546’da ise Pers Krallığı’nın idaresine geçen yöre, bu<br />
dönemde diğer Pers topraklarında olduğu gibi Satraplar<br />
tarafından yönetildi. Perslerin milattan önce<br />
334-333’te Makedonya Kralı İskender’e yenilmesiyle<br />
yöre Makedonyalıların idaresine girdi. Ancak kısa<br />
süre sonra yöreye Kapadokya kralları hâkim oldu.<br />
Uzun bir süre Kapadokya krallarının idaresinde kalan<br />
yöre, milattan sonra 18 yılına doğru Roma’nın idaresine<br />
geçti. Roma İmparatorluğu’nun 395’te ikiye ayrılmasından<br />
sonra ise Doğu Roma İmparatorluğu’nun<br />
hâkimiyetinde kaldı. Bu hâkimiyet Türklerin<br />
Anadolu’ya girmelerine kadar devam etti.<br />
Kırşehir yöresi, 1071 Malazgird Savaşı’ndan sonra<br />
Selçuklu idaresine girdi. Ancak şehrin idaresi <strong>ve</strong><br />
kontrolü, başta Konya’yı merkez ittihaz eden Selçuklular<br />
olmak üzere Anadolu’daki bazı beylikler arasında<br />
birkaç defa el değiştirdi. Bir ara Danişmendlilerin<br />
eline geçen şehir, Anadolu Selçuklu hükümdarı II.<br />
Kılıçarslan döneminde Danişmendli topraklarının<br />
Selçuklulara ilhak edilmesiyle (1173) tekrar Selçukluların<br />
idaresine geçti. Muhtemelen XIII. yüzyıl başlarında<br />
bir kale-şehir haline gelip siyasî önem kazandı.<br />
Nitekim 625 / 1228’te Mengücüklerin Erzincan-Kemah<br />
kolunu hâkimiyeti altına alan Selçuklu Sultanı<br />
I. Alâeddin Keykubad, Şebinkarahisar’ı direniş göstermeden<br />
teslim eden Mengücük hanedanından Muzaffereddin<br />
Muhammed b. Behramşah’a Kırşehir’i<br />
dirlik olarak <strong>ve</strong>rdi. Muzaffereddin Muhammed ailesiyle<br />
birlikte Kırşehir’e geldi <strong>ve</strong> burada yaşamaya<br />
başladı. Bilahare 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra<br />
Anadolu’nun yavaş yavaş Moğol-İlhanlı nüfuzuna girmeye<br />
başlamasının ardından Kırşehir’in daha çok<br />
Malya Ovası tarafındaki kuzey bölgesiyle kuzey-batı<br />
tarafları, Moğollarla birlikte Anadolu’ya gelen göçebe<br />
grupların kışlak mahalli haline geldi. Bu arada<br />
Cacaoğlu Nureddin Kırşehir emirliğine getirildi (659<br />
/ 1261). Anadolu Selçuklu Devleti’nin yavaş yavaş<br />
çözülmeye başladığı XIII. yüzyıl sonlarına doğru şehirde<br />
Moğol-İlhanlı hükümdarları adına para bastırılmaya<br />
başlanması, şehrin giderek Moğol nüfuzuna<br />
girmesinin yanında, ticarî <strong>ve</strong> ekonomik bir hareketliliğe<br />
sahip olduğunun da işareti olmalıdır. Hamdullah<br />
Müstevfî, bu dönemlerde Kırşehir’i büyük imaretleri<br />
ile güzel bir iklime sahip bir şehir olarak nitelendirmekte<br />
<strong>ve</strong> 1336 yılında merkezî idareye giden <strong>ve</strong>rgi<br />
gelirini 57.000 dinar olarak belirtmektedir.<br />
Kırşehir, Anadolu Selçuklu Devleti’nin ortadan kalkmasından<br />
<strong>ve</strong> bilahare Moğol-İlhanlı Devleti’nin dağılmasından<br />
sonra Anadolu’da ortaya çıkan beyliklerin<br />
sınır bölgesinde yer aldı <strong>ve</strong> bu beylikler arasındaki<br />
mücadelelerden oldukça etkilendi. XIV. yüzyıl ortalarında<br />
Eretna Beyliği’nin eline geçen şehir, Eretnaoğlu<br />
Mehmed Bey’in ölümünden (1365) sonraki iç karışıklıklar<br />
esnasında en fazla zarar gören yerlerden<br />
biri oldu. Ardından merkezi Sivas olmak üzere bir<br />
devlet kuran Kadı Burhaneddin Ahmed’in idaresine<br />
girdi (791 / 1389). Kadı Burhaneddin, Osmanlı<br />
<strong>ve</strong> Karamanoğulları sınır kesiminde yer alan şehrin<br />
surlarını tamir ettirdi. Timur’un Anadolu’ya ilk<br />
girişi sırasında Karamanoğulları tarafından yağma<br />
edilen şehir, Kadı Burhaneddin’in ölümünden (800<br />
/ 1398) sonra Osmanlıların eline geçti. 1402 Ankara<br />
Savaşı’nın (804 / 1402) ardından Timur tarafından<br />
Karamanoğullarına <strong>ve</strong>rildi. Timur, Anadolu’dan çekilirken<br />
Moğollarla birlikte Orta Asya’dan Anadolu’ya<br />
akıp gelen <strong>ve</strong> başta Yozgat çevresi olmak üzere Kırşehir<br />
yöresini yurt tutan aşiret gruplarının önemli bir<br />
kısmını götürdü <strong>ve</strong> onlardan boşalan yaylak <strong>ve</strong> kışlak<br />
mahallerine Dulkadıroğullarına mensup konar-göçer<br />
Türkmen grupları gelmeye başladı. Bu durum bölgenin<br />
<strong>ve</strong> dolayısıyla Kırşehir’in Dulkadıroğullarının<br />
idaresine girmesinde önemli bir rol oynadı. Bunun<br />
sonucunda Kırşehir’de Dulkadır hanedanı mensupları<br />
yöneticilik yapmaya başladılar. Osmanlı hüküm-