27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

198<br />

PABUCU DAMA ATILMAK<br />

Osmanlı Devleti zamanında; özellikle XIII. yüzyıldan<br />

itibaren sosyal, iktisadî, dinî <strong>ve</strong> kültürel hayatı<br />

düzenleyen, devletin kurumsal kimliğini gösteren<br />

birtakım kurallar vardır. Esnaf <strong>ve</strong> sanatkârların<br />

bağlı bulunduğu Lonca kuruluşu <strong>ve</strong> Ahi birlikleri<br />

de hem sosyal hayatı düzenlemek hem de devletin<br />

kendi iç dinamiklerini kontrol etmek amacıyla<br />

birtakım kurallar geliştirmiştir. Bugün; günlük<br />

hayatta yaygın olarak söylenen pabucu dama atılmak<br />

deyiminin ortaya çıkış hikâyesi de böyle bir<br />

iç denetim mekanizmasının sonucudur.<br />

Malın kalitesini yüksek tutmak, standartlara uygun<br />

üretim yapmak, müşteri memnuniyetini sağlamak,<br />

iş <strong>ve</strong> ticaret ahlakının sürekliliğini sağlamak,<br />

karaborsayı önlemek, usta-çırak ilişkisini<br />

oturtmak, usta yetiştirmek, fütüv<strong>ve</strong>tnâmelerde<br />

tarif edilen esnaf anlayışını yerleştirmek vb. faaliyetleri,<br />

belirli bir disiplin içerisinde yerine getirmek<br />

için Lonca <strong>ve</strong> Esnaf Kuruluşları şöyle bir<br />

uygulama geliştirmişlerdir:<br />

Her esnaf birliği kendi içerisinde müşteri memnuniyetini<br />

sağlamak <strong>ve</strong> vatandaşın mağdur olmasını<br />

önlemek için esnafını denetlerdi. Bu denetlemenin<br />

en müsait olduğu mesleklerden biri de kunduracılıktı.<br />

Diyelim ki bir ayakkabı satın aldınız<br />

<strong>ve</strong>ya ayakkabınızı tamir ettirdiniz <strong>ve</strong> ayakkabınız<br />

kusurlu çıktı. Bunun üzerine müşteri hemen esnaf<br />

şeyhi, kâhya, yiğitbaşı vb. bir hiyerarşi takip<br />

ederek ilgili kişiye şikâyetini iletirdi. Esnaf şeyhi<br />

de durumu inceleyerek kusurun kullanıcı hatası<br />

mı yoksa esnaf hatası mı olduğunu teşkilat ileri<br />

gelenleriyle / ihtiyar heyetiyle tespit eder <strong>ve</strong> şayet<br />

söz konusu kusur esnaftan kaynaklanmışsa o<br />

ayakkabının ücreti müşteriye ödenirdi. Yine ihtiyar<br />

heyetinin kararıyla o kusurlu ayakkabılar, kalitesiz<br />

mallar, ibreti âlem için o dükkânın damına<br />

atılırdı. Bu olay o esnaf için çok ağır bir cezaydı.<br />

Böylece o esnafın işine hile karıştırıldığı anlaşılırdı.<br />

Çarşıdan gelen geçen vatandaşlar da kimin<br />

iyi mal sattığını, kimin kötü mal sattığını anlardı.<br />

Hatta o esnafa gerekli görülürse geçici <strong>ve</strong>ya sürekli<br />

olarak yaptığı işten el çektirilirdi.<br />

Sonuç olarak o ayakkabıcı hem maddî kazançtan<br />

mahrum oluyor hem de itibarı düştüğü için gerçekten<br />

pabucu dama atılmış oluyordu.<br />

Bugünkü <strong>Ticaret</strong> <strong>ve</strong> Sanayi odalarının, meslek<br />

odalarının, meslek birliklerinin görevlerini yapan<br />

bu esnaf kuruluşları, bu <strong>ve</strong> buna benzer iç denetim<br />

mekanizmalarla hem sosyal hayatı düzene koyuyor<br />

hem de ISO, TSE vb. kalite standartlarının<br />

çekirdeğini oluşturuyordu.<br />

Aziz AYVA<br />

PANCAL ÇEŞMESİ<br />

Ahi eserlerinden olduğu söylenen Kosova’da Cakova,<br />

Kirena nehri yakınında Küçük Medrese’nin<br />

arkasında yer alan Pancal Çeşmesi’nin adı “penç/<br />

beş” kelimesinden gelmektedir. Yapı, beş yolun<br />

kesiştiği bir alanda yer almakta <strong>ve</strong> Ahi eserlerinden<br />

olduğu söylenmektedir.<br />

Ön cephesi haricinde büyük oranda toprak altına<br />

kalmış durumdaki çeşme, taş bloklarla inşa edilmiştir.<br />

Çeşmenin üç lülesi bulunmaktadır. Bütünüyle<br />

sade haldeki çeşmenin sadece bir lülesinin<br />

üzerinde 35x20 cm ölçülerindeki yatay dikdörtgen<br />

taşa işlenmiş daire içerisinde altı kollu çiçek<br />

motifi görülmektedir.<br />

Çeşme harap durumda olmakla birlikte halen<br />

kullanılmaktadır.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Mehmet Zeki İbrahimgil-Neval Konuk, Kosova’da Osmanlı<br />

Mimarî Eserleri, I, Ankara 2006, s.135-136<br />

.<br />

Mustafa ÇETİNASLAN<br />

PAŞAM MAHALLESİ MESCİDİ<br />

(bk. KURŞUNLU CAMİ)<br />

PAZAR<br />

Kelimenin aslı Farsça “bâzâr”dır. Türkçeye “bazar”<br />

olarak geçen kelime, halk ağzında yaygın<br />

olarak “pazar” şeklinde söylenir. Kırgızca, Kazakça,<br />

Özbekçe, Türkmence <strong>ve</strong> Uygurca gibi<br />

akraba dillerinde “bazar” şeklinde kullanılır.<br />

Kelime İngilizceye “bazaar”, Fransızcaya “bazar”,<br />

Almancaya “basar”, İtalyancaya “bazzara” olarak<br />

girmiştir.<br />

Doğu uygarlığının bir değeri olarak ortaya çıkan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!