T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
240<br />
tasıyla biri Ahmed el-Gazzâlî üzerinden, diğeri<br />
Kâdî Ömer Vecîhüddin b. Muhammed üzerinden<br />
iki ayrı yolla Cüneyd-i Bağdâdî’ye ulaşır. Cüneyd-i<br />
Bağdâdî’den sonra ise Serî es-Sakatî vasıtasıyla<br />
Mârûf-i Kerhî’ye, ondan da biri Hasan-ı Basrî’nin,<br />
diğeri on iki imamdan zatların yer aldığı silsileler<br />
ile Hz. Ali’ye ulaşmaktadır.<br />
Tarikatın kurucusu Şehâbeddin es-Sühre<strong>ve</strong>rdî<br />
faaliyetlerini ilk zamanlar Bağdat’ta amcası<br />
Ebü’n-Necîb adına yaptırılan Dicle kenarındaki<br />
dergâhta sürdürdü. Etkili sohbetleri sayesinde<br />
pek çok kimseyi dergâhına çekmeyi başardı.<br />
Abbâsî halifesi Nâsır li-Dînillah ile geliştirdiği<br />
yakın münasebetler sonucu halifenin hususi danışmanı<br />
konumuna geldi <strong>ve</strong> fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatının<br />
yeniden yapılanmasında ona yardımcı oldu. Selçuklu<br />
Sultanı I. Keykubad, Eyyûbî Hükümdarı<br />
I. el-Melikü’l-Âdil <strong>ve</strong> Hârizmşah Alâeddin<br />
Muhammed’le halifenin diplomatik temsilcisi<br />
olarak görüştü; Şam, Erbil gibi bazı şehirlerde<br />
meydana gelen problemlerin halli için görevler<br />
üstlendi. Halife onun adına Bağdat’ta İsâ nehri kenarında<br />
Merzebâniyye Dergâhı (Şeyh Şehâbeddin<br />
Ribatı) ile yanına bir hamam <strong>ve</strong> konaklaması için<br />
geniş bahçeli bir ev yaptırdı. Adı geçen dergâhta<br />
kendisini ziyaret eden halife ile baş başa uzun<br />
uzun görüştükleri rivayet edilir. Şehâbeddin es-<br />
Sühre<strong>ve</strong>rdî ayrıca Zevzenî, Nâsıriyye, Bistâmiyye<br />
<strong>ve</strong> Me’mûniyye tekkelerinin de şeyhliğini üstlenerek<br />
pek çok kimseyi tarikatına bağladı. Şam <strong>ve</strong><br />
Halep başta olmak üzere Bağdat dışında da birçok<br />
şehirde dergâhlar kurdurdu. Binlerce müride<br />
sahip olduğu ifade edilen Şeyh Şehâbeddin’den<br />
hırka giyenler arasında Şâfiî fakihlerinden İzzeddin<br />
b. Abdüsselâm ile Sâinüddin Hüseyin b. Muhammed,<br />
“Hakîm” diye tanınan fakih Nûreddin<br />
Abdülkadir, şâir Kemâleddîn-i İsfahanî, tarihçi<br />
İbnü’s-Sâî, Kâdî Sadreddin b. Ali, Muhammed<br />
b. Ruzbihan el-Ferîd, Fahreddin Ahmed eş-Şâşî,<br />
İzzeddin Muhammed b. Ruzbihan, Muhammed<br />
b. Ahmed es-Semerkandî, şâir Necmeddin Muhammed<br />
b. Sivar b. İsrâil, İbn Meymun el-Kaysî,<br />
Şerefüddin Mahmud et-Tüsterî, Reşîdüddin Muhammed<br />
b. Ebü’l-Kâsım es-Sûfî, Abdürrahîm ed-<br />
Demîrî, Safiyyüddin Ali el-Mûkânî, Zahîrüddin<br />
ez-Zencânî gibi zatlar vardır.<br />
Şehâbeddin es-Sühre<strong>ve</strong>rdî İran, Hindistan <strong>ve</strong><br />
Türkistan gibi bölgelere gönderdiği halifeleri vasıtasıyla<br />
tarikatın daha da geniş coğrafyaya yayılmasını<br />
sağladı. Kendisinden sonra Bağdat’taki<br />
tarikat faaliyetleri, Me’mûniye dergâhında yerine<br />
