T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
50<br />
yardımcısı olarak çalıştı. 1994 Şubat’ında emekli<br />
oldu.<br />
Emekliliğini müteakip bütün mesaisini çocuk<br />
edebiyatı <strong>ve</strong> hikâye türünde eserler <strong>ve</strong>rmeye ayırdı.<br />
Bu süre zarfında çeşitli gazetelerde <strong>ve</strong> dergilerde<br />
çeşitli konulara ait yazılar yayımladı. Tiyatro<br />
<strong>ve</strong> roman türündeki eserleriyle çeşitli ödüller<br />
kazandı. Folklorik derleme <strong>ve</strong> araştırmalarda<br />
bulundu. Hâlen Denizli’de mahallî gazete <strong>ve</strong> sitelerde<br />
yazılar yazan Kallimci’nin 60 civarında<br />
yayımlanmış kitabı vardır.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Hasan Kallimci, Denizli’de Ahilik, Denizli 2011, s. 132-136.<br />
http://www.hasankallimci.com/index.php/hayati.html/ (Erişim :<br />
30.04.2014)<br />
İsmail ÇİFTCİOĞLU<br />
KANTARCI, ZEYNEP<br />
(d. 1981)<br />
İş Etiği <strong>ve</strong> Ahilik adlı Yüksek Lisans tezini hazırlayan<br />
Zeynep Kantarcı, Trabzon’da doğdu. İlk,<br />
orta <strong>ve</strong> lise eğitimini Trabzon’da tamamladıktan<br />
sonra 1999 yılında Atatürk Üni<strong>ve</strong>rsitesi Fen-<br />
Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde lisans eğitimine<br />
başladı. 2003 yılında Felsefe Bölümü’nden<br />
mezun oldu <strong>ve</strong> aynı yıl Atatürk Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü bünyesinde Felsefe Tarihi<br />
alanında yüksek lisansa başladı. 2007 yılında<br />
yüksek lisans tezini tamamladı. 2009 yılında Atatürk<br />
Üni<strong>ve</strong>rsitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde<br />
Sistematik Felsefe <strong>ve</strong> Mantık alanında doktora<br />
eğitimine başlayan Kantarcı, Nietzsche Felsefesinde<br />
Ahlak, Din <strong>ve</strong> Felsefe Eleştirisi başlığını<br />
taşıyan tez çalışmasına devam etmektedir. Halen<br />
Muş Alparslan Üni<strong>ve</strong>rsitesi Fen-Edebiyat Fakültesi<br />
Felsefe Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak<br />
görev yapmaktadır.<br />
Baykal BİÇER<br />
KAPAN<br />
Kapan, sözlükte yakalamak, gasp etme, kapma,<br />
zorla el koymak, tuzak, çardak, mengene, kantar,<br />
mizan <strong>ve</strong> büyük terazi anlamlarına gelir. Latince<br />
“campana” kelimesinden Farsçaya, buradan da<br />
“kabbân” şeklinde Arapçaya geçen büyük terazi,<br />
kantar anlamındaki kelimenin Türkçeye “kapan”<br />
şeklinde geçtiği kabul edilmektedir. Mısır’da kantar<br />
kullanan kimseye “kabbânî”, alım satım muka<strong>ve</strong>lelerine<br />
nezaret eden kuruma da “Divanü’lkabbânî”<br />
denirdi. Avrupa’da da büyük şehirlerde<br />
tüccarların işlerini hallettikleri, mallarını satışa<br />
arz ettikleri, depolarını bulundurdukları şehre<br />
ait geniş han biçimi satış evleri vardı. Önemli<br />
ticarî merkezlerde, ayrıca “şehir kantarı” denilen<br />
bütün tacirlerin faydalanabileceği kantarlar mevcuttu.<br />
Deniz ticareti ile meşgul olan tacirler ise<br />
büyük depolar inşa ettirmişlerdi.<br />
Osmanlı ticarî <strong>ve</strong> ekonomik hayatında kapan kelimesi,<br />
Osmanlı Devleti’nde ticarî hammadde <strong>ve</strong><br />
malların tartıldığı, fiyatlarının oluştuğu <strong>ve</strong> toptan<br />
alım satımının yapıldığı yerlerdir. Kapanlar, bu<br />
anlamda ekonominin iaşe <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rgisel anlamda<br />
önemli kurumlarından biridir. Kapanlar, devletin<br />
ekonomik hayata müdahalesini yansıtan uygulama<br />
<strong>ve</strong> kurumlardandır. Özellikle bir “dev kentmetropol”<br />
<strong>ve</strong>ya “mide kent” görünümünde hep<br />
dışarıdan mal alan bir kent olan İstanbul’un iaşesinin<br />
temininde kapanlar, büyük rol oynamaktaydı.<br />
Kapanlara her türlü erzak <strong>ve</strong> zahire getiren<br />
tüccarlara, “kapan hacıları <strong>ve</strong>ya tüccarları” denilirdi.<br />
Kadı’nın görevlendirdiği <strong>ve</strong> kapana gelen<br />
malların kontrolü, tartılması <strong>ve</strong> dağıtılmasına<br />
nezaret eden görevlilere, “kapan kethüdası, emini,<br />
ümerası <strong>ve</strong>ya naibi” denilirdi. Kapan naibinin,<br />
esnaf temsilcileri ile birlikte malların kontrolü,<br />
tartılması <strong>ve</strong> dağıtımı gibi işlerin gerektirdiği kayıtları<br />
tutan kimseye “kapan kâtibi” denilirdi.<br />
Kapan kavramı, Osmanlılarda daha ziyade un,<br />
yağ, bal v.b. bir maddenin ismiyle Un Kapanı,<br />
Yağ Kapanı v.b. anılan <strong>ve</strong> malların tartıldığı<br />
mekânlardan çok, söz konusu malların toptan<br />
satışının yapıldığı borsa benzeri mekânlar şeklinde<br />
kullanılmaktaydı. Osmanlı Devleti’nin kuruluş<br />
döneminden yaptırılan cami, medrese,<br />
imaret v.b. vakıf müesseselerinin masraflarını<br />
karşılamak amacıyla bunların yanlarına kapanlar<br />
inşa ettirilirdi. Bunların en bilinenlerinden birisi,<br />
Orhan Bey zamanında Bursa’da Emir Hanı<br />
ile Ulu Cami’nin batısındaki Kapan Hanı idi. En<br />
meşhur kapan, Fatih döneminde yaptırılan Un<br />
Kapanı idi. Anadolu Selçuklu Devleti’nde de kapan<br />
hanlarına benzer yerler bulunmakla beraber,<br />
bütün karakteristik özellikleriyle ortaya çıkışı<br />
Fatih Sultan Mehmed dönemindedir. Fatih’ten