27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

itibarının artmasına binaen Orhan Bey’in idarî<br />

<strong>ve</strong> askerî yeterli yeteneğe sahip olduğu birçok<br />

tecrübeler ile sabit olmuş idi. Bundan dolayı<br />

1320’den itibaren babası tarafından âdeta halefi<br />

seçilmişti. Gerçekten bu tarihten sonra devlet<br />

<strong>ve</strong> idare işlerinin hemen tamamen Orhan Bey’in<br />

elinde bulunduğu görülmektedir. Bu durum karşısında<br />

<strong>ve</strong> tarihî kaynakların birbirini tutmayan<br />

kayıtları bağlamında Osman Gazi’nin, idareyi oğluna<br />

bıraktıktan sonra ne kadar daha yaşadığı <strong>ve</strong><br />

ölümünden sonra mı Orhan’ın hükümdar olduğu,<br />

yoksa beyliğini tamamen oğluna terk ettikten<br />

sonra mı <strong>ve</strong>fat ettiği tartışma konusudur. Ancak<br />

ortak kanaat 724 (1324) tarihinde daha babası<br />

sağ iken Orhan Bey’in devletin başında olduğu<br />

gerçeğidir. Babasının zamanındaki son seferi ise<br />

Orhaneli üzerinedir.<br />

Orhan beyliğin başına geçince Bizans Bitinyası’nın<br />

iki büyük merkezi Bursa <strong>ve</strong> İznik üzerindeki<br />

kuşatmayı sıkılaştırdı. 726 (1326) baharında<br />

bütün kuv<strong>ve</strong>tleriyle Bursa önüne gelerek şehri<br />

teslime zorladı. Nihayet Tekfur’un teslim şartları<br />

gereğince kaleden ayrılmasını müteakip Orhan<br />

Gazi, belli başlı kumandanları Turgut-Alp, Köse-<br />

Mihal <strong>ve</strong> diğer gaza arkadaşları Şeyh Mahmud,<br />

Ahi Şemseddin <strong>ve</strong> Ahi Hasan ile açılan kale kapılarından<br />

içeri girmiş (2 Cemaziyelev<strong>ve</strong>l 726 (6<br />

Nisan 1326 ) <strong>ve</strong> cuma namazını bir manastırda<br />

kılmış idi. Burada özellikle Bursa tekfuru şehri<br />

terk edince Âşıkpaşazâde, “Pınarbaşı’nda Ahi<br />

Hasan çıktı, burç üzerinde muhkem durdu, ondan<br />

sonra müslümanlar koyulmuşlardı kaydını<br />

düşer. Orhan Bey’in <strong>ve</strong>rdiği emir üzerine askerler<br />

şehri yağmalamamış, sadece kalenin tesliminde<br />

yardımı dokunan <strong>ve</strong> şehirde kalmayı kabul eden<br />

tekfur <strong>ve</strong>zirinin gazilere <strong>ve</strong>rdiği paralar kabul<br />

edilmiş idi. Kalenin yıkılan yerlerini tamir ettiren<br />

Orhan Bey buraya muhafızlar koyup, emniyet<br />

tedbirleri aldırdı. Ayrıca bir dizi imar faaliyetlerinde<br />

bulunduktan sonra babası Osman Bey’in<br />

ölüm yatağında kendisine yaptığı vasiyeti yerine<br />

getirerek naaşı kaledeki Gümüşlü-Künbed diye<br />

tabir edilen türbeye defn ettirdi. Ahi Hasan <strong>ve</strong> yanındaki<br />

taraftarlarının Bursa’nın fethinden sonra<br />

da bu şehrin imar faaliyetlerinde önemli rol almıştır.<br />

Nitekim Neşri’nin “beg sarayına yakın bir<br />

yerde kendüye bir zaviye yaptırdı” ifadelerinden<br />

şehrin inşasında da yer aldığı anlaşılmaktadır.<br />

Diğer yandan Ahi Hasan <strong>ve</strong> tekkesi, sadece şehrin<br />

inşasında değil aynı zamanda Osmanlı yönetiminin,<br />

siyasetinin <strong>ve</strong> hatta beyinin belirlendiği<br />

yer olmuştur. Âşıkpaşazâde’deki “ol zamanda<br />

olan azizler bilece cem” olmuştu ifadesinden tekkenin<br />

<strong>ve</strong> Ahi Hasan’ın siyasî yapıya yakınlığını <strong>ve</strong><br />

belirleyici bir unsur olduğunu gösterirken, Osman<br />

Bey <strong>ve</strong>fat ettiği zaman oğulları Alâeddin <strong>ve</strong><br />

