T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
162<br />
beşinci makalede de yine Ahiye müracaatla helal<br />
zahmetle geçinmenin fazileti söz konusudur: Quduz<br />
nefsi yaraşmaz. Ey Ahi – qardaş, sene / Haram<br />
süfre başında haramdı bardaş sene.<br />
Eserlerinde Ahilere öğütte bulunması, Nizami’nin<br />
yaşadığı dönemde bu teşkilatın Azerbaycan’ın hemen<br />
hemen her bölgesinde varlığının <strong>ve</strong> ahalinin<br />
belirli kesiminin onlardan ibaret olduğunun kanıtı<br />
olabilir. Hüseynov’un <strong>ve</strong> Heyderov’un <strong>ve</strong>rdikleri<br />
bilgiye göre, Eski Gence’de “Cömert Kasap” türbesi<br />
mevcuttur <strong>ve</strong> türbenin ismi Ahilikle ilişkilidir.<br />
Hatta şairin isminin önündeki “Şeyh” kelimesini<br />
de Ahilerden birinin ruhanî başçısı anlamında<br />
kullanılması ihtimalini de ortaya koyuyor: “Büyük<br />
ihtimalle Nizami, Şeyh unvanını bilginliği<br />
nedeniyle değil, bir Ahinin mürşidi olması sebebiyle<br />
almıştır. Çünkü böyle bir unvanı Nizami’nin<br />
Küçük Asya’daki çağdaşı Ahi Evran Hoyi de taşımıştır”.<br />
Nizami’nin eserlerine yüzlerce nazireler yazılmıştır.<br />
Genceli şairin etkisi altında <strong>ve</strong>rilen eserlerden<br />
biri de XIII.-XIV. yüzyıl Türk edebiyatının<br />
ünlü siması <strong>ve</strong> bir Ahi olan, “Kerâmât-ı Ahi Evran”<br />
başlıklı eserinde meşhur Ahi şeyhini ö<strong>ve</strong>n<br />
Gülşehri’dir. Gülşehri, bazılarına göre Mantıku’ttayr<br />
adlı eserine dahil olan “Büşrnâme” başlıklı<br />
destanını, Nizami’nin Büşr <strong>ve</strong> Meliha’sının (“Heft<br />
Peyker”) etkisi altında yazmıştır.<br />
Ahilikte cihad <strong>ve</strong> Hak uğrunda mücadele büyük<br />
ölçüde yer almakta, te<strong>ve</strong>kkül anlayışına karşı<br />
konulmaktadır. Bertels de bu tezden hareketle,<br />
Nizami’nin Ahilikle bağlantılı olduğunu savunur.<br />
Mehmet Emin Resulzâde de bu görüşe katılarak<br />
Nizami’nin eserlerindeki itiraz motiflerinin, tasavvufa<br />
ters düştüğünü <strong>ve</strong> Ahilikten geldiğini vurgular.<br />
Nizami’nin “Hamse”sinde sonuncu eseri olan<br />
İskendernâme’de toplum meselelerine, beşeriyetin,<br />
düşünürlerin her zaman düşünegeldikleri<br />
adaletli <strong>ve</strong> mutlu toplumunun nasıl olabileceği<br />
sorununa çözüm getirilmiştir. Birey, devlet <strong>ve</strong> toplum<br />
sorunları, şairin bütün eserlerinde, özellikle<br />
sonuncu eserine yansımıştır. Bu eserde ütopik bir<br />
devletten bahsedilmiş, cemiyette düzen <strong>ve</strong> mutluluğa<br />
kavuşabilmenin yolları gösterilmiştir. Doğal<br />
olarak şair, toplumsal görüşlerinde Ahilikten kaynakladığı<br />
için bu devletin betimlenmesinde de adı<br />
geçen teşkilatın cemiyetle ilgili koşul <strong>ve</strong> prensiplerinden<br />
faydalanmıştır. Bertels’e göre, bu devlet bir<br />
Ahi devleti niteliğindedir. Eserde İskender’i değişik<br />
