27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

242<br />

nin şeyhülislamlık makamına getirildi. 1247’de<br />

Moğollar’ın Multan’ı kuşattıkları sırada Moğol<br />

ordusunda bulunan Melik Şemseddin vasıtasıyla<br />

kuşatmanın kaldırılmasını sağlamış olması, Şeyh<br />

Bahâeddin’in elde ettiği nüfûzu göstermesi bakımdan<br />

önemlidir. Bahâeddin Zekeriyyâ’nın irşad faaliyetleri<br />

birçok Hindu’nun Müslüman olmasına,<br />

ayrıca bölgede bulunan Karmatîler’in de etkisini<br />

yitirmesine sebep olmuştur.<br />

Bahâeddin Zekeriyyâ ile birlikte Multan’da<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’nin Bahâiyye kolu doğmuş <strong>ve</strong> bu<br />

kol tarikatın Hindistan’daki merkezi konumuna<br />

gelmiştir. Buradan tarikat Hindistan’daki<br />

birçok şehirle birlikte Bengladeş, Afganistan,<br />

Suriye <strong>ve</strong> Mısır gibi ülkelere kadar yayılmıştır.<br />

Bahâiyye silsilesi Şeyh Bahâeddin’in yerine geçen<br />

oğlu Sadreddin Muhammed Ârif (ö. 23 Zilhicce<br />

684 / 19 Şubat 1286) <strong>ve</strong> torunu Rükneddin<br />

Ebü’l-Feth (ö. 735 / 1334-35) ile devam etti. Bu<br />

silsileden Nakşibendiyye-Müceddidiyye’nin kurucusu<br />

İmâm-ı Rabbânî de (ö. 1034 / 1624) babası<br />

Abdülahad vasıtasıyla hilâfet almıştır. İmam-ı<br />

Rabbânî’den sonra silsile, halifeleri arasında bulunan<br />

dört oğlundan Hâce Muhammed Saîd ile<br />

devam etmiş, Nakşibendiyye-Hâlidiyye’nin kurucusu<br />

Hâlid el-Bağdâdî de (ö. 1242 / 1827) birçok<br />

tarikatla birlikte Sühre<strong>ve</strong>rdiyye icazetini adı geçen<br />

silsilede yer alan şeyhi Abdullah Dihlevî’den<br />

almıştır. Sadreddin Muhammed Ârif zamanında<br />

tarikat Hindistan’da daha da yaygınlaştı. Delhi<br />

Sultanı Balaban Han’ın oğlu Şehzade Muhammed<br />

ile ilişkileri sayesinde şeyh hângâhı için yeni<br />

imkânlar elde etti. Bununla birlikte onun yöneticilerle<br />

ilişkilerini belli mesafede tuttuğu, babası<br />

döneminde dinî-tasavvufî faaliyetler için hoş görülen<br />

mal biriktirme anlayışına, dervişlerin hayatını<br />

olumsuz etkilediği gerekçesiyle karşı çıktığı belirtilmektedir.<br />

Sadreddin Muhammed Ârif’in hilafet<br />

<strong>ve</strong>rdiği zatlar arasında önemli âlimlerden Emir<br />

Hüseyin Hüseynî de vardır. Onun bir başka halifesi<br />

Mevlana Hüsâmeddin, Bada şehrinde faaliyet<br />

göstermiştir. Şeyh Sadreddin’den sonra yerine geçen<br />

oğlu Rukneddin Ebü’l-Feth de yöneticilerle yakın<br />

ilişkileri devam ettirdi. Delhi Sultanı Alâeddin<br />

Halâcî <strong>ve</strong> Tuğluklu hükümdarı Muhammed Şah<br />

(Uluğ Han Fahreddin Cûne) ile şahsî dostluklar<br />

geliştirerek tarikat adına büyük imkânlar <strong>ve</strong> geniş<br />

araziler elde etti. Ancak Tuğluklular döneminde<br />

dergâh sıkı denetim altına alındı. Rükneddin<br />

Ebü’l-Feth’den sonra yerine yeğeni Şeyh İsmâl’in<br />

geçtiğini söyleyenler varsa da, o tarihte Delhi’de<br />

bulunan <strong>ve</strong> Şeyh Rükneddin ile bir müddet beraber<br />