Orhan Gazi <strong>ve</strong> devletin ileri gelenleri Ahi Hasan’ın<br />

tekkesinde toplanarak hem Osman’ın terekesini<br />

ortaya çıkarıp hem de oğulları arasındaki görev<br />

dağılımını sağlayarak Orhan Gazi’nin bey olarak<br />

meşruiyetini sağlamışlardır. Kroniklerde bu mealdeki<br />

bilgiler devletin bu süreçteki inşasında<br />

Ahi Hasan <strong>ve</strong> taraftarlarının önemli rol oynadığını<br />

göstermektedir.<br />

Bursa’nın düşmesi sonrasında Orhan Bey’in kuv<strong>ve</strong>tleri<br />

İznik’i kuşattı. Bu durum İstanbul’da Bitinya<br />

bölgesinin tamamının kaybedilme endişesini<br />

uyandırdı. Bu bağlamda Bizans İmparatoru<br />

III. Andronikos Paleiologos, Gebze önünde ki Eskihisar<br />

geçidinden denizi geçip abluka altındaki<br />

İznik’i kurtarmaya karar <strong>ve</strong>rdi. İmparator ilkin<br />

Türkler ile karşılaşmalarında tecrübe kazanmış,<br />

yetenekli bir asker olan Mesothenia /Kocaeli valisi<br />

Kontofre’ ile buluşarak onun rehberliğinde yoluna<br />

devam etti. Osmanlı kroniklerinde çok kısa<br />

anlatılan Pelekanon savaşı iki aşamada gerçekleşti.<br />

Birinci aşamada Orhan Bey klasik Osmanlı<br />

savaşı taktiğini uygulayarak Bizans ordusunu<br />

ârızî bölgeye çekti. İkinci gün orada çevirme<br />

stratejisi uygulayarak Bizans kuv<strong>ve</strong>tlerini bozguna<br />

uğrattı. Savaş sonunda Bizans ordusu panik<br />

halinde sahildeki kalelere <strong>ve</strong> özellikle Filokren’e<br />

sığınmaya çalıştı. Orhan’ın kuv<strong>ve</strong>tleri kaçanları<br />

kovalayarak bir çoğunu esir aldı. Hatta imparator<br />

dahi paniği önleyemeyince gemiyle İstanbul’a<br />

kaçtı. Orhan bütün Kocaeli’ni ele geçirdi; zaferden<br />

sonra İznik halkının hiçbir ümidi kalmadı.<br />

Osmanlılar ablukayı şiddetlendirerek şehri teslim<br />

aldı (2 Mart 1331). İznik fethiyle Orhan Bey<br />

İslâm dünyasında şöhret kazandı. Bu bağlamda<br />

birçok sultan gibi Irak Celâyirli Sultanı Hasan<br />

bile dostça ilişkiler kurdu. Bitinya’nın tamamına<br />

sağlamca yerleşen Orhan Bey’i o sırada gören<br />

Arap seyyahı İbn Battuta onu “Sultan Osmancık<br />

oğlu İhtiyârüddin Orhan Bey” diye anar <strong>ve</strong> zenginlik,<br />

arazi, askerî kuv<strong>ve</strong>t bakımından Türkmen<br />

sultanlarının en büyüğü olarak tanıtır.<br />

1329’dan beri Bizans ile savaş durumunda olan<br />

Orhan Bey’in yine Bizans ile savaş halindeki Aydınoğlu<br />

Umur Bey ile irtibat kurup, 730 (1330)<br />

yılında onunla Saruhan’da buluşmuş <strong>ve</strong> Bizans’a<br />

karşı ortak harekâta karar <strong>ve</strong>rmişlerdir. Nitekim<br />

169

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!