ülkelere götüren şair, çeşitli toplumlardaki<br />
sorunları <strong>ve</strong> onları yaratan nedenleri sergiledikten<br />
sonra ideal toplum örneğini göstermiştir. Bu<br />
toplumun oturduğu şehrin demirden kapısı <strong>ve</strong><br />
taştan duvarları olmasa da, sert kuralları vardır.<br />
Bu kurallar, yüksek ahlakî değerler, eşitlik, beraberlik,<br />
kardeşliğe uymak <strong>ve</strong> zahmetle geçinmektir.<br />
“İskender’in Kuzeye Ermesi <strong>ve</strong> Yec’uc Seddini<br />
Kapatması” bölümünde bu şehre dahil olan İskender<br />
büyük misafirper<strong>ve</strong>rlikle kabul edilir <strong>ve</strong><br />
dünyayı gezip gördüğü, Sokrat, Eflatun gibi ünlü<br />
filozoflardan öğreti aldığı halde, onlara hayran<br />
kesilir. Burada dikkati çeken hususlardan biri de<br />
son dönemdeki bazı çalışmalara göre, eski Yunan<br />
filozoflarının öğretileriyle Ahiliğin örtüşmesinin<br />
ortaya çıkarılması <strong>ve</strong> Nizami’nin de İskender’i<br />
Ahilerin oturduğu şehre götürmeden önce bu filozoflarla<br />
görüştürmesidir. Burada Ahilikle örtüşen<br />
en önemli husus misafirper<strong>ve</strong>rliktir.<br />
Ahilik, kişinin alın terini değerlendirmiş, ticaret<br />
<strong>ve</strong> üretim alanında kaliteyi amaçlamıştır.<br />
İşçi, ürettiği meta ile neredeyse özdeşleşmiş<br />
onunla kaynaşmıştır. Kalitesiz <strong>ve</strong> bozuk mal<br />
üretimi yasaklanmıştır. Sosyal dayanışmaları<br />
Ortak Sandığı’yla kurulmuştur. İskender’in geldiği<br />
şehrin insanları da sosyal dayanışma içinde,<br />
özellikle de biri zarar görünce Bizim aramızda,<br />
bilsek ki eger / Birine yetişib bir işde zerer / Biz<br />
öz kisemizden onu öderik / Verib mayasını temin<br />
ederik. İfadesinde kendini bulan “Ortak Sandık”ı<br />
kullanmalarıdır.<br />
Kardeşlik dayanışması içinde askerleri, üreticileri,<br />
emekçileri, esnafı birleştirmek <strong>ve</strong> böylece devleti<br />
güçlü kılmak, sosyal adalet <strong>ve</strong> sosyal gü<strong>ve</strong>nliği<br />
gerçekleştirmek gibi temel kurallar, Ahiliğin en<br />
önemli meselelerindendir. Bu bağlamda Gencevi:<br />
Oğrudan qorxmarıq, biz ne şeherde / Keşikçi qoyarıq,<br />
ne de çöllerde / Oğurluq elemez bizde bir<br />
nefer / Oğurlaya bilmez bizden özgeler / Ne zencir,<br />
ne qıfıl görer qapılar / Gözetçisiz otlar bizim<br />
mal-davar ifadelerini kullanır.<br />
Ahi olan şu şartları taşımalıydı: “Dilini tutmalı,<br />
dedikodu yapmamalı, kötü söz söylememeli,<br />
kimsenin ayıbını görmemeli, kimseye kötü gözle<br />
bakmamalı, kimsenin onuruna, namusuna göz<br />
dikmemeliydi”. Şehirdekiler de bu ahlaki özelliklere<br />
sahiptir. Bu konuda Gencevi’nin ifadeleri<br />
aynen şöyledir: Haberçilik bilmez bir neferimiz /<br />
Özgenin eybine göz yumarıq biz / Birini qezebli,<br />
acıqlı görsek / Ona meslehetle elerik kömek / Heç<br />
kesi pis yola esla çekmerik / Fitne axtarmarıq,<br />
qan da tökmerik.