olan İbn Battûta, Rükneddin’in <strong>ve</strong>fat etmeden<br />

önce yerine torunu Şeyh Hûd’u vasiyet<br />

ettiğini, bunun üzerine şeyhliğin kendi hakkı<br />

olduğunu ileri süren yeğeninin sultana şikâyette<br />

bulunduğunu, Sultan Muhammed Şah’ın ise<br />

Rükneddin’in vasiyetine uygun olarak Şeyh<br />

Hûd’u atadığını belirtmektedir. Bu şekilde problem<br />

halledilmiş olsa da, ilk defa resmî atamayla<br />

bir şeyhin gelmesi dergâhın iktidarın denetimi<br />

altına girmesine sebep oldu. Şeyhliği sırasında<br />

büyük ser<strong>ve</strong>t elde ettiği ileri sürülen Şeyh Hûd<br />

hakkında Sind Emîri İmâdü’l-Mülk’ün Sultan’a<br />

yazdığı şikâyet mektubunda, şeyhin görevini yapmadığı<br />

<strong>ve</strong> hângâhın gelirlerini şahsı <strong>ve</strong> yakınları<br />

için kullandığını belirtince mallarına el kondu,<br />

ardından ülkeden kaçmak üzereyken yakalanıp<br />

idam edildi. Bu olaydan sonra Multan’daki<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdî hângâhının hiçbir etkisi kalmadı.<br />

Multan’da etkisini yitiren Sühre<strong>ve</strong>rdiyye Uç, Gucerat,<br />

Kalpî, Pencab, Keşmir <strong>ve</strong> Delhi bölgelerinde<br />

yayılmasını sürdürdü. Bahâeddin Zekeriyyâ’nın<br />

halifelerinden Celal Surh <strong>ve</strong>ya Sürhpûş diye<br />

anılan Seyyid Celâleddin Buhârî (Celâleddin el-<br />

Ahmer Hüseyin b. Ahmed el-Buhârî, ö.691/1292)<br />

dergâhını Uç şehrinde kurmuş <strong>ve</strong> burada onunla<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’nin Buhâriyye kolu doğmuştur.<br />

Celal Surh’un Tuğluklu Sultanı Muhammed<br />

Şah’ın teklif ettiği şeyhülislamlık makamını<br />

reddettiği belirtilmektedir. Celal Surh ile aynı<br />

adı taşıyan <strong>ve</strong> Mahdûm-i Cihâniyân diye anılan<br />

torunu Celâleddin Buhârî’nin (Celâleddin Hüseyin<br />

b. Ahmed el-Kebîr el-Buhârî, ö.785 / 1384)<br />

gayretleri, Uç’ta etkisini yitirmek üzere olan<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’yi yeniden canlandırdı. Mahdûm-i<br />

Cihâniyân’ın “Sânî-i Mahdûm-i Cihâniyân” unvanıyla<br />

tanınan oğlu Burhaneddin Kutb-i Âlem<br />

de (ö. 857 / 1453) bir Buhâriyye tarikatı şeyhi<br />

olarak Hindistan’da Sühre<strong>ve</strong>rdiliğin yayılmasına<br />

hizmet etti. Muhtemelen XVII. yüzyıldan<br />

sonra Hindistan’da ortaya çıkan <strong>ve</strong> Celâl-i Sânî<br />

diye anılan bir şeyhe nisbet edilen gayri Sünnî<br />

Celâliyye tarikatının Buhâriyye’den doğduğu tahmin<br />

edilmekteyse de, Celâl-i Sânî’nin Buhâriyye<br />

pîri Celâleddin Buhârî olduğu belli değildir.<br />

Öte yandan İran’da ortaya çıkan Şiî karakterli<br />

Haksâriyye fırkasının da Celâliyye kolundan doğmuş<br />

olabileceği ihtimali üzerinde durulmuştur.<br />

Çiştiyye tarikatından da hilafet aldığı nakledilen<br />

Mahdûm-i Cihâniyan’ın özellikle Hindistanlı<br />

Müslümanların Hindu geleneklerinden etkilene-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!