27.08.2015 Views

T.C Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ​

1WQPJ6Jax

1WQPJ6Jax

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

A h i l i k<br />

A n s i k l o p e d i s i<br />

nin Arap muhitlerden çok Acem <strong>ve</strong> Türk muhitlerinde<br />

yaygınlık göstermesi de bu eserlerin Farsça<br />

yazılmasındaki asıl sebep olarak değerlendirilebilir.<br />

Murtaza Sarrâf <strong>ve</strong> Henry Corbin tarafından<br />

Resâyil-i Civânmerdân adıyla neşredilen (Tahran<br />

1973) fütüv<strong>ve</strong>t <strong>ve</strong> ahîlik risâleleri (s. 89-166)<br />

arasında ilk sırada yer alan Sühre<strong>ve</strong>rdî’nin eseri,<br />

fütüv<strong>ve</strong>t <strong>ve</strong> ahîliğin temel esaslarını ortaya<br />

koymaktadır. Buna göre fütüv<strong>ve</strong>tin altısı zâhir/<br />

dış, altısı da bâtın/iç olmak üzere on iki rüknü<br />

bulunmaktadır. Bu rükünlerin zâhirî olanları<br />

şöyle sıralanır: Şalvar kuşanmak/beline sahip<br />

olmak, midesini haram lokmadan korumak, dilini<br />

gıybet, iftirâ, boş söz <strong>ve</strong> yalandan korumak,<br />

göz <strong>ve</strong> kulağını haramdan korumak, el <strong>ve</strong> ayağını<br />

haramdan korumak, hırs <strong>ve</strong> emel tuzağına düşmemek.<br />

Bu altı rükün ahîlikteki “eline, diline <strong>ve</strong><br />

beline sahip olma” ilkelerini kapsamaktadır.<br />

Fütüv<strong>ve</strong>tin bâtınî rükünleri ise şunlardır: İstemeden<br />

<strong>ve</strong>rmek, minnetsiz <strong>ve</strong>rmek, alçak gönüllü<br />

olmak, bağışlayıcı olmak, benlik duygusunu yok<br />

etmek, vuslat, kurbet <strong>ve</strong> hidâyet makamlarında<br />

uyanık olmak.<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdî bu kavramların açıklamasında “ahî<br />

için gerektir ki” ifadesiyle ahî kavramını da sıkça<br />

kullanmaktadır. Sühre<strong>ve</strong>rdî fütüv<strong>ve</strong>t <strong>ve</strong> ahîliği<br />

seyfî <strong>ve</strong> kavlî olmak üzere iki kola ayırmaktadır.<br />

Seyfî kolu tasavvuftaki hak ya da tahakkuk hırkası<br />

ile kavlî kolu da teberrük hırkası ile irtibatlı<br />

görmektedir.<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdî’nin ikinci risâlesi beş bölümden<br />

oluşmakta <strong>ve</strong> fütüv<strong>ve</strong>t <strong>ve</strong> ahîliğin genel prensiplerini<br />

kapsamaktadır. Müellif burada fütüv<strong>ve</strong>t<br />

hareketinin Bağdât’tan çıkarak dört yolla İslâm<br />

dünyâsının dört bucağına dağıldığını belirtir.<br />

Bunlardan biri Mekke’ye, diğeri Şam’a, öteki<br />

Rum/Anadolu’ya, bir diğeri ise Azerbaycan’a dağılmıştır.<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdî fütüv<strong>ve</strong>t hareketinin sadece bir sınıf<br />

hareketi olmadığını; aksine fütüv<strong>ve</strong>t mensuplarının<br />

Arap, Acem, Türk, Tacik, avam, asker, esnaf,<br />

tüccar <strong>ve</strong> her sınıftan oluştuğuna işaret eder. Fütüv<strong>ve</strong>tin<br />

