T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
360<br />
XIII-XVI.<br />
ASIRLARDAKİ<br />
ANADOLU’DA<br />
FÜTÜVVETNÂMELERE GÖRE<br />
DİNİ İNANÇ MOTİFLERİ<br />
Mehmet Saffet Sarıkaya tarafından kaleme alınan<br />
eser (Ankara 2002), girişi takiben üç bölümden<br />
meydana gelmektedir. Girişte, kaynaklar ile XIII-<br />
XVI. yüzyıllarda Anadolu’daki siyasî durum, sosyo-ekonomik<br />
yapı, kültür <strong>ve</strong> uygarlık konuları<br />
üzerinde durulmakta, ayrıca Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilâtının<br />
Ahiliğe dönüşmesi <strong>ve</strong> fütüv<strong>ve</strong>tnâmelerin öneminden<br />
bahsedilmektedir. Birinci bölümde<br />
fütüv<strong>ve</strong>tnâmeler ışığında Fütüv<strong>ve</strong>tin tanımı, gayesi,<br />
yapısı, Fütüv<strong>ve</strong>t kaideleri, Ahi zaviyelerinin<br />
eğitimle ilgili fonksiyonları <strong>ve</strong> Fütüv<strong>ve</strong>t teşkilatında<br />
kadının yeri gibi hususlara yer <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />
İkinci bölümde fütüv<strong>ve</strong>tnâmelerde görülen dinî<br />
inanç motifleri; üçüncü bölümde ise Ahi zaviyelerinin<br />
tefrişatı, Fütüv<strong>ve</strong>t ehlinin kıyafetleri, Fütüv<strong>ve</strong>t<br />
merasimlerinde bulunması gereken sembolik<br />
nesneler hakkında bilgiler <strong>ve</strong>rilmekte, ayrıca çırak<br />
çıkarma, pîr tutma, yol atası <strong>ve</strong> yol kardeşi<br />
edinme, sahib-i tarik olma, mürid-i şeyh olma <strong>ve</strong><br />
helva-yı cefne pişirme gibi konular üzerinde durulmaktadır.<br />
İsmail ÇİFTCİOĞLU<br />
XV. VE XVI INCI<br />
ASIRLARDA OSMANLI<br />
İMPARATORLUĞUNDA<br />
ZİRAÎ EKONOMİN İN HUKUKÎ<br />
VE MALÎ ESASLARI<br />
BİRİNCİ CİLT KANUNLAR<br />
Ömer Lutfi Barkan tarafından yayımlanan bu eser<br />
(İstanbul 1945, LLXXII+560 s.+Ekler), bir ikisi<br />
dışında XVI. yüzyıla ait Başbakanlık Osmanlı Arşivi,<br />
Ankara Tapu Kadastro Arşivi <strong>ve</strong> bir tanesi de<br />
Süleymaniye Kütüphanesi’nden olmak üzere toplam<br />
107 sancak kanunnâmesini teşkil eder.<br />
Osmanlı sosyal, ekonomik <strong>ve</strong> malî tarihinin temel<br />
kaynaklarından olan sancak kanunnâmeleri,<br />
genelde sancaklar için tanzim edilirdi. Osmanlılarda<br />
sancak, eyaletlere bağlı en temel idarî <strong>ve</strong><br />
askerî bir birimdi. Özellikle timar sisteminin uygulandığı<br />
sancaklarda, toprağın tasarruf şeklini,<br />
reayanın statüsünü, <strong>ve</strong>rmekle mükellef olduğu<br />
örfî <strong>ve</strong> şerʻî <strong>ve</strong>rgileri tespit etmek için tahrir defterleri<br />
tanzim edilirdi. Bu defterler, mufassal <strong>ve</strong><br />
icmal olmak üzere iki türlü idi. Reayanın isimleri,<br />
mal <strong>ve</strong> ürün çeşitleri ile <strong>ve</strong>rgilerin tafsilatlı<br />
olarak yazıldığı defterlere “mufassal”; isimler yazılmaksızın<br />
sadece toplam mal, ürün çeşitleri <strong>ve</strong><br />
<strong>ve</strong>rgilerin yekûn olarak yazıldığı defterlere ise “icmal”<br />
defterleri denirdi. Genelde timar sisteminin<br />
uygulandığı her bölgenin mufassal tahrir defterlerinin<br />
başında, padişahın tuğrasıyla onaylanmış<br />
bir kanunnâme yer alırdı. Bu kanunnâmelerin<br />
amacı, öncelikle reaya ile timar sahipleri arasındaki<br />
ilişkileri hukukî bir zemine oturtmak <strong>ve</strong><br />
düzene koymaktı. Anlaşmazlıklar olduğunda <strong>ve</strong><br />
durum beylerbeyi divanına <strong>ve</strong> kadı mahkemelerine<br />
intikal ettiğinde, ilgili sancağın kanunlarına<br />
göre karar <strong>ve</strong>rilirdi.<br />
Barkan tarafından yayınlanan sancak kanunnâmelerinde,<br />
reayanın statüsü <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rgileri ile ilgili<br />
ilkeler, muhtemelen XV. yüzyılın ilk yarısı ya<br />
da kısa süre öncesindeki bir sistemi model almış<br />
<strong>ve</strong> bu bağlamda Fatih Sultan Mehmed, devletin<br />
bütün bölgelerinde yürürlüğe girecek olan reaya<br />
kanunnâmesindeki bu ilkeleri kanunlaştıran<br />
ilk sultan olmuştur. Ancak ferman şeklinde <strong>ve</strong>ya<br />
zaman zaman çıkarılan kanunlar hariç, mufasaal<br />
tahrir defterlerinde II. Bayezid’den önce<br />
bir sancak kanunnâmesi görülmez (Halil İnalcık,<br />
“Kanunnâme”, DİA, 24, s. 334). Barkan’ın<br />
yayınında da yer aldığı üzere halihazırda en<br />
eski sancak kanunnâmesi, 892 / 1487 tarihli<br />
Hudâ<strong>ve</strong>ndigâr (Bursa) Sancağı Tahrir Defteri’nde<br />
yer alır (Barkan, Kanunlar, s. 1-6). Barkan’daki<br />
kanunnâmeler içinde diğer erken tarihli bir<br />
kanunnâme, 904 / 1494 tarihli İstanbul Haslar<br />
kazasına aittir (Barkan, Kanunlar, s. 86-109). En<br />
geç tarihli kannunnâme ise 1140 / 1727 tarihli<br />
Gence eyaleti kanunnâmesidir (Barkan, Kanunlar,<br />
s. 195-197).<br />
Sancak kanunnâmelerinin en önemli özelliği, reaya<br />
ile yönetici kesim arasındaki hukukî <strong>ve</strong> malî<br />
esasları belirtmesiydi. Bu bağlamda reayanın<br />
hukukî statüsü <strong>ve</strong> bu statüye göre mükellefiyetleri,<br />
toprağın tasarruf şekli, yetiştirilen ürünler<br />
<strong>ve</strong> bunlardan alınan öşür mikdarı, büyük <strong>ve</strong><br />
küçük baş hayvanlar ile hayvan sayısı üzerinden<br />
alınan <strong>ve</strong>rgiler, tafsilatlı olarak yazılırdı. Bu