T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
1WQPJ6Jax
1WQPJ6Jax
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
A h i l i k<br />
A n s i k l o p e d i s i<br />
men), Ankara 1995, 130-131; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı<br />
Tarihi, I, Ankara 1988, s. 117.<br />
İsmail ÇİFTCİOĞLU<br />
ŞEYH MEHMED<br />
Germiyanoğulları döneminin ileri gelen Ahilerindendir.<br />
Kütahya şehir merkezinde Paşam Sultan<br />
mahallesinde hâlen ayakta olan <strong>ve</strong> halk arasında<br />
Kurşunlu Camii olarak bilinen cami, Şeyh Mehmed<br />
tarafından inşa edilmiştir. Caminin 779<br />
(1377) tarihli kitâbesinde fütüv<strong>ve</strong>t ehlinden olduğu<br />
belirtilen Şeyh Mehmed’in babasının ismi<br />
Şeyh Alâeddin, dedesinin ismi ise Şeyh Nureddin<br />
olarak kaydedilmiştir. Şeyh Mehmed’in ismine<br />
Kurşunlu Cami’nin yakınındaki Paşam Sultan<br />
(Seyyid Nureddin) Türbesi’nin içinde bulunan<br />
bir kitâbede de rastlanmaktadır. Bazı araştırmalarda<br />
isminin 796 (1393) tarihli bir mezar taşı<br />
kitâbesinde geçtiği de belirtilir.<br />
söz konusu unvana sahip olanlara rastlanıyor.<br />
Şeyh-i seb‘alar, esnaf içinde oldukça etkili idi. Bu<br />
bağlamda onlar, kalfa <strong>ve</strong> ustalıkla ilgili törendeki<br />
uygulamalar esnasında; şeyh, nakip <strong>ve</strong> yiğitbaşı<br />
tayininde etkili idiler. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin<br />
son dönemlerinde hacca gidip gelen esnafı uğurlayan<br />
<strong>ve</strong> karşılayan heyete başkanlık da ederlerdi.<br />
KAYNAKÇA:<br />
BOA, C.BLD., 50/2466; İE. TCT., 4/483, 6/744, 10/1196, 14/1575;<br />
AE.SAMD.III., 16/1498, C. EV., 405/20529; C. BLD., 4/197; İ.<br />
HUS., 11/ 1310 L-073; DH. MKT., 2343/26; BEO, 2912/218326;<br />
Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Ankara 1997; Musa<br />
Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal <strong>ve</strong> Ekonomik<br />
Yapısı, Ankara 1997; Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu,<br />
İstanbul 2007; Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğu’nda<br />
Devlet <strong>ve</strong> Ekonomi, Ankara 2007; Mehmet Demiryürek, Kıbrıs<br />
Esnaf Teşkilatı (Şeyh-i Seb‘a, Esnaf Grupları <strong>ve</strong> İhtisab Rüsûmu<br />
1750-1850), Lefkoşa 2011; Mehmet Akif Erdoğru, “Kıbrıs’ta İlk<br />
Osmanlı Esnaf <strong>ve</strong> Zanaatkârları Üzerine Notlar”, Osmanlı Öncesi<br />
ile Osmanlı <strong>ve</strong> Cumhuriyet Dönemlerinde Esnaf <strong>ve</strong> Ekonomi Semineri,<br />
İstanbul 2003; M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri<br />
<strong>ve</strong> Terimleri Sözlüğü, III, İstanbul 2004, s. 134.<br />
Ayşe DEĞERLİ<br />
268<br />
KAYNAKÇA:<br />
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Kütahya Şehri, İstanbul 1932, s. 77, 86-<br />