Hz. Âdem’den başlayarak Şit <strong>ve</strong> İbrâhim<br />

gibi büyük peygamberlerden beri devam eden<br />

bir gelenek olduğunu ifade eder. Fütüv<strong>ve</strong>tte hem<br />

İmam Ali’nin hem de Hz. Ömer’in önemli yerine<br />

işaret eder.<br />

Şehabeddin Sühre<strong>ve</strong>rdî’nin diğer eserleri şunlardır:<br />

Nuğbetü’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân;<br />

Reşfü’n-nesâihi’l-îmâniyye <strong>ve</strong> keşfü’l-fezâihi’l-<br />

Yûnâniyye; İrşâdü’l-mürîdîn <strong>ve</strong> mecdü’ttâlibîn;<br />

İ’lâmü’l-hüdâ <strong>ve</strong> akîdetü erbâbi’t-tüka;<br />

er-Rahîku’l-mahtûm li-zevi’l-ukûl <strong>ve</strong>’l-fühûm;<br />

Risâletü’s-seyr <strong>ve</strong>’t-tayr; Vesâyâ; Cezbü’l-kulûb<br />

ilâ muvâsalâti’l-mahbûb; Evrâdü’s-Sühre<strong>ve</strong>rdî;<br />

Sünûhu’l-fütûh bi-zikri’r-rûh; el-Makâmâtü’ssûfiyye;<br />

İdâletü’l-iyân ale’l-bürhân.<br />

KAYNAKÇA:<br />

Şehabeddin Sühre<strong>ve</strong>rdî, Avârifü’l-maarif, (çev. H. Kâmil Yılmaz-<br />

İrfan Gündüz), İstanbul 1993, s. 309-310, 318, 549; aynı yazar,<br />

Fütüv<strong>ve</strong>tnâme (yay. Murtazâ Sarrâf-Henry Corbin), Resâyil-i<br />

Civânmerdân, Tahran 1352, s. 94-97; Hasan Kâmil Yılmaz,<br />

“Sühre<strong>ve</strong>rdî”, DİA, XXXVIII, İstanbul 2010, s. 40-42.<br />

Hasan Kamil YILMAZ<br />

SÜHREVERDİYYE<br />

Fütüv<strong>ve</strong>tin kuruluşuna katkıda bulunan Sühre<strong>ve</strong>rdi’nin<br />

kurduğu tarikattır. İslam dünyasının<br />

etkili tarikatlarından Sühre<strong>ve</strong>rdiyye, Ebû Hafs<br />

Şehâbeddin Ömer es-Sühre<strong>ve</strong>rdî (ö. 632 / 1234)<br />

tarafından Bağdat’ta kuruldu. Ebû Hafs’ın tasavvuf<br />

yoluna girişi <strong>ve</strong> yetişmesinde amcası <strong>ve</strong><br />

şeyhi Ebü’n-Necîb es-Sühre<strong>ve</strong>rdî’nin önemli rolü<br />

sebebiyle tarikatın kuruluşunu Ebü’n-Necîb’e<br />

kadar götürenler de vardır. Nitekim Takiyyüddin<br />

Vâsıtî tarikatı Ebü’n-Necîb’e nisbet etmiş <strong>ve</strong><br />

adını Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’nin yanı sıra “en-Necîbiyye<br />

es-Sühre<strong>ve</strong>rdiyye” şeklinde de kaydetmiştir.<br />

Murtazâ ez-Zebîdî de Şehâbeddin’in kurduğu tarikatın<br />

Şehâbiyye adını aldığını belirtmiş <strong>ve</strong> bunu,<br />

Ebü’n-Necîb’e nisbet ettiği Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’nin bir<br />

kolu olarak kaydetmiştir. Öte yandan Zebîdî,<br />

Ebü’n-Necîb’in hilâfet aldığı şeyhlerden birisinin<br />

Abdülkadir-i Geylânî olduğunu ileri sürerek<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’yi de Kâdiriyye’nin büyük kollarından<br />

biri olarak zikretmiştir.<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’nin Ebü’n-Necîb tarafından kurulduğu<br />

kabul edildiği takdirde, Ebheriyye <strong>ve</strong> Kübreviyye<br />

tarikatlarının Sühre<strong>ve</strong>rdiyye’nin bir kolu<br />

olarak kabul edilmesi gerekir. Zira Ebheriyye’nin<br />

kurucusu Kutbüddin el-Ebherî, Ebü’n-Necîb’in<br />

halifesi olduğu gibi, Kübreviyye’nin kurucusu<br />

Necmeddin Kübrâ’nın şeyhleri Ammâr-ı Yâsir el-<br />

Bitlisî ile İsmâil Kasrî de onun halifeleri arasında<br />

bulunmaktadır.<br />

Sühre<strong>ve</strong>rdiyye silsilesi Ebû Hafs Şehâbeddin’den<br />

sonra amcası Ebü’n-Necîb es-Sühre<strong>ve</strong>rdî vası-<br />

239

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!