geçen oğlu İmâdüddin Muhammed, ondan sonra<br />
da torunu Cemâleddin Abdurrahman tarafından<br />
sürdürüldü. Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’nin İran <strong>ve</strong> çevresinde<br />
yayılıp önemli şahsiyetleri bünyesine katmasında<br />
Necîbüddin Ali b. Büzgaş’ın gayretleri etkili<br />
oldu. Şeyh Şehâbeddin’in, halifesi Necîbüddin<br />
Ali ile arkadaşı Şemseddin Sâfî’yi memleketi<br />
Şîraz’a gönderirken her birine yirmişer külah<br />
<strong>ve</strong>rip bunları isimleri yazılı kişilere giydirmelerini<br />
söylemesi, tarikatın henüz Şehâbeddin es-<br />
Sühre<strong>ve</strong>rdî hayatta iken bölgede yayılmaya başladığını<br />
göstermektedir. Tekkesini Şîraz’da kuran<br />
Necîbüddin Ali, şeyhi Şehâbeddin gibi dönemin<br />
yöneticileriyle iyi ilişkiler geliştirdi. Bu çerçe<strong>ve</strong>de<br />
Şîraz Emîri Atabeg Ebû Bekir’in gü<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong> itibarını<br />
kazanmış, başta Moğol Emîri Engiyânû olmak<br />
üzere birçok yönetici <strong>ve</strong> âlim tarafından tekkesinde<br />
ziyaret edilmiştir. Şeyh Necîbüddin’in faaliyetleri<br />
sonucu Saîdüddin Fergânî, Kutbüddîn-i<br />
Şîrâzî, Şehâbeddin Zerkub Şîrâzî, Ahmed b.<br />
Kannâd, Şeyh Ahmed b. Abdullah, Şeyh Fahreddin<br />
b. Şeyh Şerefeddin, Şeyh Bahâeddin Ebû Bekir<br />
b. Cemâleddin, Şeyh Hasan b. Abdullah, Seyyid<br />
İzzeddin Ahmed b. Ca‘fer, Mevlana Nûreddin<br />
Abdülkadir gibi şahsiyetler Sühre<strong>ve</strong>rdiyye tarikatına<br />
girdiler.<br />
Şehâbeddin es-Sühre<strong>ve</strong>rdî’den Bağdat’ta hilâfet<br />
alan meşhur şâir Sa‘dî-i Şîrâzî de tekkesini<br />
Şiraz’da kurmuştur. Ondan icazet alanlar arasında<br />
Zâhidiyye tarikatının pîri İbrahim Zahid-i<br />
Geylânî de vardır. Sühre<strong>ve</strong>rdiyye adına Şîraz’ın<br />
yanı sıra İsfahan, Kirman, Kâşân, Sâ<strong>ve</strong> gibi<br />
birçok şehirde de tekkeler kuruldu. İranlı sûfîşâir<br />
İmâd-ı Fakîh’in (İmadüddin Ali Kirmânî, ö.<br />
773 / 1371) Şeyh Nizâmeddin Mahmud tarafından<br />
Kirman’da yaptırılan dergâhta uzun yıllar<br />
Sühre<strong>ve</strong>rdî şeyhi olarak irşad faaliyetinde bulunduğu<br />
tahmin edilmektedir.<br />
Necîbüddin Ali b. Büzgaş ile birlikte Sühre<strong>ve</strong>rdiyye<br />
tarikatında Büzgaşiyye (Necîbiyye) ismiyle<br />
bir kol meydana gelmiş <strong>ve</strong> silsile, birincisi Necibüddin<br />
Ali’nin oğlu Zahîrüddin Abdurrahman<br />
<strong>ve</strong> torunu Muînüddin Nasrullah ile ikincisi<br />
Nûreddin Abdüssamed Natanzî ile üçüncüsü<br />
Hâce İmâmüddin Muhammed ile olmak üzere<br />
en az üç farklı yoldan devam etmiştir. Bu yolların<br />
ilk ikisinden hilâfet alan Murtazâ ez-<br />
Zebîdî kendisine kadar gelen şeyhlerin adını<br />
İkdü’l-cevher’de kaydetmiştir. Ayrıca Zebîdî ile<br />
Harîrîzâde, Nûreddin Abdüssamed ile devam<br />
eden silsilenin birçok faklı <strong>ve</strong>rsiyonuna eserle-