27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

SİMAV’DA<br />

AHİLİK VE AHİLER<br />

Simavlı Yaşar Bozyiğit tarafından kaleme alınan<br />

bu eser (İstanbul 2000), Ahilik geleneğinin yaşatılmaya<br />

çalışıldığı Simav’da yazarın, esnaflarla<br />

yaptığı mülakatları, kendi gözlemleri <strong>ve</strong> değerlendirmeleri<br />

içine alır. Eser bu haliyle beş ana<br />

kısımdan meydana gelir. Birinci kısımda Ahilik,<br />

Ahi Evran <strong>ve</strong> Simav’ın tarihçesine; ikinci kısımda<br />

Simav’a ait tarihî resimlere yer <strong>ve</strong>rdiği esnaf<br />

gruplarına; üçüncü kısımda Simav tekkesi <strong>ve</strong><br />

faaliyetlerine; dördüncü kısımda Simav’da yaşamış<br />

tarikat şeyhlerinin hayatına; beşinci kısımda<br />

Simav’da bulunan çeşme, şadırvan, hamam, çamaşırhane<br />

<strong>ve</strong> mezarlıklar ile bunlara ait resimlere<br />

yer <strong>ve</strong>rilir.<br />

Eserin ilk kısmında Ahiliğin tarihçesi, Ahi<br />

Evran’ın hayatı <strong>ve</strong> Simav’ın kısa tarihi üzerinde<br />

durulur. Bu bağlamda Simav esnafının idare<br />

heyeti, esnaf sancağı, esnafların pirleri, sohbet<br />

toplantıları, ustalık merasimi <strong>ve</strong> Ahilik ile Rufai<br />

Tarikatı ilişkisi ele alınır. Akabinde Evliya Çelebi<br />

Seyahatnâmesi’ne göre Simav Pazarı <strong>ve</strong> arastalar<br />

anlatılır. Simav’daki esnaf gruplarının çok detaylı<br />

incelendiği ikinci kısımda tabak, yemenici, kalaycı,<br />

bakırcı, terzi, bardakçı, semerci, nalbant,<br />

demirci, keçeci, kasap, saraç, ağdacı, helvacı,<br />

kuyumcu, berber esnafı tanıtılır. Bu bağlamda<br />

Simav’daki esnaf gruplarının yeri, başkanları,<br />

idare heyeti, sohbetleri, yardımlaşmaları, çırakkalfa-usta<br />

münasebetleri, toplumsal <strong>ve</strong> sosyal<br />

faaliyetleri, vakıfları, dükkân <strong>ve</strong> usta sayıları gibi<br />

pek çok konuda ayrı ayrı bilgi <strong>ve</strong>rilir. Sözlü tarih<br />

çalışması sayesinde Simav’daki esnaf <strong>ve</strong> meslek<br />

erbabı hakkındaki ortaya çıkan önemli bilgilere<br />

dikkat çekilir. Simav’daki tekkeye ayrılan üçüncü<br />

kısımda tekke yerinin tespiti yapılır. Müteakiben<br />

Rufai Tarikatına bağlı tekkede icra edilen zikir<br />

merasimi üzerinde durulur. Bu bağlamda sene<br />

de iki defa yapılan zikir esnasında vücuda şiş<br />

sokma, ağızda yumurta pişirme gibi merasimler<br />

bütün teferruatıyla canlı tanıkların anlatımıyla<br />

ifade edilir. Dördüncü kısımda Simav’da yaşamış<br />

tarikat şeyhlerinin hayatları, haklarındaki menkıbeleri<br />

<strong>ve</strong> yaşadıkları dönemdeki faaliyetlerinden<br />

bahsedilir. Beşinci kısımda Simav’daki suyun<br />

kullanılan yapılar çeşme, şadırvan, hamam,<br />

çamaşırlık <strong>ve</strong> mezarlıklar tanıtılır. Bu bağlamda<br />

bölgede yoğun şekilde bulunan çamaşırhanelerin<br />

işlevleri <strong>ve</strong> mimarî özelliklerine dikkat çekilir.<br />

Konuların dağınık <strong>ve</strong> karışık şekilde derlendiği,<br />

anlaşılırlığı zor olan bu eser, esnaf <strong>ve</strong> meslek erbabıyla<br />

ilgili sözlü <strong>ve</strong> görsel tarih kaynaklarının<br />

önemini <strong>ve</strong> ihmal edilmemesi gerektiğini belirtmesi<br />

bakımından önemlidir.<br />

M. Murat ÖNTUĞ<br />

SİMİTÇİ<br />

Simit, Arapça has beyaz un anlamına gelen samıd<br />

kelimesinden gelmektedir. Osmanlı devrinde<br />

Bursa’dan gelen has beyaz unun İstanbul’a<br />

geldikten sonra sarayda dağıtımından sorumlu<br />

olan kişi “simitçibaşı”, bu unun yapıldığı geniş<br />

depo ise “simithane” olarak adlandırılmıştır. Simit,<br />

XVI. yüzyıl belgelerinde bugün kullanıldığı<br />

anlamda “halka simit” mi yoksa “ekmek” mi olduğu<br />

açık değildir. XVII. yüzyılda simit <strong>ve</strong> simitçi<br />

esnafı diğer unlu gıdalardan <strong>ve</strong> fırıncı esnafından<br />

ayrılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde simitçi<br />

esnafının pîri Reyyân-ı Hindî’dir. Bu zat<br />

hakkında bilgi yoktur. Evliya Çelebi, bu yüzyılda<br />

simitlerin iki çeşit yapıldığını yazmaktadır. Buna<br />

göre, araba tekerleği kadar büyük simitler <strong>ve</strong> diğeri<br />

küçük “hurda simitler”dir. Bugün yaygın şekilde<br />

kullanılan simit bu küçük türdür. Osmanlı<br />

Devleti’nde sukkeri/şekerli halka, susamlı halka<br />

<strong>ve</strong> günümüz simitleri şeklinde üç çeşit simit imal<br />

227

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!