27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

344<br />

günlük kıyafetleriyle çıkmazlar. Törenlerde otantik<br />

<strong>ve</strong> yöresel giysilerini giyerler. Bunlar başta fes,<br />

boyunda poşu, sırtta yakasız gömlek, işlik, salta;<br />

belde saltaya bağlı köstek <strong>ve</strong> örme yün kuşak; altta<br />

şalvar / potur don, ayaklarda örme yün çorap<br />

ile çarığı andıran yemenidir.<br />

Afyonkarahisar / Sandıklı’da yaren kıyafetleri<br />

ayaklarına beyaz yün çorap, pantolon yerine çuha<br />

şalvar, yakasız gömlek, bele sarılan uzun <strong>ve</strong> geniş<br />

bir kuşak; bunların üzerine giyilen kollu, işlemesiz<br />

cepken ile boyuna bağlanan poşudan oluşur.<br />

Çankırı yarenleri, ata babalardan gelen <strong>ve</strong> millî<br />

kıyafet diye nitelendirilen özgün bir giyim tarzını<br />

tercih ederler. Başta fes <strong>ve</strong> ona bağlanan poşu;<br />

bedende yakasız <strong>ve</strong> içlik denilen renkli gömlek;<br />

pantolon yerine giyilen sırma işlemeli, arka tarafı<br />

körüklü bir zivga; onun üzerine de bele sarılan<br />

püsküllü bir kuşak; ayakta ise yün örülmüş beyaz<br />

çorap bulunur.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Gökhan Tarıman Cenikoğlu, Akşehir’de Sıra Yârenleri,İstanbul<br />

1998, s. 66; Aynı yazar, Türk Halkbilimi Araştırmaları, b.y., t.y.,<br />

s. 44; Bahattin Ereş, Akşehir Yöresi Halk Kültürü Araştırması, Ankara<br />

1992, s. 142-162 ; Tülay Er, Simav İlçesi <strong>ve</strong> Çevresi Yâren<br />

Teşkilâtı, Ankara 1998, s. 45-46; Neşet Çağatay, Ahilik Nedir, Ankara<br />

1990, s. 78, 79; Bedrettin Akar, Afyonkarahisar İli Sandıklı<br />

İlçesi Yâren Geleneği, AKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış<br />

Yüksek Lisans Tezi, Kütahya 2013, s.108.<br />

Gökhan Tarıman CENİKOĞLU<br />

YAREN ODALARI<br />

Ahilik kurumunun en önemli özelliği, sadece şehir<br />

<strong>ve</strong> kasabalara kadar değil, köylere kadar da<br />

uzanması <strong>ve</strong> halkın eğitiminde yüzyıllarca ahlâkî<br />

<strong>ve</strong> sosyal bir görev üstlenmiş olmasıdır. Bu eğitimin<br />

<strong>ve</strong>rildiği yerler, yaren odası <strong>ve</strong>ya bugünkü<br />

adıyla konuk odası olarak bilinirdi. Bu bağlamda<br />

İbn Battuta’nın övgü ile bahsettiği, mükemmelliğini<br />

anlata anlata bitiremediği Ahi zaviyeleri, birçok<br />

köyde konuk odası olarak görev yapıyordu.<br />

Konuk odalarının her türlü ihtiyacı, ekonomik<br />

durumu iyi olan aileler tarafından gönüllü olarak<br />

karşılanır <strong>ve</strong> gelen misafirlerin yeme, içme,<br />

konaklama vb her türlü hizmetleri buralarda ücretsiz<br />

sağlanırdı.<br />

Ulaşım <strong>ve</strong> haberleşme imkânlarının son derce kısıtlı<br />

olduğu dönemlerde, meslekleri gereği seyahat<br />

etmek zorunda olanlar için bu odaların önemi<br />

son derece büyüktü. Yâren odalarının bunların<br />

dışında pek çok görevleri daha vardı. Yâren odaları<br />

da, tıpkı Ahi zaviyeleri gibi eğitimin gelişmesine<br />

<strong>ve</strong> insanlar arasında yardımlaşma <strong>ve</strong> dayanışma<br />

duygusunun yerleşmesine önemli katkılar<br />

sağlamıştır. Yâren odalarında, özellikle uzun kış<br />

gecelerinde yapılan toplantılarda köyün <strong>ve</strong> köylünün<br />

sorunları konuşulduğu gibi, dinî <strong>ve</strong> millî<br />

kitaplar okunur, meslekî <strong>ve</strong> ahlâkî konuda sohbetler<br />

edilirdi. Okula gidecek öğrencinin, askere<br />

gidecek gencin, evlenecek kişinin problemleri bu<br />

odalarda masaya yatırılır <strong>ve</strong> çözülürdü. Yâren<br />

odalarının yönetimi, yarenlerin en yaşlılarından<br />

<strong>ve</strong> herkes tarafından sevilip saygı duyulan yaren<br />

başı adı <strong>ve</strong>rilen kişiler tarafından sağlanırdı. Her<br />

yaren odasında, yaren başına <strong>ve</strong>kalet edecek bir<br />

de oda başı bulunurdu. Gerek yaran başı gerekse<br />

oda başı seçimle iş başına gelirdi.<br />

İbn Battuta, Ahileri tanıtıp toplumla ilgili misyonlarını<br />

izah ederken: “Bunlar Anadolu’ya yerleşmiş<br />

bulunan Türkmenlerin yaşadıkları her<br />

yerde, şehir, kasaba <strong>ve</strong> köylerde bulunmaktadırlar.<br />

Memleketlerine gelen yabancıları karşılama,<br />

onlarla ilgilenme, yiyeceklerini, içeceklerini, yatacaklarını<br />

sağlama, ihtiyaçlarını giderme, onları<br />

uğursuz <strong>ve</strong> edepsizlerin ellerinden kurtarma, şu<br />

<strong>ve</strong>ya bu sebeple bu yaramazlara katılanları yeryüzünden<br />

temizleme gibi konularda bunların eş<br />

<strong>ve</strong> örneklerine dünyanın hiç bir yerinde rastlamak<br />

mümkün değildir” tespitinde bulunmuştur.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Sadık Göksu, Kırkambar (Ahilik Ansiklopedisi) Ahilik<br />

Tarihöncesi’nde Başlar, İstanbul 2011.<br />

Tuna KOLBAŞI<br />

YAREN TEŞKİLÂTI<br />

Yârân terimi, Farsça “yâr” sözcüğünün çokluk<br />

şekli olup, zamanla Yâren olarak kullanılmaya

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!