T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
ŞEYH SÜLEYMAN TÜRKMANÎ<br />
Ahi Evran döneminde Kırşehir’de yaşayan<br />
<strong>ve</strong> Ahilerle yakın ilişkisi olan Şeyh Süleyman<br />
Türkmanî’nin hayatı hakkında kaynaklarda tafsilatlı<br />
bilgi bulunmamamktadır. Doğum tarihi kesin<br />
olarak bilinmeyen Şeyh Süleyman Türkmanî,<br />
Mevlana Celâleddin-i Rumî adına kurulan Mevlevi<br />
hareketinin hem Kırşehir’deki mensubu <strong>ve</strong><br />
temsilcisi hem de Mevlana’dan sonra babasının<br />
makamına geçen Sultan Veled’in halifelerinden<br />
biri idi. 697 (1297) yılında düzenlenen vakfiyesinde:<br />
“... eş-Şeyh Süleyman ibnü’l-merhum<br />
el-mağfur eş-Şeyh Hüseyin el-mevlevî ibnü’lmerhûm<br />
Şemseddin” ibaresinden Şeyh Süleyman<br />
adıyla bilindiği; mevlevi olan Hüseyin’in<br />
oğlu <strong>ve</strong> Şemseddin’in torunlarından olduğu anlaşılıyor.<br />
XV. yüzyıl sonları <strong>ve</strong> XVI. yüzyıl Osmanlı<br />
arşiv kayıtlarında da Şeyh Süleyman adıyla geçen<br />
Şeyh Süleyman Türkmanî’nin, “Türkmanî” adını<br />
hangi sebepten aldığı bilinmemektedir. Anadolu<br />
Selçuklu döneminde Kırşehir emiri Cacaoğlu<br />
Nureddin’in 1271 tarihli Arapça-Moğolca vakfiyesinde,<br />
emlak <strong>ve</strong> araziler vakfedilen kişiler arasında<br />
adı geçen Şemseddin Türkmenbeyi’nin, Şeyh<br />
Süleyman’ın ceddi olduğu muhtemel gözükmektedir.<br />
Bu bağlamda Şeyh Süleyman’ın ailesinin<br />
Anadolu’ya gelen bir Türkmen aşiretine mensup<br />
olduğu, ceddinin bu aşiretin başında “bey” yani<br />
idareci olarak bulunduğu, “Türkmanî” adını ise<br />
şüphesiz bu sebepten almış olabileceği düşünülebilir.<br />
Şeyh Süleyman Türkmanî’nin türbesinin sandukası<br />
üzerine sonradan yazılıp konulduğu anlaşılan<br />
tahta bir levhada, 692 (1293) yılında <strong>ve</strong>fat<br />
ettiği belirtilmekle beraber vakfiyesinde <strong>ve</strong>fat ettiğine<br />
dair bir kaydın olmaması <strong>ve</strong> hatta vakfiyede<br />
kendisi için “edâma’llahu berakatuhu aleynâ”<br />
ibaresinin geçmesi, vakfiyenin tanzim tarihi olan<br />
697’de (1297) henüz daha hayatta bulunduğu <strong>ve</strong><br />
sandukasının üzerindeki 1293 tarihinin yanlış<br />
olduğu anlaşılıyor. Ancak Sultan Veled’in mensuplarından<br />
<strong>ve</strong> Şeyh Süleyman Türkmanî’nin<br />
hizmetçilerinden İmam Bagavî (ö. 1122)’nin<br />
Kitâbü’l-Mesâbih adlı eserini Recep 716’da (19<br />
Eylül-19 Ekim 1316) istinsah eden Kırşehirli Ali<br />
bin Musa’nın, bu eserin sonunda “... Ali bin Musa<br />
el-Veledi el-Kırşehri mine’l-huddâm el-ma‘rûf<br />
Şeyh Süleyman el-Veledi kaddesa’llahu sırruhu’lazîz”<br />
ifadeleriyle ismini zikrederken hizmetinde<br />
bulunduğu Şeyh Süleyman için 716’da (1316)<br />
hayatta olmadığını kaydetmiş olması, vakfiyesinin<br />
tanzim tarihi olan 1297’de hayatta bulunan<br />
Şeyh Süleyman Türkmanî’nin, 1297 ile 1316 tarihleri<br />
arasında <strong>ve</strong>fat ettiğini gösteriyor.<br />
Şeyh Süleyman Türkmanî vakfının evladlık vakıf<br />
olması, Şeyh Süleyman’ın soyundan gelen <strong>ve</strong> şeyhlik<br />
makamında bulunan bazı kimselerin adlarını<br />
tespite de imkân <strong>ve</strong>riyor. Bu bağlamda 1485’te<br />
zaviye şeyhliğinde bulunan Fahrülhavâtin Efendi,<br />
Şeyh Süleyman’ın soyundan gelmekteydi.<br />
KAYNAKÇA:<br />
BOA, TD, nr. 19, s. 288; nr. 998, s. 675, 676, 678, 679; TKGMA,<br />
TD, nr. 139, l1b, 13a-b, 279b; İmam Bagavî, Kitâbü’l-Mesâbih, Süleymaniye-Fatih<br />
Kütüphanesi, nr. 1186, 376a; Abdülbâki Gölpınarlı,<br />
Mevlânâ’dan Sonra Mevlevilik, İstanbul 1983, s. 44-45; Cevat Hakkı<br />
Tarım, Kırşehir Tarihi Üzerinde Araştırmalar, I, Kırşehir 1938,<br />
s. 78, 83; Cevat Hakkı Tarım, Tarihte Kırşehri-Gülşehri, İstanbul<br />
1948, s. 32; Cevat Hakkı Tarım, Kırşehir Tarihinde Mevlânâ <strong>ve</strong><br />
Mevleviler, Kayseri 1961, s. 8; Ahmet Temir, Kırşehir Emiri Caca<br />
Oğlu Nur el-din’in 1272 Tarihli Arapça-Moğolca Vakfiyesi, Ankara<br />
1959, s. 28-29.<br />
İlhan ŞAHİN<br />
ŞEYH SÜLEYMAN<br />
TÜRKMANÎ VAKFİYESİ<br />
Ahiliğin merkezi Kırşehir’de zaviyesi olan Şeyh<br />
Süleyman Türkmanî’nin Arapça olarak 1297 tarihinde<br />
düzenlenen asıl vakfiyesi maalesef mevcut<br />
değildir. Ancak asıl vakfiyeden 1232 (1817) tarihinde<br />
çıkartılan <strong>ve</strong> Kırşehir kadısı tarafından tasdik<br />
edilen bir sûreti mevcuttur. 1584 tarihli Kırşehir<br />
Tahrir Defteri’nde zaviyenin gelirinin nerelere<br />
sarf edileceği hususundaki bir kaydın, 1297 tarihli<br />
vakfiyeden nakledilerek <strong>ve</strong>rilmiş olması, vakfiyenin<br />
sıhhati için bir delil teşkil eder. Vakfiyede Şeyh<br />
Süleyman Türkmanî vakfının “evlatlık vakıf” statüsünde<br />
olduğu belirtilir. “Evlatlık vakıf” statüsünde<br />
olan vakıflarda, vakfedilen arazinin gelirinin bir<br />
mikdarı zaviyenin kendi masraflarına ayrıldıktan<br />
sonra kalan meblağ zaviyeyi yöneten şeyhin aileleri<br />
269