87; Hamza Güner, Kütahya Camileri, Kütahya 1964, s. 12; A. Osman<br />
Uysal, Germiyanoğulları Beyliği’nin Mimarî Eserleri, Ankara<br />
2006, s. 178, 182-183; M. Mustafa Kalyon, Kütahya’da Selçuklu-<br />
Germiyan <strong>ve</strong> Osmanlı Eserleri, Kütahya 2000, s. 37, 281; Halil<br />
Edhem, “Âl-i Germiyan Kitâbeleri”, TOEM, Cüz 2 (1328), s. 126-<br />
127; Ara Altun, “Kütahya’nın Türk Devri Mimarisi”, Atatürk’ün<br />
Doğumunun 100. Yılına Armağan Kütahya, İstanbul 1981, s. 226,<br />
228.<br />
İsmail ÇİFTCİOĞLU<br />
ŞEYH-İ SEB‘A<br />
Osmanlı esnaf grupları reislerinden <strong>ve</strong>ya ileri gelenlerine<br />
<strong>ve</strong>rilen addır. Bu terimin nasıl ortaya<br />
çıktığı hakkında tam bir bilgi bulunmamaktadır.<br />
Ancak terimin Ahi teşkilatındaki yedinci (seb‘a)<br />
mertebe ile ilgili olduğu düşünülebilir. Nitekim<br />
Osmanlı esnaf grupları üzerine yapılan çalışmalarda,<br />
esnaf örgütlerinin kendi seçtikleri <strong>ve</strong> yerine<br />
göre ‘Şeyh-i Seb‘a’ <strong>ve</strong>ya ‘Ahi Baba’ diye isimlendirdikleri<br />
bir şeyhin genel nezareti altında bulunmaları,<br />
söz konusu mertebe ile ilgili olabileceğini düşündürüyor.<br />
Bu bağlamda onlara ‘şeyhü’ş-şüyûh’<br />
(şeyhlerin şeyhi) da denilirdi. Bu bakımdan söz<br />
konusu şeyhler, esnaf örgütü içinde yer alan<br />
şeyhlerin daha üst kademesinde idi. Bu unvanın,<br />
gelişmesini giderek tamamlayan esnaf örgütleri<br />
arasında daha yaygın bir hale geldiği söylenebilir.<br />
Başta İstanbul olmak üzere Anadolu, Kıbrıs, <strong>ve</strong><br />
Kudüs gibi yerlerdeki esnaf yöneticileri arasında<br />
ŞEYH SEYYİD GAYBÎ OĞLU<br />
ŞEYH SEYYİD HÜSEYİN<br />
Fütüv<strong>ve</strong>tnâme adlı eseri bulunmaktadır. Hayatı<br />
hakkında fazla bir bilgi yoktur. Neseb bağında<br />
babası Şeyh Seyyyid Gaybî olarak geçer. Seyyid<br />
Hüseyin’in Alevi-Bektaşiler arasında meşhur<br />
olan, Hz. Ali’ye atfedilen <strong>ve</strong> yetmiş iki sözü şerh<br />
eden Şarhu Hutbat-al Bayan ile Fütüv<strong>ve</strong>tnâme<br />
adlı iki eseri vardır. Birinci eserin ilk nüshasının<br />
1514 yılına ait olması; Fütüv<strong>ve</strong>nâmesinde<br />
Burgâzî Fütüv<strong>ve</strong>tnâmesi’nden yararlanması <strong>ve</strong><br />
Fatih Sultan Mehmed’den İslâm Padişahı diye<br />
bahsetmesi, XV. yüzyılda yaşadığına delalet edebilir.<br />
Hutbat-al Bayan Şerhi’nin ilk nüshasının<br />
Bursa’da bulunması, eserin Bursa’da yazılmış<br />
olma ihtimalini kuv<strong>ve</strong>tlendirir. Bu durum onun<br />
<strong>ve</strong>ya babasının Bursa’da yaşadığına işaret olabilir.<br />
KAYNAKÇA:<br />
Abdulbaki Gölpınarlı, “Şeyh Seyyid Gaybî oğlu Şeyh Seyyid<br />
Huseyn’in Fütüv<strong>ve</strong>t-Nâmesi”, İÜ İFM, XVII/1-4 (1955-1956), s.<br />
27-155; Ali Torun, Türk Edebiyatında Türkçe Fütüv<strong>ve</strong>t-nâmeler,<br />
Ankara 1998, s. 50,51.<br />
Ali TORUN